Arzu Yanardağ: "DJ'lik yapacağım"

Arzu Yanardağ, sinema, tiyatro ve dizi derken şimdi de müziğe el attı. Oyuncu, “Yazın İstanbul dışındaki kulüplerde DJ setinin başındayım” dedi.

Arzu Yanardağ: "DJ'lik yapacağım"
Milliyet'ten Tülay Tüzün'ün röportajı...

‘Olur İnşallah’ vizyonda. Nasıl bir film oldu? 

Çekimleri aralıkta Antalya’da yaptık ama hava yine de soğuktu. Aslında çekimler dört haftada tamamlandı ama artık filmler vizyon için tarih bulamıyor. Normali haziranda çekip, aralıkta vizyona sokmak ama biz tersini yaptık. Herkesin izlemesini tavsiye ediyorum. Her filmi de öyle tavsiye etmem, olmadığı zaman da olmadı derim. Hem çekerken hem izlerken çok keyif aldığım, hatta tekrar izlemek istediğim; annemle kızımı gönül rahatlığıyla sinemaya gönderdiğim, sıcak bir Akdeniz komedisi.

Gala ve sonrasında tepkiler nasıldı?
Galada tepkiler hep güzel oluyor ancak çok dikkate almamak lazım. Asıl galadan çıktıktan sonra ne konuşuluyor, o önemli. Eleştirmenlerden ve seyircilerden kötü yorum almadık. Benim köylü kızını oynamamı yakıştıramayanlar oldu. Ben öyle düşünmüyorum, çok hissettim rolümü. En iyi eleştirmenim kızım; “Çok tuhaf yürüyordun, sen öyle yürümüyorsun” dedi ve düzelttim.

Nasıl buluyorsun son dönemdeki fimleri; vizyon sorunu var ama seyirci bulmakta zorlanıyorlar mı sence?
Bazıları sinemadan soğutuyor izleyicileri... Her hafta birkaç Türk filmi vizyona giriyor ama aralarında o kadar kötü işler var ki... Bir kısmının senaryosu da geliyor bana, diyemiyorum ki “Niçin bunu çekmek istiyorsunuz, derdiniz ne?” Bazen senaryonun tamamını dahi okuyamıyorum. Seyirci kötü bir film izlediğinde, bir sonraki hafta vizyona iyi film girse de onu tercih etmiyor.

Son dönemde sinemada özellikle komedi filmleri ağırlıkta; Türk izleyicisinin tercihi bu yönde mi sence?
Komedi çekmesi daha kolay; ayrıca tuttuğu için yapımcılar da riske girmek istemiyor. Açıkçası ben komedide bir süre oynamak istemiyorum artık.

İçinde yer almak istediğin bir proje, oynamayı çok istediğin bir tarz var mı?
Dram oynamak istiyorum; gerçek bir hikayeyi anlatan bir film... Gerçekte yaşayan bir insanı canlandırmak istiyorum, şimdiye kadar hiç yapmadım; o çok büyüleyici bir şey.

Peki sen olsan nasıl bir film yapardın?
Bir kadın hikayesi... Mutlaka kadına, çocuğa karşı şiddete değinen; hayatın içinden, hayatın acı tarafını anlatan bir film olurdu. Bir şeyler karalıyorum aslında; onlarda da hep hayatın acı tarafından besleniyorum, benden komik şeyler çıkmıyor.

Kadınlarla ilgili sorunları, sosyal sorumluluk projelerini takip ediyor musun?
Sosyal sorumluluk projelerini çok ikna edici ve samimi bulmuyorum; oralardan çok yolunu yapan insan var. Artık 8 Mart’ta kadınların dayak yemiş, makyajlı fotoğraflarını görmek istemiyorum. Fotoğraf çekimi değil, gerçek adımlar, yasalar olmalı. 

Yeni bir projen var mı?
Evet, buradan açıklıyorum ilk kez! Ablam Aslı Yanardağ, eski DJ. Türkiye’de çok tutmayan ‘progressive house’ çalıyordu. Onu ikna ettim ve çalışmaya başladık. Popüler şarkılarla yaz boyu İstanbul dışındaki kulüplerdeyiz; Kıbrıs’tan başlayacağız. Ayrıca yeni bir tiyatro oyununun provalarındayım, sonra müziğe yoğunlaşacağım.

‘Kızımın istemediği işleri yapmıyorum’

Anneliği ve işlerini nasıl dengeliyorsun?

Püf noktası, önceliklerini belirlemek. Benim önceliğim kızım. Kimseden maddi destek almadan kızıma bakıyorum. Annem babam da destek veriyor tabii... Onun istemediği işleri bile yapmıyorum. Algısı çok ileri, öngörüsüne ve hislerine çok güveniyorum. 9 yaşında ama çocuklar bizden daha ileri düzeyde. Hafta sonları çekim ya da prova almamaya dikkat ediyorum; alırsam da birlikte gidiyoruz.

Oyuncu ya da manken olmasını ister misin?
Victoria’s Secret mankeni olacaksa tabii ki... En iyisi olsun! Hayalleri değişecektir ama şu anda senaryo yazmak ve beni oynatmak istiyor.

Seninle ilgili nasıl bir karakter yaratıyor peki?
Biraz sert...

İlişkiniz nasıl, çok kuralcı bir anne misin?
Değilim, keşke biraz olabilsem. “Hayır” dediğim şeye iki gün sonra “Evet” derken buluyorum kendimi. Ama sadece kızıma karşı böyle; yoksa acımasızımdır, “Evet” dedirtemezsiniz.

‘Evliliğe inancım yok’

“Çok başarısız iki evliliğim oldu. Başta her şey güzeldi ama sonradan… Yine büyük  konuşmayayım, karşıma nasıl biri çıkar belli olmaz ama evliliğe inancım  yok. Evlilikte temel sorun,  aynı evde yaşamak ve kadınla erkeğin farklı yapıları.”

‘Aşıkken melankolik oluyorum’

Hayatta olmazsa olmazın nedir?
Aşk! Aşk hep var. Bir şahıs olmasa da o duyguyu taşıyorum. Biri geliyor ona yansıtıyorum. Kişi de bir noktadan sonra önemini yitiriyor. O bende olan bir duygu, hep de büyüyor. Karşılıklı olduğunda da tadından yenmez tabii...

Aşık olduğunda nasıl bir Arzu oluyorsun, nasıl yansıyor sana?
Yumuşuyorum, daha naif oluyorum, gözlerim daha çabuk doluyor, hassaslaşıyorum. Şarkılar daha anlamlı geliyor, biraz hüzünlü oluyorum. Bu melankoliyi de seviyorum, beni yavaşlatıyor ve dinginlik getiriyor.

‘Kendimi ifade edemedim’

“İnsanlar beni tanıdıkça seviyor. Soğuk, sinirli ve umursamaz görülebiliyorum; aslında insanları çok seviyorum. Çok sakin biriyim ama karşımdakinin enerjisini alıyorum; etkiye tepki, hak edene hak ettiğini veriyorum. Kendimi şimdiye kadar çok da iyi ifade edebildiğimi düşünmüyorum. Kafamın çok karışık olduğu zamanlar yaşadım.

Geçmişte insanların benim için ne düşündüğünü umursamadım. Yanlış yapmış olabilirim ama gerçekten de umurumda değildi. Pişman da değilim, çünkü şu anki halimi geçmişime borçluyum. Çok özgür yaşadım ben, bir erkek çocuğu gibi. Hiç de pişman değilim, çünkü hayattan hiçbir alacağım kalmadı o açıdan baktığımda.

Ve şu anki sakinliğimi, huzurumu da o geçmişteki hızlı yaşantıma borçluyum. Ama birazcık daha insanları önemseyebilirdim.”
Konular Röportaj