Arakan'ın çığlığı dünyanın sessizliğini yırtacak!

Myanmar hükümetinin Arakan’da yıllardır sürdürdüğü baskı ve zulüm son günlerde katliama dönüştü. Müslüman düşmanı Budistleri de yanına alan Myanmar ordusu, binlerce kadın, çocuk ve yaşlıyı kurşuna dizdi.

Arakan'ın çığlığı dünyanın sessizliğini yırtacak!
Yeni Asır'dan Tansu Edip Gökbudak'ın haberine göre katliamlardan kaçmaya çalışanlar da ya açlıktan öldü ya da komşu ülke Bangladeş’e geçerken nehirlerde boğularak can verdi. Dünyanın sessiz kaldığı bu zulmü yaşayan mazlum Müslümanların feryadı, dünyayı utandıracak...

Baskıcı Myanmar hükümetinin Arakan'da yıllardır sürdürdüğü baskı ve zulüm son günlerde en yüksek seviyeye çıkarak katliama dönüştü. Myanmar ordusu, binlerce kadın, çocuk ve yaşlıyı kurşuna dizdi.

Katliamlardan kaçmaya çalışanlar da ya açlıktan öldü ya da Bangladeş'e geçerken nehirlerde boğuldu.

Katliamlardan sağ kurtulan on binlerce kişi ise Bangladeş ve Tayland sınırına akın ederken burada yaşam savaşı veriyor. Muson iklimi nedeniyle zor şartlarda hayata tutunmaya çalışan mazlumların sesine ise bütün dünya sırtını dönmüş durumda. Peki dünya Arakan'a neden sessiz?

Yaşanan zulüm ve işkenceler her geçen gün artarken bu insanlık dramına "Dünya 5'ten büyüktür" anlayışıyla hareket eden Türkiye sesini yükseltti.

Bütün platformlarda Türkiye Arakan için girişimlerde bulunurken, sözde "demokrasinin" beşiği ABD, Rusya, Birleşik Krallık, Fransa ve Çin gibi BM daimi temsilcileri 3 maymunu oynuyor. Peki bu ülkeler Arakan'a neden ses çıkarmıyor? Küçücük bir kara parçasında yaşanan bu büyük insanlık dramı batılı ülkelerin dikkatini neden çekmiyor? Kendilerine karşı en ufak saldırıda birleşen, taziye mesajları yayınlayan Avrupa bu katliama neden sessiz? Bu yazıda bu soruların yanıtını aramaya çalışacağız.

KÜRESEL KAVGANIN PARÇASI

Öncelikle Arakan'ın bulunduğu konum esas olarak bakıldığında çok önemli. Myanmar'ın bir eyaleti olan Arakan, Çin Halk Cumhuriyeti'nin Bengal Körfezi'yle batıya açılan kapısı konumunda. Aynı zamanda Hindistan ve Bangladeş'in Çinle arasında köprü niteliği taşıyor. Burada ülkeninin konumunu aklımızın köşesine yazmakla birlikte şu konuya da feneri doğrultmak gerek. Bölgede Çin Halk Cumhuriyeti hariç Amerikan üslerinin sayısı bir hayli arttı.

BM KİME HİZMET EDİYOR?

Kendini dünyanın jandarması olarak gören ve girdiği her yere kan ve gözyaşı getirerek eski İngiliz sömürgeciliğini devam ettiren ABD, Çin ve Kuzey Kore hariç bütün komşularında askeri üslerine inanılmaz yatırımlar yapıyor. Bu durum 'Asya'da ileride büyük bir küresel savaş mı çıkacak?' sorularını akıllara getirmiyor değil. Hal böyle olunca Çin'in batıya açılan kapısı konumunda bulunan Arakan'a kimler silah desteği veriyor? Geçmişte kimlerin Arakan'la ikili ilişkileri vardı? Bunları dikkatli okumak gerekiyor. Yaklaşık 50 milyon insanın öldüğü kanlı 2. Dünya ya da paylaşım savaşının ardından 24 Ekim 1945'te tekrar yeni bir savaş yaşanmaması için ve ülkeler arasındaki işbirliğini artırmak amacıyla kurulan BM gerçekten bu amacı mı güdüyor? Kurulduktan 2 yıl sonra ABD ile Rusya arasında "Soğuk Savaş"ın başlamasını önleyemeyen, nükleer silahlanmanın önünü kesemeyen, Vietnam'da ABD'nin yaptığı katliamı engelleyemeyen, tüm bunların dışında Afganistan, Irak, Afrika gibi daha sayamayacağımız dünyanın pek çok yerinde çıkan çatışmaların önüne geçemeyen Birleşmiş Milletler (BM), silah tüccarlarına kazanç sağladı. Beş daimi üyenin ağzından çıkana bakan ve nedense dünyayı yöneten Rothschild ailesinin planlarıyla bir hareket eden BM bu gidişle 1. Dünya Savaşı sonrası kurulan Milletler Cemiyeti gibi dağılmaktan kurtulamayacaktır. Rothschild ailesi demişken bu ailenin Asya bölgesinde yaptığı silah ve otomotiv yatırımlarını gözardı etmeden düşünmekte fayda var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Dünya beşten büyüktür" sözüyle bu durumu vurgulayarak dünya kamuoyunun dikkatine sundu.

NOBELLİ KUKLA LİDER

Ayrıca bir diğer dikkat etmemiz gereken nokta batının kuklası olanların verdiği demeçlerdir. Bunlardan en önemlisi Arakan'da yaşayan Müslümanlara karşı sistematik bir soykırım yürütülürken Myanmar'ın 1991 yılında Nobel Barış Ödülü alan lideri Aung San Suu Kyi'nin yaptığı açıklamalar. Sözde Nobelli batının kuklası lider Aung San Suu Kyi yaşanan zulüm ve katliamları görmezden gelerek utanmadan Müslümanları suçluyor. Bu durum İslamofobinin hüküm sürdüğü Avrupa tarafından da takdirle karşılanıyor. Arakanlı Müslümanlar tüm dünyanın gözü önünde tehcir ve katliama uğrarken bu Aung San Suu Kyi yaşanan olayların sorumlusunun kendilerine saldıran Müslümanlar olduğunu söyledi.

Ancak Kyi şu gerçeği unuttu: Müslümanların elinde dininden ve kutsal kitap Kuran-ı Kerim'den başka silahı yok. Ancak kendilerinin elinde özellikle İsrail ve ve batılı silah tüccarlarından aldığı silahlar var. Ayrıca bir diğer dikkat etmemiz gereken nokta batının kuklası olanların verdiği demeçlerdir. Bunlardan en önemlisi Arakan'da yaşayan Müslümanlara karşı sistematik bir soykırım yürütülürken Myanmar'ın 1991 yılında Nobel Barış Ödülü alan lideri Aung San Suu Kyi'nin yaptığı açıklamalar. Sözde Nobelli batının kuklası lider Aung San Suu Kyi yaşanan zulüm ve katliamları görmezden gelerek utanmadan Müslümanları suçluyor. Bu durum İslamofobinin hüküm sürdüğü Avrupa tarafından da takdirle karşılanıyor. Arakanlı Müslümanlar tüm dünyanın gözü önünde tehcir ve katliama uğrarken bu Aung San Suu Kyi yaşanan olayların sorumlusunun kendilerine saldıran Müslümanlar olduğunu söyledi.

Ancak Kyi şu gerçeği unuttu: Müslümanların elinde dininden ve kutsal kitap Kuran-ı Kerim'den başka silahı yok. Ancak kendilerinin elinde özellikle İsrail ve ve batılı silah tüccarlarından aldığı silahlar var. 1982 yılından beri vatandaşlıktan çıkarılan Arakanlı Müslümanlar katledilirken, bütün dünya sessiz kalarak bu suça ortak oluyor. Ama şunları hatırlamakta fayda var. Aynı dünya 1993'te Avrupa'nın göbeğinde, Bosna'da on binlerce Müslüman'ın Sırplar tarafından soykırıma uğramasına izin verdi. Hatta BM'ye bağlı Hollanda askerleri Srebrenitsa'da Müslümanları Sırplara kendi elleriyle teslim etti. 8 bin Müslüman öldürüldü. Benzer bir katliamın Arakan'da da yaşanmasından korkuluyor.