Aybüke Pusat: "Bahar kadar cesur olamam!"

Aybüke Pusat'ın Akşam'da yayınlanan röportajı...

- Nasıl bir ailede büyüdünüz?     

3 kardeşten en küçüğüyüm. 2 abim var. Annem ve babam bankacı. Ailem çok neşeli ve kalabalık. O yüzden hep gürültü, patırtı, kahkaha içinde büyüdüm. Kuralcıyızdır da. Her gün akşam yemeği birlikte yenir. Sonra herkes yapmak istediğini yapar. Akşam yemekleri ailenin bir arada olması için önemlidir. Sanat içindeydik. Her perşembe Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası dinlemeye giderdik. Tiyatro oyunu, bale izlenmeden haftamız geçmezdi. E haliyle ben de önce balerin sonra oyuncu oldum. Ama abilerim sanat dallarına yönelmeyi seçmediler. Tabii şimdi kardeşler başka şehirlere dağılınca işler biraz değişti. Ama hâlâ her gün konuşur, dertleşiriz.

ŞEHİT AİLELERİ YALNIZ DEĞİL

- ‘Söz’ dizisinden size teklif geldiğinde bunu kabul etmenizdeki etken ne oldu?

Empati. Bahar karakter olarak çok naif... Değişime çok açık ve buna yüreklilikle yaklaşıyor. Kendimi Bahar’a çok yakın hissettim. Bahar’ın olaylara yaklaşım biçimi de bana çok yakın geliyor. Bunu deneyimlemek istedim.

-  Şehit veren ailelerin yaşadıkları üzücü olayları dizide yansıtıyorsunuz. Bu durum sizde psikolojik anlamda etkiler yapıyor mu?

Bu benim Aybüke olarak yeni keşfettiğim, tattığım bir durum değil. Ülke olarak yıllardır birçok şehit haberiyle yaşıyoruz. Zaten tanıdık olduğumuz bir durum. Sadece şu an bunu ekranlara taşıyoruz. Şehit ailelerine yakından bakıyoruz. Ne yaşadıklarını, dertlerini, hislerini yeniden canlandırıyoruz. Onları anladığımızı anlatmak için. Yalnız olmadıklarını yeniden
onlara hatırlatmak için.

- Genç doktor Bahar, terörün tam ortasında mesleğini icra ediyor. Siz de en az Bahar kadar cesur yürekli olur muydunuz?

Olmak isterdim ama olamazdım herhalde. Bahar gittikçe ateşe daha çok yaklaşıyor ve bunun farkında. Ama bir kere bile gözünü kırpmadı, kırpmaz da. Çok kararlı ve bu hali bana ilham veriyor. Bahar’ı bu yüzden çok seviyorum. Seyirci de bu yüzden sevecek, seviyor.

- Oyunculuk alanında var olmak için sizce olmazsa olmaz nedir?

Kendini adamak. Kendine inanmak. Bu kadar.

OYUNCULUK AKLIMDA YOKTU

- Güzellik yarışması oyunculuk için size bir basamak mı oldu?

Tabii ki. Oyunculuk hiç aklımda yoktu. Yarışmadan sonra gelen tekliflerle aklıma düştü.

- Kariyerinizde hangi yönde yürümek istiyorsunuz?

Bilmiyorum hâlâ. Şu an oyunculuk yapmak bana iyi hissettiriyor. Dans etmek de. Ama hayat bana ne getirecek bilemiyorum. Ne yaparsam yapayım en iyi şekilde yapayım o bana yeter.

- Sizin nasıl hırslarınız ve beklentileriniz var?

Ben ne yaparsam yapayım en iyi şekilde yapmak istiyorum. İyi hissetmek istiyorum. İyi ki bu işi yapıyorum demek istiyorum. Hırsım ve beklentim sadece bu. Olduğum yerde mutlu olayım yeter.

GÜZELLİK ÖNEMLİ FAKTÖR

- Kendinizi ekranda izlediğinizde eleştirir misiniz?

E haliyle. Ekran kendimi ayna dışında görmemi sağlayan tek mecra. Kendimi mümkün olduğunca dışarıdan biri gibi izleyip tartmaya çalışıyorum. Kötü yanları bulup, düzeltip iyi yanlar için kendimi ödüllendiriyorum. Bir oyuncu için kendini izlemek önemli. Böylece her seferinde daha da ileri gidip, doğrusunu yapmaya uğraşıyorum. Ama bunun için eleştirinin doğru sözcük olduğunu düşünmüyorum. Eleştiri bana negatifmiş gibi duyuluyor. İrdelemek,  incelemek diyelim.

- Oyunculukta güzellik ne kadar önemli?

Fiziksel güzellik dizi oyunculuğunda elbet önemli. Çünkü seyirci hayatın idealize edilmiş halini izlemeyi seviyor. Ama oyunculukta mühim değil. Yetenek güzellikten her zaman önde gelir.

- Güzel bir kadın olmanın nasıl bir avantajı ve dezavantajı var?

Hoş, neye göre kime göre güzelim? Bu bir genelleme. O yüzden avantajlar da dezavantajlar da değişir yerine göre.

SEYİRCİ İNTERNET DİZİLERİNİ KUCAKLAYIVERDİ

- Son dönemde internet üzerinden yayımlanan diziler rağbet görmeye başladı. Bu durum uzun soluklu olur mu?

Hiçbir tahminim yok. Türk seyircisi o kadar tahmin edilemez ki. Umarım uzun soluklu olur. Ama internet dizileri 60 dakika. Hem de sansürsüz. Seyirci de yıldı uzun diziler izlemekten. O yüzden hemen kucaklayıverdi internet dizilerini. Umalım ki böyle devam etsin. Seyirci için de kamera önü-arkası için de böylesi daha hayırlı fikrimce.