Akasya Asıltürkmen tiyatro sezonunu açtı!..

Oyuncu Akasya Asıltürkmen, Özen Yula’nın yazıp yönettiği ‘Kırmızı Yorgunları’ adlı oyunla tiyatro sezonunu açtı.

Akasya Asıltürkmen tiyatro sezonunu açtı!..
‘Kırmızı Yorgunları’ eski bir oyun, biraz anlatır mısın daha önce izlememiş olanlar için?
Özen Yula’nın 10-12 yıl önce yazdığı bir oyun... Defalarca sahnelenmiş. Devlet ve şehir tiyatrolarında oynamış. Bireyin yalnızlığını, çıkmazlarını ve yalanlarını kendilerine sahte kişilikler yaratarak, hayatlarını bir oyuna dönüştürerek kaçınılmaz sonlarını hazırlayan beş kişinin öyküsünü anlatıyor.

Bir kara komedi...
Evet, seyircinin kahkahalarla izlediği bir trajedi. Zaten hayat çoğu zaman öyle değil mi?

Senin canlandırdığın karakter hangisi?
Sahte kişilikler yaratan karakterlerin en çeşitlisini oynuyorum. Oyundaki karakterler kendilerine çizgi film kahramanlarından isimler seçiyor. Ben çift karakterli Betty-Jessica’yı canlandırıyorum. Betty; yüreği kendine çarpan, kaba, duygusal, fedakâr, öfkeli, nevrootik bir kadın. Jassica ise vamp, cazibesini zekice kullanan, aptal görünüşlü, dominant ve soğukkanlı. Benim yorumumda bir de alt benliği var kadının. Her ikisi de olmayan, ara sıra görünen...

Sıklıkla yeni ve iyi oyunla karlışamıyoruz öyle değil mi, sanki o kanalda bir tıkanıklık var...
Özen Yula, son 10 yılın en çalışkan ve başarılı oyunlar çıkaran yazarlarından. Maalesef Yula gibi kalemlerden çok fazla yok. Şu anda benim bildiğim iki oyunu sahneleniyor. Metinleri bu kadar güçlü bir anlatım diline sahip ve güncel olunca, tercih edilmesi gayet normal.

Oyununuzun yönetmeni kim?
Beyti Engin. Aynı okuldan mezunuz ama hiç beraber okumadık. Bir dizi filmde oynarken tanışmıştık. Sonra rahmetli Tekin Akmansoy hocamızın son oyununda beraber rol almıştık. Oyun daha önce çıktığı için, gelip birkaç provada yardımcı oldu bana, sağ olsun. Diğer rol arkadaşlarım Sezgi Mengi, Barış Atay ve Pınar Yıldırım’la bu oyun vesilesiyle tanışmış olduk. Emek Sahne’si genç bir tiyatro. Onlarla çalıştığım için mutluyum.

KAYBETMEDEN BULABİLİR MİSİN?

Uzun süre Cape Town’da kaldın. İstanbul’a döndüğünde ne hissettin?

Döndükten hemen sonra, İstanbul’un orta yerine bomba gibi Gezi olayları düştü. Biz de kenarında köşesinde bir şekilde ayakta durmaya çalıştık. Yeni bir menajer bulmak, uyum sağlamak, hatırlamak ve yerini bulmakla geçti kısacık yaz. Menajerim Özlem Mizrahi ile kanımız uyuştu. Reklam dublajları yapmaya devam ediyorum, Oyunu çıkardık. Ayda birkaç kere oynuyoruz.

Yazı yeteneğinin göz ardı edilemeyeceğini düşünüyorum, bir yerlerde yazmak istemiyor musun?
Yazmaya devam ediyorum. Bir yerlerde çıkacak umarım. Eğer kendime bir yer bulamazsam bloğum olacak artık. Sonra, DJ’lik yapmaya da devam ediyorum. Çok eğlenceli bir şey gerçekten. Olursa bir de dizide ya da filmde oynarım. Yaşar giderim herhalde...

Bir yılı bitiriyoruz... 2013 nasıl bir duyguyla bitti ve önümüzdeki yıl için ne tür planların var? 
Henüz bitmedi! Bence bir ay bile çok çok önemli. Hem ülke hem de birey olarak bir sınavdan geçtik sanki. Taşlar önce yerinden oynadı. Umarım zamanla oturuşuna da şahit olacağız. Eminim herkesi mutlu edecek bir yol bulunacak. İnanıyorum ve benim gibi geleceğe umutla bakan insanların ne kadar çok olduğunun biliyorum.

Mutlu bir kadınsın, yüzün hep güleç... Mutsuzluk halin peki, çabucak diğer tarafa geçer misin?
Yapı olarak hiçbir şey beni kolay kolay mutsuz edemez. Eğer enerjini yüksek tutarsan, mutluluk zaten hemen oracıktadır ama yine de Cihat Burak’ın şu sözü kulaklarımda çınlıyor, “Ancak aptalllar sürekli mutlu olur”. Yani, mutluyum tabii ama mutsuzluk da gelebilir. Kaybetmeden, bulmanın tadına varabilir misin?

Annen peki, annene benzeyen bir kadın mı oldun?
Süper bir kadındır. On yedi yaşında evden ayrıldığım için, kendisiyle uzun süredir anne-kız ilişkisinden ziyade arkadaşız. Oldukça farklıyız ama onun bilge ruhundan öğrenecek daha çok şeyim var.

Bisiklete biniyorsun, motosikletin de vardı... Bilmediğimiz başka renkli uğraşların var mı?
İki tekerlilerle aram hep çok iyi olmuştur. Artık motor kullanmıyorum. Beş sene kullandım. Yeterli bence. Arkadaşlarım ve etraftakiler acayip örnek aldılar beni. O kadar çok insanı motor kullanmaya özendirmişim ki farkında olmadan. Aman ne olur dikkatli binsinler. Ne de olsa motosiklet! Güzel ama tehlikeli bir oyuncak. Bisiklete devam...

AKASYA’NIN KEŞFETTİKLERİ

Kitap
:
Şu an elimde konservatuvardaki düşünce tarihi dersimin hocası Afşar Timuçin’in Aşkın Diyalektiği adlı kitabı var...

Film: Sen Aydınlatırsın Geceyi. Takip ettiğim yerli dizi film yok.

Müzik/Konser: En son Lana Del Rey konserine gittim ve âşık oldum. Sürekli onu dinlemek istiyorum.

Saçlarının sırrı: Doğuştan gür saçlıyım. Aklına gelebilecek her türlü işkenceyi de yaptım saçlarıma. Boyadım, kestim, rengini açtım... Ama bir mucizeden bahsedeksek illa hindistancevizi yağı! Hem saça hem de vücuda sürülebilir.

Mekân: Karaköy’e gitmeyi ve her gün yeni açılan birbirinden zevkli mekânları keşfetmeyi çok seviyorum. Yok, cafe demeyeceğim. Kılıç Ali Paşa Hamamı, harika olmuş bence. Mis gibi odun hamamı. Diğer restore edilen hamamlar gibi, doğalgazı dayamamışlar. Bir de Karaköy İkincikat var tabii. 

ZEYNEP BAKIR / AKŞAM İNTERNET SİTESİ


Konular Röportaj