Fatma Barbarosoğlu - Rasim Ozan Kütahyalı kavgası sürüyor!

Yeni Şafak yazarı Fatma Barbarosoğlu, Rasim Ozan Kütahyalı için "Bir 'kişi'nin söylediği bir cümle, üzerine yazı yazacak kadar 'değerli' değildir" dedi.

Barbarosoğlu - Kütahyalı kavgası sürüyor!
ODATV'de yer alan habere göre Yeni Şafak yazarı Fatma Barbarosoğlu, Rasim Ozan Kütahyalı için "Bir 'kişi'nin söylediği bir cümle, üzerine yazı yazacak kadar 'değerli' değildir" dedi.

Sabah gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, Dolmabahçe ve Maçka'da gerçekleşen terör saldırılarıyla ilgili olarak "Sokaklara, caddelere çıkalım, alışveriş edelim. Hangi semt bize yakınsa oranın AVM'sine gidelim ve alışveriş edelim. Kalleş ve alçak terörizme inat yaşamaya devam edelim. İnadına umutla yaşamak vaktidir" demişti.

Çarşamba günkü yazısında isim vermeden Rasim Ozan Kütahyalı'yı eleştiren Barbarosoğlu ise "Deliye her gün bayram neşesinden sıyrıl da, acının içinde hiç olmazsa 24 saatliğine akıllı ol. İnadına alışveriş inadına hayat filan diye aptalca cümleler kurmadan, bi sus. Sus da biz seni yaslı bilelim" demişti.

ÜZERİNE YAZI YAZILACAK KADAR DEĞERLİ DEĞİL

Barbarosoğlu bugünkü yazısında da yine Rasim Ozan Kütahyalı'ya değinerek "Çarşamba günü yazdığım yazıyı bir “kişi” üzerinden servis etti sosyal medyaBir 'kişi'nin söylediği bir cümle, üzerine yazı yazacak kadar 'değerli' değildir" ifadelerini kullandı. Barbarosoğlu, Kütahyalı'nın bu çağrısını, 11 Eylül saldırıları sonrası "hayattan çekilmeyin, alışveriş merkezlerini doldurun" diyen George Bush'un çağrısına benzetti.

Barbarosoğlu'nun bugünkü yazısının ilgili bölümü şöyle:

"11 Eylül saldırılarından sonra oğul Bush kameraların karşına geçip, aman hayattan çekilmeyin, alışveriş merkezlerini doldurun demişti.

O gün bugündür Bush'un bu cümlesi kapitalist zihniyetin kesintisiz eğlence anlayışını, terör saldırılarından sonra yinelemek üzere kullanılıyor.

Çarşamba günü yazdığım yazıyı bir “kişi” üzerinden servis etti sosyal medya.

Benim daimi okuyucularım çok iyi bilir ki, bu satırların yazarı kişilere değil zihniyetlere odaklanır. Bir “kişi”nin söylediği bir cümle üzerine yazı yazacak kadar “değerli” değildir.

Hatırlatmış olayım, Bush'un sözüne vakti zamanında ilk omuz veren kişi Hıncal Uluç'tu, dolayısıyla Hayat Devam Ediyor'un Türkiye için rüçhan hakkı kendisinde kayıtlıdır.

Hayatın devam etmesine itirazım yok.

İtirazım hayatın AVM merkezli, eğlence merkezli olmasına.

Nitekim “bizim buralarda” da hayat devam ediyor. Kimisi polis karakollarına elinde tatlısı ile taziye ziyareti yapıyor, kimisi sokak hayvanları için barınak kuruyor, kimisi Halep için yardım topluyor, kimisi gece yarısı sokaklarda çorba dağıtıyor. Kimisi gece gündüz Kur'an okuyor. Fakirler için kazak, atkı, başlık örenler; öğrenci evlerine düzenli olarak ev yemeği gönderenler; kimsesiz yaşlılar için ev ziyareti örgütleyenler... Velhasıl onca ölüme ve yaralanmaya rağmen, hayatın sıcak yüzü, kalbindeki şefkati etrafına dağıtanlarla devam ediyor.

Öte yandan, Bush'un 14 yıl önceki cümlesini, terör sonrası duran hayata enerji niyetine tekrar edenler, belli ki devam etmesini istedikleri hayatın pek gerisine düşmüşler. Onların hayat dediği şey ile bizim hayat dediğimiz şey giderek birbirinden ayrılıyor.

Ayrılsın beis yok diyeceğim de...

Hem kapitalist olacaksın, hem de son kapitalist gelişmelerden bihaber olacaksın, işte sıkıntı burada.
Beyler, hanımlar, kendini hayat gurmesi sananlar, gustosunu sağa sola bulaştıranlar, 11 Eylül'den bu yana çok şey değişti. İnsanlar korkup evlerinden çıkamazsa aman alışveriş yapmaları engellenmesin dercesine “e-alışveriş” hayatın her yanına sirayet etti.

İstanbul'daki her patlamadan sonra “AVM'ler sinek avlıyordu ama e- alışveriş siteleri, eve yemek siparişleri tavan yaptı, hayat internet üzerinden aktı” analizleri döktürenler nereye kaynadı bu defa?

“Hayat” dedikleri zenginlerin hayatı, söylemeye gerek var mı!"


Odatv.com