Afra Saraçoğlu: "Babasızlığı en iyi ben anlarım"

1997 doğumlu Afra Saraçoğlu şimdilerde “Fazilet Hanım ve Kızları” adlı yeni diziyle ekranda...

Afra Saraçoğlu: "Babasızlığı en iyi ben anlarım"
Hürriyet'ten Sinem Vural'ın röportajı...

Yeni dizi hayırlı olsun diyelim... Bu “Fazilet Hanım ve Kızları”nın hikayesi bize pek de yabancı değil gibi...


- Çok samimi bir senaryo bence. Her ailenin başına gelebilecek, her ailenin yaşayabileceği olayları ele alıyor çünkü... Benzerlerini görüyoruz. Bu kadar ihtiraslı, tutkulu anneler mutlaka vardır. Bu nedenle hikayemizi gerçekçi buluyorum ben...

“İhtiraslı anne” derken, Fazilet Hanım’ın kızı sayesinde yoksulluktan kurtulma çabasından söz ediyorsunuz sanırım...

- Evet... Fazilet Hanım, fakir hayattan kurtulmak istiyor. Kendi geçmişinde cesaret edemediği, çevre baskısı nedeniyle yapamadığı her şeyi kızına yaptırmak istiyor. Her anne kızının geleceği güzel olsunister. Bir annenin “kızım ister mi istemez mi” demeden bunları yapması doğru değil ama olabiliyor, dizide de bu var işte...

Ece, annesinin de yönlendirmeleri yüzünden derslerinden çok güzellik tüyolarına hakim mesela...

- Doğru, onun için üzülüyorum. Saf bir genç kız... Babası olmadığı için annesinin her dediğini doğru sanıyor. Naif, narin bir kız. Kendisinin ne yapmak istediğini bilmiyor. Ablası bir şey diyor, “tamam” diyor, annesi bir şey diyor, “tamam” diyor. Kendi idealleri yok ki...

Sevgilisi var ama... Yasin...

- Var da onu bile yasak yaşıyor. Çevresinden çok baskı görüyor. Kıza saf, aptal gözüyle baktıkları için o da bunu kabul etmiş durumda!

BABASIZ BİR KIZ OLMASINI EN İYİ BEN ANLARIM

Ece ünlü olmak için ajans ajans geziyor. Sonuçta siz de bu yola çıkarken bir ajansa başvurdunuz. Sizin için süreç nasıl gelişti?

- Reşit değildim, oyuncu olmayı da çok istiyordum. Annem benim isteğimi görüp destek verdi. İstanbul’a tek başıma deneme çekimi için geldiğimi de bilirim. Çok uğraştım hayallerimi gerçekleştirmek adına. Annem de benim için en iyisini istiyordu ama asıl önemli olan benim istememdi. Annem ben istediğim için bu kadar çaba harcadı.

Ece rolü için bir ön çalışma yapmanız gerekti mi?

- Karakterini analiz ettim, durumunu biliyorum. Babasız bir kız olmasını en iyi ben anlarım. Ama o kadar saf ki bu durum beni bile zorluyor. Hatta itiraf edeyim, bazen beni delirtiyor. Oynarken zaman zaman “Bu kadar saf olamaz” diyorum. Öte yandan Ece ne zaman patlayacak merak ediyorum. O kadar baskı altında ki ne ilişkisini sağlıklı bir şekilde sürdürebiliyor, ne dersleri iyi, ne deneme çekimlerine gidiyor, ne repliklerini hatırlıyor...

DİZİ VE FİLM YÜZÜNDEN OKULUMU DONDURDUM

Annesi Ece için “Güzelliği altın bileziği” diyor. Sizce güzelliğin hayattaki yeri ve önemi ne?

- Güzellik önemli ama oyunculuk açısından değil. Bu sektöre atılmak şans, yetenek ve en son da güzellik gerektiriyor. O kadar konservatuvar okumuş, didinmiş çabalamış insanlar var.

Sizin okulunuz ne zaman bitecek?

- Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde dil okuyordum. Dizi ve film projeleri olunca okulu dondurmak durumunda kaldım. Enerjiye, kadere çok inanırım. Demek ki böyle olması gerekiyordu.

AYNI ANDA ÇOK FAZLA İŞTE OLMAK iSTEMİYORUM

Yaza yeni bir film projesi var mı?

- Çok fazla proje geliyor ama aynı anda çok fazla işte olmak bence doğru değil. Az ama kaliteli işler yapmak daha önemli. Sağlam adımlarla yol almak istiyorum. Bunun için Nazan Kesal’ın oyunculuk atölyesine devam ediyorum. Tuğrul Tülek’ten de eğitim almaya başlayacağım. Tiyatro oyunlarının kitaplarını okuyorum. Bol bol dizi ve film izliyor, gözlem yapıyorum. Yazı da yazıyorum. Donanım olarak kendini beslemen gerek.
Konular Röportaj