ABD ile Almanya’nın liderlik savaşı!

İngiltere engelinden kurtulan, Fransa’da Macron’un Cumhurbaşkanı seçilmesiyle AB içerisindeki güçlü müttefikini bulan Almanya, Batı liderliği için Washington’a kafa tutuyor. Trump’la ‘hayal kırıklığı’ yaşayan Merkel, artık bağımsız bir Avrupa kurmayı hedefliyor.

ABD ile Almanya’nın liderlik savaşı!
Star Gazete'den Şerif Egemen Ahmet'in haberine göre Batı ittifakının tarihi müttefikleri Almanya ile ABD arasında derin bir kopuş yaşanıyor. G7 zirvesinin ardından ABD Başkanı Donald Trump’la gerçekleştirilen görüşmeyi ‘hayal kırıklığı’ olarak nitelendiren Almanya Başbakanı Angela Merkel, Washington’a güvenmediklerini Pazar günkü Bavyera mitinginden sonra bir kez daha yineledi ve dün Berlin’de basın mensuplarına “Biz Avrupa’da kaderimizi kendi ellerimize almalıyız” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel de Şansölye’nin izinden giderek Trump’ın gelişiyle ABD’nin ‘Batı liderliğini’ kaybettiğini vurgulayarak “Batı biraz küçüldü” dedi.

NATO AÇMAZI

Merkel’e Twitter’dan yanıt veren ABD Başkanı Trump ise “Almanya ile devasa bir ticaret açığımız var. Artı, NATO için gerekenden daha az ödüyorlar. Bu ABD için çok kötü. Bu durum değişecek!” diyerek geri adım atmadığını gösterdi. Taraflar arasındaki bu kamplaşma, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana su sızmayan ilişkilerdeki kırılmayı gözler önüne seriyor. Peki, ne oldu da diplomaside her daim orta yolu arayan Merkel, bir anda kendinde Washington’ı doğrudan karşısına alacak cesareti buldu?

İKLİM ANLAŞMAZLIĞI

İlk dikkat çeken Trump’ın G7’deki ‘uzlaşmaz’ tavrı olmuştu. Merkel de bu ‘anlaşmazlığı’ fırsat olarak bildi: İtalya’daki görüşmelerden sonra “İklim konusundaki tartışma çok zorlu oldu, hatta çok yetersiz kaldı” diyen Merkel,  6 ülkenin ve AB tarafının, iklimin korunması konusunda varılan  Paris Antlaşması›na bağlı kalacaklarını açıkça dile getirdiğini ve bu konuda ödün  verilmeyeceğini ifade etmişti. Alman lider, “ABD’nin Paris Antlaşması›na bağlı kalıp kalmayacağına dair şu  ana kadar bir işaret yok” ifadesini de kullanmıştı.

BREXİT KURTULUŞU

Berlin yönetiminden gerek Başbakan gerek Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel eliyle verilen “ABD’nin artık Batı’nın lideri olmadığı” mesajı Avrupa’yı bağımsız bir merkez olarak kurgulamak isteyen Almanya’nın, tarihi müttefikini karşısına almaktan çekinmeyeceğini gösteriyor. İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma kararıyla (Brexit) eli zayıflayan Berlin’in G7 zirvesi sonrası sessizliğini bozması tesadüf değil. Zira Londra’nın boşanma davası AB için bir dönüşümün tamamlanması anlamına geliyor.

ELYSEE’YE GÜVENİYOR

2003’te ABD’nin Irak’ı işgal etme kararı, AB’de iki ayrı kamp olduğunu göstermişti. İngiltere’nin başını çektiği ‘Atlantikçi kanat’ koşulsuz Washington’la beraber olduğunu belirtirken, dönemin Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ve Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac “Müdahaleye karşıyız” yanıtını vermişti. İşgal kararının ardından tam 14 yıl sonra bugün ‘Berlin-Paris paktı’ daha güçlü. Brexit ile Birlik içerisindeki İngiliz ekseninden kurtulan Almanya, Fransa’da da küreselleşme yanlısı bir ‘AB’ci’ olan Emmanuel Macron’un Elysée Sarayı’na çıkmasıyla yönünü belirledi; ABD’nin uydusu olmayan bağımsız bir merkez olarak Avrupa projesini kuvvetlendirmek.

‘Trump kötü kumarbaz’

Atlantik ittifakı ile arasında mesafe koymak isteyen Merkel liderliğindeki AB’nin işini kolaylaştıran ise kesinlikle ABD’nin başında Trump gibi “Önce Amerika” diyen birinin olması. Ülkesini tüccar kimliğiyle yöneten ABD Başkanı’nın tek önemsediği şey ticari ilişkilerin Washington lehine işlemesi. Bu nedenle haleflerinin aksine Trump, AB’ye vereceği olası desteğin önce karşılığını görmek istiyor.

Bu nedenle, Almanya’dan GSYH’nın yüzde 2’sini savunma harcamaları kapsamında NATO’ya vermesini ve ABD ile arasındaki ticaret açığını kapatmaya yönelik adım atmasını talep ediyor.