Badem'in solistinden 'kanatsız meleklere' teşekkür

Profesyonel müzik hayatına Badem grubuyla başlayan Mustafa Kemal Öztürk, şimdi de solo performansıyla karşımızda. “Azize” isimli şarkısını müzikseverlerin beğenisine sunan Öztürk, hayatta herkesin bir “Azize”si olduğuna inanıyor.

Badem'in solistinden 'kanatsız meleklere' teşekkür
Akşam'dan Emine Bıyık'ın röportajı...

“Badem” grubu dağıldı. Kariyerinize solo olarak devam ediyorsunuz. Bu süreç nasıl gelişti?


Badem olarak bir mola vermemiz gerekiyordu çünkü hem sanatsal açıdan hem de sektörel problemlerden dolayı yorulmuştuk. Dostluğumuza zarar gelmesindense müzikal bir aranın bizi ilerleyen zamanlarda daha iyi birleştireceğini düşündük. Ne olursa olsun bir müzisyenin içindeki müziği durdurması pek mümkün olmuyor. Ben de üretmeye devam ederken bunları paylaşmaktan geri duramadım.

Badem, şimdilik durakladı ve herkes kendi planlarını mı gerçekleştiriyor, tekrar toplanma durumu olabilir mi?

Evet, grup olarak duraklasak da bireysel olarak müzikal çalışmalar devam ediyor. Yakın gelecekte olmasa da bir miktar mola sonrası tekrar toplanacağımıza inanıyorum.

Uzun yıllar bir grupla hareket ettikten sonra, tek başına kararlar almak nasıl hissettiriyor?

Her şeyde olduğu gibi hem oldukça kolay hem de oldukça zorlu, hatta bir miktar korkutucu. Çünkü sorumluluklar paylaşıldığında işler biraz yavaş ilerliyor. Ama tek başına olunca ise oldukça hızlı ama bir o kadar da riskli olabiliyor. 

ETRAFIMIZDA AZİZ VE AZİZELER VAR

“Azize” şarkısının hikâyesini dinleyebilir miyiz?

Aslında “Azize” benim için oldukça zorlu geçen bir dönemi atlatırken, okuduğum kitaptaki küçük bir hikâyenin ilham vermesiyle ortaya çıktı.

Nasıl bir hikâyeydi ki bu bir şarkıya ilham oldu?

Hikâye, “eğer etrafınıza daha detaylı, daha incelikli bakmayı öğrenirseniz, her tarafta aziz ve azizeler, yani melek gibi insanlar olduğunu göreceksiniz” öğretisiyle bitiyordu. İçimdeki duygular müziğe dönüşürken bir anda kendimi “Acımı aldın, ruhuna kattın, azize” sözlerini şarkıya dökerken buldum. Hayatta herkesin bir “Azize”si olduğunu ve hiç ummadık zamanlarda karşımıza çıktıklarını ve kırılmış, dökülmüş hayatları bir anda canlandırdıklarını fark ettim. Benim de bir
azizem vardı ve onun gibi kanatsız meleklere bir şarkıyla teşekkür etmek istedim.

Kendi şarkılarını yazan bir şarkıcı olarak, nelerden besleniyorsunuz?

Yakın çevremde olan olaylar beni çok etkiliyor. Kendi kişisel hayatımla birlikte bunları harmanlayarak bestelerimi yapıyorum çoğu zaman.

SEYİRCİYLE BULUŞMAK İÇİN GÜN SAYIYORUM

Haluk Kurosman önemli bir prodüktör ve şarkı yazarı. Peki, onunla yollarınız nasıl kesişti?

Yolumuz aslında çok yıllar önce kesişmişti. Badem’le birlikte yaptığımız ilk demolarda Haluk Kurosman’la çalışmıştık. Yine son şarkılarımızı da Badem olarak Haluk’la beraber kaydettik ama tam o dönemde projeyi durdurduk. Yıllara varan bu tanışıklık ve dostluk sebebiyle de single yapmaya karar verdiğimde zaten Haluk ilk çaldığım kapıydı. O da beni kırmadı ve Azize’ye birlikte imzamızı attık.

Prodüktörlük ve yapımcılık da yaptığınızı biliyoruz. Oradaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

2003’te başlayan bir Taşoda hikâyem var. Kurduğumuz müzik prodüksiyonu şirketiyle birlikte yıllar içinde birçok albüme imza attık ve bu sene de tekrar yapımcılığa geri dönme kararı aldım. 2017’de Taşoda prodüksiyon evinden tekrar plak şirketi kimliğine doğru yolculuğuna başlıyor.

Bundan sonraki planlarınız neler? Solo konserler olacak mı?

Mutlaka olacak çünkü medya ve sosyal medya aracılığıyla insanlara ulaşmak ve oradan yorumlar almak ne kadar güzel olsa da, konserdeki iletişim ve etkiletişimin yerini alacak başka bir şey görmüyorum. Kendimi de en rahat sahnede ifade ettiğimi düşünüyorum. Seyirciyle buluşmak için gün sayıyorum.
Konular Röportaj