Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasına ilişkin davada itiraf

FETÖ'nün sözde "Hava Kuvvetleri Komutanlığı imamı" olduğu belirlenen firari Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasıyla ilgili 13'ü asker, 14'ü Emniyet Genel Müdürlüğü personeli ve biri eski Başbakanlık müşaviri 28 sanığın yargılandığı davada ...

Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasına ilişkin davada itiraf
Hürriyet'te yer alan habere göre Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) sözde "Hava Kuvvetleri Komutanlığı imamı" olduğu belirlenen firari Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasıyla ilgili 13'ü asker, 14'ü Emniyet Genel Müdürlüğü personeli ve biri eski Başbakanlık müşaviri 28 sanığın yargılandığı davada sanıklardan, olay tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğünde görev yapan polis Murat Bayrak, FETÖ ile bağlantısı olduğunu kabul etti.

Tüm sanıkların tutuksuz yargılandığı Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, olay tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğünde görev yapan ve iddianamede Adil Öksüz ile beraber Kışla Jandarma Komutanlığında kalan 11 kişinin buradan alınıp Ankara Emniyet Müdürlüğüne getirilmesi konusunda gerekli hassasiyeti göstermemek, amirlerine bilgi vermemek, Öksüz'ün Jandarma Karakolunda kalmasını sağlayıp, onunla ilgili delillerin karartılmasına yardımcı olmakla suçlanan sanık Bayrak'ın savunması alındı.

İddianamede ByLock kullandığı ve örgütün tepe yöneticilerinden Hüseyin Saruhan ile telefon irtibatı belirlendiğine yer verilen Bayrak, darbe girişimi gecesi şehir merkezinde çeşitli yerlerde görev aldıktan sonra Sabri Kaya, Kadir Yılmaz ve İsa Yavuz ile iki ekip olarak Akıncı Üssü'ne görevlendirildiklerini aktardı.

Akıncı Üssü'ndeki karakola geçtiklerini ve burada, gözaltına alınan kişilerin nakilleriyle görevlendirildiklerini ifade eden Bayrak, işlemlerin bitmesinin ardından şahısların dışarı çıkarıldığını söyledi. Bayrak, "Orada 'imam' kelimesi geçti ama nasıl geçtiğini bilmiyorum. Bunu diyen kişi telefonla konuşuyordu." dedi.

İFADESİNDEKİ İSMİ DEĞİŞTİRDİ

Bayrak, Akıncı Üssü'ne gitmelerini daha önce Grup Amiri Kenan Gülbay'ın istediğini söylediğini ancak Gülbay'ın o dönem izinli olduğunu, kendilerini Gülbay'ın yardımcısı olan başpolis Murat Gündüz'ün gönderdiğini kaydederek, "Grup Amirimiz Kenan Gülbay olduğu için talimatı telefonla ondan aldığımızı düşünmüştüm. Gerçekten Kenan komiserimize karşı çok büyük vicdan azabı duyuyorum." diye konuştu.

Bu sırada sanıklardan biri, daha önce aynı şubede görev yaptıkları Gündüz'ün kamu görevinden ihraç edildiğini söyledi. Mahkeme Başkanı Abdullah Köksal'ın, "Aramadığın adamı aradığını neden söylüyorsun? Neden Murat'ı aradığını değil de Kenan'ı aradığını söylüyorsun? Kenan hakkında niye ifade vermek istiyorsun?" sorusu üzerine Bayrak, "Ben o gün Kenan Gülbay'ın çalıştığını zannediyordum. Art niyetim yok. Bu nedenle hazırlıktaki ifadelerim değil, huzurdaki ifadelerim doğru." dedi.

Bayrak, aradığı Gündüz'ün, "Şahısları bıraktıysanız normal görevinize dönün." dediğini ifade etti. "Kışla karakolunda kalan ekipte Adil Öksüz'ün bulunduğundan haberi olmadığını" savunan Bayrak, "Adil Öksüz ile mütalaa yapan kişinin elinde telefon vardı. 'İmam' kelimesi geçti." dedi.

Bulundukları aracın nezaret kısmına 4-5 darbeciyi bindirerek yola çıktıklarını aktaran Bayrak, "Orada iki tane daha araba vardı. İsa Bey'i aradım. Onlar araziye gitmişlerdi. 'Nerede kaldınız? Biz gidiyoruz, siz de kalanları alın, gelin. Yolda buluşalım, beraber teslim yapalım' dedik. Kadir Beyler de daha sonra geldiler, adamları teslim ettik. Konuşmalarda birkaç kişinin kaldığı söylendi" diye konuştu.

"2010'DAN 2013'E KADAR ARAMIŞSIN"

Adil Öksüz'ü tanımadığını savunan Bayrak, FETÖ/PDY'nin tepe yöneticilerinden Hüseyin Saruhan ile yaptığı 6 görüşmenin sorulması üzerine, "O şahsın müteahhit olduğunu biliyorum. 5-6 sene önce ev almayı düşünüyorduk. O yüzden aradım." dedi.

Üye hakimin, "Bir evle ilgili birini 10 gün ararsın ama sen 2010'dan 2013'e kadar aramışsın" demesi üzerine Bayrak, "Kesinlikle ev dışında başka bir şey görüşülmedi." iddiasında bulundu.

Yine FETÖ/PDY'nin tepe yöneticilerinden Osman Karakuş ile görüşmesinin sorulması üzerine Bayrak, "O dönemde Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Kalem'deydim. Ondan dolayı aramışımdır." dedi.

BYLOCK SORULARININ ARDINDAN İTİRAFLAR GELDİ

Bayrak'a mahkeme heyeti, ByLock kullanıp kullanmadığı, daha önce kullandığı cep telefonu modelleri ve numaraları konusunda bir dizi soru yöneltti.

Son olarak "Telefonuna ByLock yüklendi mi?" diye sorulan Bayrak, programın telefonuna yüklendiğini söyledi. Mahkeme Başkanı Köksal, bunun ardından Bayrak'a, "Etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyor musun? Düşünmek ister misin?" diye sordu.

Bayrak, düşünmek istediğini bildirdi. Başkan Köksal duruşmaya 15 dakika ara verildiğini açıkladı.

ETKİN PİŞMANLIKTAN YARARLANMAK İSTEDİ

Aradan sonra Bayrak'a, "Etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyor musun?" sorusu tekrar yöneltildi. Bayrak, "Evet" dedikten sonra, ByLock'u telefonuna öğretmen olan "Serkan" adlı birinin yüklediğini, bu kişiyle bire bir "sohbet"lere katıldığını ifade etti.

Mahkeme heyetinin, "17-25 Aralık'tan sonra cemaatte bire bir görüşme var. Ondan önce bire bir görüşme yok." sözü üzerine Bayrak, görüşmelere genellikle öğretmenlerin geldiğini söyledi.

"Serkan"ın gerçek ismini ve nerede öğretmen olduğunu bilmediğini aktaran Bayrak, bu kişiden önce ismini hatırlamadığı bir başka biriyle görüştüğünü söyledi.

Mahkeme Başkanı Köksal, "Bilgileri sakladığın sürece 'Etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyorum' demekle bir şey elde edemezsin. Her şeyi samimi anlatman lazım." uyarısında bulundu.

Bayrak, ardından sohbetlerde Asayiş Şube Müdürlüğünde görevli olan ve ihraç edilen eski polis memuru Mahmut Ulu, Hassas Bölgeler Şubesinden Doğan Karakaş ve "Mahmut" adlı kişinin olduğunu anlattı.

Kod adı olmadığını, ByLock'u en fazla 2-3 ay kullandığını, sonra programın kaldırılmasının istendiğini, ardından "Eagle' ya da örgütün başka bir programını kullanmadığını öne süren Bayrak, "Serkan" adlı kişiden önce başka biriyle "sohbet" ettiklerini ancak ismini hatırlamadığını öne sürdü.

Sorular üzerine FETÖ/PDY'nin evlerinde, yurtlarında kalmadığını, cemaate polis memuru Hüseyin Bıyık aracılığıyla 1997'de tanıştığını, bir süre sonra Bıyık ile temasının kesildiğini ifade eden Bayrak, şöyle devam etti:

"Din, iman, inanç, bir sempatim oldu. Şahsımla alakalı sıkıntılar yaşamıştım. Biraz kendimi toparlamak istiyordum. Bıyık. çiğ köfteye falan çağırdı. Bayağı kalabalıktı. Kimseyi tanımıyordum. Sonra hatırlamadığım 3-4 kişiyle görüştük. O zamanlar ayda bir falan çağırıyordu. Hüseyin Bıyık Cebeci'de bir yerlere çağırmıştı. Hüseyin Bıyık ile en son ben Güvenlik Dairede görevliyken, 1999'da, askere gitmeden önce görüştüm. 2006'dan sonra da ayda bir, bazen iki haftada bir düzenli olarak sohbetlere katıldım."

"EN SON 15-20 GÜN ÖNCE GÖRÜŞTÜM"


"Serkan" ile en son darbe girişiminden 15-20 gün önce görüştüğünü, kendisine darbe girişiminden bahsetmediğini. darbe girişimi sırasında FETÖ/PDY mensubu kimseyle görüşmediğini ifade eden Bayrak, "Sence darbe girişimini kim yaptı?" sorusu üzerine, "Cemaat yaptı" karşılığını verdi.

FETÖ/PDY elebaşı karşısında olsa ne diyeceği yönündeki soruya da Bayrak, "Açık yüreklilikle söylüyorum, bunun içinde kim varsa, destekçileri kimlerse, o ortamda kimler varsa, Allah bin türlü belasını versin" ifadesini kullandı.

"Serkan"ın Bank Asyaya para yatırmasını istemesine rağmen bunu yapmadığını söyleyen Bayrak, soru üzerine "Murat Gündüz ile cemaat konusunu hiç konuşmadıklarını ancak onun cemaatten olduğunu tahmin ettiğini" belirtti.  Bayrak, cemaat toplantılarına katıldığı kişilerin isimlerini düşünüp, bildirmek üzere süre istedi.