Ankara'dan ABD'ye: 'Ciddiye bile almıyoruz'

Türkiye, Zeytin Dalı Harekatı’nı sabote etmek için “Afrin’de 30 kilometrelik güvenli hat kuralım” teklifiyle gelen ABD’yi ciddiye almadı. Washington’un bu yöndeki müzakere önerilerini reddeden Ankara, “Siz önce teröristlere verdiğiniz 5 bin TIR ve 2 bin uçak dolusu silahları toplayın” dedi.

Ankara'dan ABD'ye: 'Ciddiye bile almıyoruz'
Yeni Şafak'tan Yasemin Asan ve Fazlı Şahan'ın haberine göre Türkiye, güvenli bölge tartışmasıyla dikkatleri Afrin Operasyonu’ndan başka yöne çekmek isteyen Amerika’yı kaale almadı. ABD’nin süreci sabote edecek hiçbir girişimine izin verilmeyecek, güvenli bölge gibi tekliflere de cevap verilmeyecek.

Türkiye, Afrin’deki terörist örgütlere karşı Zeytin Dalı Harekatı’nı başlattıktan sonra ABD’den işbirliği çağrıları geldi. Amerika, Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeybatısında oluşturmak istediği güvenli bölge konusunda destek vermeyi teklif etti. Türkiye’den bu teklife gelen ilk yanıt ise “Önce terörist örgütlere verdiğiniz silahları toplayın” oldu. ABD’yi artık güvenli bir müttefik olarak görmeyen Ankara, PKK-PYD’ye verdiği binlerce TIR silahı geri almadığı takdirde ABD’den gelecek hiçbir öneriyi değerlendirmeye almayacak.

HEDEF AFRİN’İ SABOTE ETMEK

Edinilen bilgiye göre, ABD’nin başlattığı güvenli bölge tartışmaları, Afrin harekatı sürecini sabote etmek için tedavüle sokuldu. Türkiye, ABD’yi bu teklifinde samimi bulmuyor. Dolayısıyla güvenli bölge önerisi konuşmaya değer de görülmüyor. ABD’nin bu tip çıkışları, dikkatleri Afrin operasyonundan başka yöne çekmek için yaptığı değerlendiriliyor. Bu doğrultuda da Türkiye, Washington’un teklifini cevapsız bırakacak ve gelecek bu tip öneriler ciddiye alınmayacak. Afrin operasyonuna yoğunlaşan Türkiye, operasyon sona erene kadar da süreci sabote edecek hiçbir girişime fırsat vermeyecek. Türkiye, ABD’nin bu yöndeki müzakere önerilerini de reddetti.

BEYAZ SARAY’DAN YENİ GİRİŞİM

Suriye’deki terörist ortaklarına yönelik Türkiye’nin meşru müdafaa kapsamında başlattığı harekatı engelleyemeyen, ikili görüşmelerde de Ankara’dan istediğini alamayan ABD, bu kez yalan diplomasisine sarıldı. En son 24 Kasım’da telefonda temas kuran Erdoğan ile Trump arasında beklenen randevu önceki akşam gerçekleşti. Ancak bu telefon görüşmesi Suriye iç savaşı nedeniyle gergin seyreden iki ülke ilişkilerinde bu kez Beyaz Saray kaynaklı skandala sahne oldu. Türkiye’den istediğini alamayan, terörist ortaklarına Afrin’de kalkan olamayan ve Suriye’de etkisini gittikçe kaybeden Amerika, yalana başvurdu.

ÇOK BAŞLILIK GÖSTERGESİ

İki lider arasında konuşulmamış konular, Beyaz Saray açıklamasında, görüşmenin içeriği olarak sunuldu. Üstelik bu yalan açıklama üzerinden “büyük güç” imajı pekiştirilmek ve terörist örgüte “sahip çıkıyoruz” mesajı verilmek istendi. Bu kriz, aynı zamanda Trump’a karşı atılan adımların ve Amerikan siyasetindeki çok başlılığın da net göstergelerinden biri oldu. Beyaz Saray’ın yalanlar üzerinden giriştiği algı operasyonu çabası ise tutmadı.

İşte o yalanlar

Beyaz Saray’ın bu tavrı Ankara’da şaşkınlıkla karşılandı. Cumhurbaşkanlığı kaynakları, kısa sürede, ABD’nin açıklamasının içeriği tam olarak yansıtmadığını açıkladı ve eş zamanlı açıklamalarda yaşanan kafa karışıklığını giderdi.

İşte, Beyaz Saray açıklamasındaki o ifadeler ve gerçekler:

* ABD: Trump, Erdoğan’a Afrin’de tırmanan şiddetten duyduğu kaygıyı ileterek bunun iki ülkenin Suriye’deki ortak çıkarlarını zayıflattığını söyledi.
* TÜRKİYE: Trump, Afrin operasyonuyla ilgili ‘tırmanan şiddetten kaygı’ diye bir şeyden söz etmedi. Operasyonla ilgili görüş teatisinden öte bir şey konuşulmadı.
* ABD: Türkiye’nin Afrin’deki askeri eylemlerini kısıtlaması gerektiğini vurgulayan Trump, Suriye’de Türk ve ABD güçlere arasında çatışma riskini ortaya çıkarabilecek eylemlerden kaçınılması çağrını yaptı.
* TÜRKİYE: PYD/YPG unsurlarının daha önce söz verildiği üzere Fırat’ın doğusuna çekilmeleri gerektiğini; çekilme gerçekleştiğinde Münbiç’in olası DEAŞ tehdidine karşı Türk askeri desteğindeki ÖSO tarafından korunabileceğini belirtti.
* ABD: OHAL kapsamında Türkiye’de gözaltına alınan Amerikan vatandaşları hakkında ve Türkiye’den gelen yıkıcı ve yanlış laflarla ilgili duyduğu endişeler dile getirildi.
* TÜRKİYE: Trump ‘Türkiye’den gelen yıkıcı ve yanlış söylemler’ diye bir ifade kullanmadı. Konuşmada Türkiye’deki OHAL’e hiç değinilmedi.
ABD’nin kafası karışık


Diplomaside yaşanan son krizi değerlendiren uzmanlar, ABD’nin kendi içindeki kafa karışıklığına dikkati çekti.

ESKİSİ GİBİ OLMAZ

Prof. Dr. Mehmet Akif Okur (Yıldız Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi): Bu ABD yönetiminin kendi içindeki tartışmasını gösteriyor. Telefonda ne konuşulduğunu ancak iki taraf biliyor. Bir taraftan Türkiye’yi karşısına almadan hareket etmeye çalışıyor, diğer taraftan da örgütü elinden çıkarmamaya çalışıyor. ‘Güvenli bölge kuralım’ teklifleri Türkiye’nin operasyonu aktif olarak başlatması, Amerika’nın Suriye’de işleri eskisi gibi götüremeyeceğini gösterdi. Afrin operasyonundan askeri başarı haberleri gelmeye başladıkça Türkiye’ye daha çok yaklaşma ihtiyacını hissedeceklerdir.

Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney (Kıbrıs Bahçeşehir Üniversitesi Dekanı): ABD görüşmeyi çarpıttı. Washington’dan gelen her açıklamaya artık şüphe ile bakıyorum. Trump’ın telefonda söylediğini ertesi gün Pentagon başka şekilde doğruluyor ya da yalanlıyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. Muallak bir görüntü vererek oyalıyor.

ÇOK BAŞLILIK

Oğuz Çelikkol (Emekli Büyükelçi):
Washington’da çok büyük kafa karışıklığı var. Çok başlılık devam ediyor. Son yaşanan olayı da bunlarla bağlantılı açıklamak gerekir. Suriye politikası, Zeytin Dalı Harekatına karşı görüş farklılığı var. Yapılan açıklamada çok gerçeği yansıtmadığını Beyaz Saray da biliyor.