Balıkesir'de bir ömre bedel mutluluk!..

Yeni Asır'dan Mehmet Akyar'ın haberine göre Recep Yatman, artık 94 yaşındaydı. Ömrünü Balıkesir'de bakkallık yaparak geçirmişti. Son yıllarda sağlık sorunları yakasını bir türlü bırakmıyordu.

Geçen hafta aniden rahatsızlanınca, ailesi onu bir kez daha Balıkesir Göğüs Hastalıkları Hastanesi'ne kaldırdı. Doktorlar, aile bireylerine acı haberi verdi: Artık yapacak bir şey kalmamıştı.

Recep dedenin üç-beş günlük ömrü kalmıştı. Kötü haber, İstanbul'da özel bir şirkette iş sağlığı ve güvenliği uzmanı olarak çalışan 31 yaşındaki çok sevdiği torunu Merve Yatman'a bildirildi.

İşyerinden izin alan Merve, hemen Balıkesir'e geldi. Hastanede ziyaret ettiği dedesi, bu hayattaki en büyük arzusunun mürüvvetini görmek olduğunu söyledi. Merve, 6 ay önce özel bir şirkette yönetici olarak çalışan Hakan Baytar ile nişanlanmıştı. Merve'nin dedesi bir an önce evlenmelerini istiyordu.

HEMEN KARAR VERDİ

Merve ile Hakan, tüm hazırlıklarını temmuz ayına göre yapmıştı. Oysa doktorlar, Recep dedenin o kadar yaşamayacağını söylüyordu. Genç kız, bunun üzerine hemen verdi kararını. Ailesine, dedesinin son arzusunu yerine getirmek istediğini söyledi. Nişanlısını arayarak planını anlattı, hemen gelmesini istedi. Ardından hummalı bir çalışma içine girdi. Hastane yönetimiyle görüşüp onların da iznini aldı. Sonra dedesinin yanına gitti, müjdeyi verdi. "Nikahı erkene aldık" diyerek, dedesini düğününe davet etti. Recep dedenin mutluluğu görülmeye değerdi. Hayali gerçek olacak, torununun dünyaevine girdiğini görecekti.

DÜĞÜNE KOŞTULAR

Tüm hazırlıklar kısa sürede tamamlandı. Düğün, 30 Nisan Pazar günü hastanenin bahçesinde yapılacaktı. Kısa sürede hastanenin bahçesi süslendi, Merve de kendine uygun bir gelinlik buldu. Davetliler, Recep Yatman'ın çocukları Mehmet Yatman, İsmail Yatman ve Fatma Şapaz; torunları İlhan Şapaz, Korhan Şapaz, Melih Yatman, Recep Yatman, Hande Yatman ve Zeynep Yatman ile damat tarafının aile bireyleriydi. Hastanede tedavi gören diğer hastalar ve yakınları da kendilerini doğal olarak davet edilmiş sayıp eğlenceyi kaçırmadı, erkenden bahçeye inip yerlerini aldı. Aile dostları Nedim Isparta, temsili nikah memuru, yakın dostlardan iki kişi de nikah şahidi oldu. Tekerlekli sandalye ve yanındaki oksijen tüpüyle tören alanına gelen Recep Yatman, çok mutluydu.

Çevresindekileri esprileriyle kırdı geçirdi. Torununa bilezik takarken, "Burada çok el var, yanlış ele takmayalım" diyerek, düğüne katılanları güldürdü. Merve Yatman, dedesinin elinden temsili evlilik cüzdanını aldı.

Kestiği düğün pastasını kendi elleriyle yedirdi.

ÜÇ GÜN SONRA ACI HABER

Torununu gelinlikle görüp elinden düğün pastasını yiyerek moral bulan Recep dedenin sağlığı bu moralle iyiye gitmeye başlamış, doktorları bile umutlandırmıştı. Ancak çarşamba günü saat 21:30 sıralarında bir anda fenalaştı. Kısa süre sonra da bu dünyadan göçüp gitti.

Perşembe günü ikindide, Zağnospaşa Camisi'nde kılınan namazın ardından Başçesme Mezarlığı'nda gözyaşları arasında toprağa verildi.

Üç gün önce beyaz gelinlikler içinde mutlu etmeye çalıştığı dedesini, siyah giyinerek son yolculuğuna uğurlayan Merve Yatman, "Dedem 94 yaşında ve güzel bir aileye sahipti. Doktorlar çok zamanı olmadığını söyledi. Ben ilk torunu olduğu için nikahımı ve düğünümü görmek istedi. En büyük isteği buydu. Durumu anlattığımda, başta kayınvalidem olmak üzere herkes planıma destek verdi. Gelinlik giymiş olarak, dedemle bir arada olduğum bir fotoğrafım olsun istedim. Dedeme, bize lojman verecekleri için nikahı öne almak zorunda kaldığımızı söyledik. Nikahımıza en mutlu günümüze şahit olmasını istedik. Nişanlım ve ailesi de bizi destekledi. Allah'tan ümit kesilmez, belki gerçek nikahımıza da tanık olur diyordum. Ancak acı haberle yıkıldık. Hem hüzünlü hem mutluyum. Mekanı cennet olsun. Çok kibardı, çok neşeliydi. İnşallah cennette kavuşacağız" dedi.

Damat adayı Hakan Baytar da nişanlısına destek olmaya çalışıp Recep Yatman'ın herkesi mutlu etmeye çalışan, tanıdığı mükemmel insanlardan biri oduğunu söyledi.