Acıkınca mı yiyorsun? Mutlu olmak için mi?

Yemek yerken duygularınızın farkına varmak da mümkün, duyguların esiri olup yemek yemek de… Peki, bunları birbirinden nasıl ayırt ederiz?

Acıkınca mı yiyorsun? Mutlu olmak için mi?
Akşam'dan Seren Aksüs'ün yazısı...

Yemek yemek çoğu insanı rahatlatan, ruh halini olumlu hale getiren bir eylem. Yemek yerken duygularınızın farkına varmak da mümkün, duyguların esiri olup yemek yemek de… Peki, bunları birbirinden nasıl ayırt ederiz?

ÇOK MU AÇSIN?

“Kurt gibi açım”, “sabahtan beri birşey yemedim” cümleleri tanıdık geliyor mu? Yanıt evetse o zaman düzeltmeniz gereken bir beslenme düzeninize olduğu aşikar. Çünkü tüm bu cümlelerin çıktığı tek bir yer var, o da doysa bile yemek yemedir. Uzun süre aç kalan ve bu açlığa bağlı kan şekerini yönetmekte zorlanan vücudunuz etrafa sürekli olarak, “yemek ye” mesajı yollar. Bu mesaj o kadar şiddetlidir ki, şu alt başlıkları da içerir; “Uzun süredir açsın, aşırı ye, ben depolayayım, nasılsa gene beni saatlerce aç bırakacaksın.” İşte çok tehlikeli olan bu mesajın sonrasında duygusal yeme başlar. Panikleyecek kadar aç bıraktığınız, besin bulamayacağına inanmaya başlayan vücudunuz ve duygularınız size “durdurulamayacak gibi” yemek yedirmeye başlar. Biz buna duygusal yeme diyoruz. Abartı sürelerde aç kaldığınızda, üzüntü, stress, kaygı, anksiyete gibi duygusal belirtiler gün yüzüne çıkar. Bunları ivedi bastırmak, bertaraaf etmek için vücudunuz “yeme ye” sinyalini uzun süre açık tutar. Farkında olmadan atıştıran, yemeğin dozunu/porsiyonunu ayarlayamayan, akşam olunca buzdolabının önünden ayrılamayan birine dönüşürsünüz. Bu yemek atakları hem can sıkar, hem çok yenildiği için rahatsız eder.

AZ ÖNCE NE YEDİN?

Bu kişiler ne yediğini hiç hatırlamazlar, önlerinde ne varsa siler süpürürler.  O an içinde bulundukları ruh halinin yansımalarını düşündüklerinden, 2 tabak, 3 tabak yemek, 1 koca kavanoz kuruyemiş yiyebilirler, bunun farkında bile olmazlar. Zihindeki kaygı verici düşünceler ile boğuşan, zaten açlıktan yeterli enerjisi düşen beyni algıyı kapatır. Ta ki midede nefes alacağı yer kalmayana kadar. Sonunda bulduğu an 3-4 kişilik yeme yiyen, sonrasında saatlerce aç kalan yeme bozukluğu olan birine dönüşmek içten bile değildir.

AKIL DUYGUYLA ÇALIŞIR

Sebze mi yiyeceksiniz pizza mı? Pasta mı alacaksınız meyve mi? Buna nasıl karar verdiğinizi bilirseniz duygusal yemeden kurtulur, duygularınız ile yemek yemeye başlarsınız.

GÜNDÜZ İYİYİM GECE SALDIRIYORUM

“Gündüz hiç birşey yemiyorum, gece ne oluyorsa bir anda 4-5 kap yemek, üzerine tatlı, üzerine meyve, üzerine kuruyemiş yiyorum.” Bu cümle çok tanıdık değil mi? Gün içi çok aç bıraktığınız vücudunuz, onu cezalandırdığınızı düşünerek tedbirlerini almaya başlar. Algınızdan başlayarak gün içi metabolizmanızı kısar. Söylenenleri ters anlamaya, önce kızmaya, şeker iyice düştükten sonra üzülmeye başlarsınız. Artık iyi yönetmediğiniz fizyolojiniz duygularınızı ele geçirmeye başlar. Gün içi kızgın, duygusal patlamalar yaşayan, çabuk öfkelenen, sık ağlayan biri olarak tanınmaya başlarsınız. Kendinizde bu durumdan hiç memnun değilsinizdir ama engelleyemezsiniz. Ne olursa akşam eve gidince olur. Gün içi sizinle, işlerle, derslerle, müşterilerle boğuşan, kendini hep öteleyen, zaten yemek vermediğiniz için cezasını çeken bedeniniz için eviniz, kendini en iyi hissettiği, her aradığını bulabildiği güvenli liman, konfor alanıdır. Artık gün içi eksik gelen kalorinin tahsil zamanıdır. Saatlerce sürecek, bu ödül oyununda akşam yavaşlayan metabolizmanızın ihtiyacı olanın 4-5 katı kadar kalori alırsınız. Bu kadar çok miktarda yemek yediğinizde, hızla yükselen kan şekeri sizi önce mutlu eder. Akabinde hızlıca düşmeye başladığında uyuklamalar takip eder. Bu durumda istemeden gün içi çok aç kalan, akşam tıkınırcasına çok yiyen, yedikten sonra heme uyuyan, bu yüzden reflü/gastirit olan midesi yanan, kilo alan, hareket etmekte zorlanan, bel bölgesi kalınlaşan kişi olup çıkarsınız. 

Seren AKSÜS / Akşam
Konular Kadın / Bakım