"Somuncu Baba"nın galası uçakta yapılacak

"Somuncu Baba" filmi 1 Nisan’da gösterime giriyor. Vizyon öncesinde filmin yönetmeni Kürşat Kızbaz; dünyada ilk kez gerçekleştirecekleri uçak galasından, sette yaşadıkları zorluklara kadar pek çok şeyi anlattı...

"Somuncu Baba"nın galası uçakta yapılacak
Akşam Gazetesi'nden Başak Bıçak'ın röportajı...

Filmin gösterim tarihi yaklaşıyor…


Evet, biz Somuncu Baba’yı tanıtmak için bir ilki gerçekleştireceğiz ve uçakta gala yapacağız. THY ile anlaştık, bize destek olacaklar ve Anadolu’nun üzerinde gezerken canlı yayınla hem bağlantı yapılacak ana haberde, hem de filmi seyircilere uçakta izletip geri döneceğiz. Dünyada bir ilk olacak bu. Aynı zamanda filmin çekimlerinin yapıldığı ve en büyük destekçisi olan Aksaray’da, Ankara’da ve İstanbul’da da birer gala yapmayı planlıyoruz.

Bu filmler üçleme gibi oldu aslında biraz, aklınızda var mıydı böyle bir fikir?

Aslına tam tasarladım denemez. Çünkü Türkiye’de film çekmek çok zor. Dönem filmi yapmak zor, tasavvuf filmi yapmak hepsinden zor. Bunu vizyona sokmak keza öyle… Çok güçlü bir yapımcı olsaydım derdim ki, şu yıllarda çektiğim filmler üçleme olacak ama açıkçası hesaplayamadım, öngöremedim. Mevlana belgeselim dünyayı dolaşırken iyi bir tecrübe elde ettim, ardından Yunus Emre geldi, onu uzun metraj film olarak çektim. Yunus Emre’yi çekerken Aksaray Belediyesi iletişim kurdu benimle ve Somuncu Baba’nın olduğunu söyledi. Bununla ilgili bir film projesini yapıp yapamayacağımı sordular. Ben de projeye inandım ve yazım aşamasına geçtim. Ve nihayet filmi vizyona sokuyoruz 1 Nisan’da…

Filmin çekim süreci ne kadar sürdü?

Filmi bir yıl boyunca çektik. Anadolu coğrafyasını her gördüğümde yeniden keşfediyorum ve iyi bir sinematografi yakalamak adına dört mevsimde çekmek istedim filmi. Aralık ayında, mart ayında, nisan-mayıs ayında ve haziran ayında, dört etapta çektik. Çok büyük emek verdik filme. Başrol oyuncumuzun aylarca sakalını uzatıp beklemesinden, her etapta filme ikna edilen yeni cast ki, çok önemli isimlerle çalıştım ve çok mutluyum bundan, çok sabır isteyen bir iş oldu.

Somuncu Baba’dan biraz bahsedebilir misiniz?

Filmin zaten yapılma amacı Somuncu Baba’yı önce Türkiye’ye ardından da dünyaya anlatmak… Somuncu Baba aslında Anadolu coğrafyasında 14. yüzyılda yaşamış önemli bir düşünce insanı. Mutasavvıf. Yunus Emre ve Mevlana gibi… Hatta Somuncu Baba’nın en önemli öğrencisi Hacı Bayram Veli, Hacı Bayram Veli’nin öğrencisi Akşemsettin, Akşamsettin’in öğrencisi Fatih Sultan Mehmet… Tasavvuf literatüründeki o fetih kültürü, fetih bilincinin oluşmasının başlangıç noktası sayılır Somuncu Baba. Anadolu’yu karış karış gezmiş Yunus Emre gibi, ilahi aşkı aramış ve kendini bu aşk yolculuğuna adamış önemli bir insan. Mevlana şiirleriyle ulaşmış insanlara, Yunus Emre sözleriyle, ilahileriyle ulaşmış, Somuncu Baba da halka ekmek dağıtarak ulaşmış… Aksaray’da, Bursa’da, Anadolu’nun birçok yerinde yaşamış. Bursa’daki fırını çok bilinir, Aksaray’daki dergâhı çok bilinir. Aslında gerçekten sinematografik bir hayat yaşamış ve sonuç olarak da başladığı noktada Aksaray’da vefat etmiş.  Hacı Bayram Veli dolayısıyla çok önemlidir Somuncu Baba, Hacı Bayram Veli’ye Bayram ismini takan da yine Somuncu Baba’dır. Anadolu’da çok bilinen biri ama Türkiye’de ve dünyada bilinmiyor ne yazık ki yeterince.

Hayatınızın hangi dönemlerini kapsıyor film?

Gençliğinden, son dönemine kadar, ölümü göstermiyoruz ama ölümüne yakın kısmı kapsıyor. 18 ila 60 yaş arasında hayatını anlatıyoruz. Dervişlik, kendini arama yolculuğu, ardından posta oturması bir âlim olmasını giden yolu anlatıyoruz. Yüzde seksenlik bir biyografi diyebilirim film için. Aralarda flashbacklerde çocukluğu var, babası da çok önemli ilim insanı Musa… Sonuncu Baba esasında ekmekçi ama onun da müthiş bir felsefesi var aslında. Filmde çok güzel mesajlar var bu anlamda… Bir kadınla eşinin iletişimi, baba kız ilişkisi, kadına verilen değeri ve İslamiyetin güzel taraflarını da göstermeye çalıştık.

Somuncu Baba’nın yolculuğundan bahsettiniz, o güzergâhları dolaştınız mı, siz de nerelerde çekildi film?

Evet, gösteriyoruz ama film baştan sona Aksaray’da çekildi. Aksaray müthiş bir coğrafya, ben yıllardır hep tasavvuf filmleriyle uğraşırım, hep isterdim yöredeki mekânlarla film çekmeyi, proje geldiğinde çok sevindim o yüzden. Film bir yol filmi, Bursa’ya gidiyor, İran’a gidiyor, Şam’a gidiyor, Malatya’ya gidiyor. Biz hem animasyonlarla hem Aksaray sınırları içerisindeki tarihi alanlarla ve coğrafi alanlarla ve farklı mevsimlerle bunu çok iyi bir biçimde başka coğrafyalara gitmiş gibi anlatabildik. Meksikalı ve Amerikalı bir ekiple çalıştık animasyonlarda… Zaten Yunus Emre’den de aynı döneme hâkim olduğum için benim açımdan rahat oldu. Hatta yine böyle büyük bütçeli bir proje olacak ileriki dönemlerde… Ama şu an Türkiye’de çekilmiş olan en büyük bütçeli tasavvuf filmi Somuncu Baba…

Sette neler yaşadınız peki bu dört mevsim sürecinde?

Başrol oyuncum Furkan (Palalı) donuyordu. Hasan Dağı’nda eksi yirmi derecede yaklaşık 2200 metrede dağ sahneleri var. Dağda mahsur kaldık o sahneleri çekerken. Ekibin yarısı mahsur kaldı. Bizi valilik afet araçları kurtardı. Sahneleri çekebildik ama az kalsın donuyorduk. Biz çıktıktan sonra yoğun tipi oldu. Zaten zor çıkmıştık. O yüzden mutlaka çekmeliyiz dedik ve ama mahsur kalınca o sahnelerin kamera arkasını dahi çekemedik. 
Konular Röportaj