Başak Parlak: "Hayallerimin peşinden koşarım"

‘Bebek Geliyorum Demez’ filminin Beste’si Başak Parlak, “Karakterin ideallerinden vazgeçmemesi, en belirgin ortak noktamız. Ben de hayallerimin peşinden koşarım, risk alabileceğim noktaya kadar giderim” dedi.

Başak Parlak: "Hayallerimin peşinden koşarım"
Milliyet Gazetesi'nden Senem Aydın'ın röportajı...

- ‘Bebek Geliyorum Demez’ nasıl bir film oldu?

Çok tatlı ve keyifli bir film oldu. Çalışan kadının, hamileliği nasıl yaşadığını anlatıyor. Aslında sadece o kadar da değil, kadının hamilelik döneminde eşi, aileleri ve arkadaşları neler yaşıyor, hepsini anlatıyoruz. Anladığım kadarıyla hamilelik sürecinde aileler doğal olarak biraz endişeli ve panik oluyor, bu yüzden de bu sürecin tadını yeterince çıkaramıyor.

Aslında dışardan bakıldığında bayağı eğlenceli. Biz de bu durumu aktarmaya çalıştık.

- Canlandırdığınız Beste’yle ilk okuduğunuzda ortak noktalar yakaladığınızı söylemişsiniz. Hangi yönleriyle size benziyor?

Hamile bir kadın ve bu süreçte yaşadıklarından bahsettiği için aslında Beste’yle öyle pek ortak noktamız yok. Hamileliğinden bağımsız olarak hayallarinden ve ideallerinden vazgeçmemesi, bu yolda çalışmaya devam etmesi en belirgin ortak noktamız diyebilirim.

- Siz de onun gibi hayallerinizin peşinden koşar mısınız?

Tabii ki. Risk alabileceğim son noktaya kadar giderim. Sabrederim, isterim ve beklerim. Ama bana göre hayallerin peşinden koşmak kadar, bir noktada onlara veda etmek de saygı duyulacak bir şey. Elinden gelen her şeyi yapmana rağmen kurduğun hayallere yaklaşamadıysan, onlara veda edip, başka kapılar açmalısın.

- Oyunculuk bir hayal miydi sizin için?

Hayal değildi aslında... Oyunculuğa başlamam benim dışımda gelişti, 13 yaşımda adım attım. Tabii ki ilk günden beri sette olmak çok büyülü, güzeldi ama hiç acele etmedim. Kendimi zorunlu hissetmedim. Hatta başka bir seçeneğim daha olsun diye üniversitede uluslararası ilişkiler ve Avrupa birliği okudum. Ama yine de kalbim oyunculuktan yanaydı, ben de bütün enerjimi oraya verdim.

- ‘Şevkat Yerimdar’ı dönüm noktanız olarak görüyor musunuz?

Hayatımda bir dönüm noktasıydı diyemem ama ‘Şevkat Yerimdar’dan sonra oyuncu olarak izleyicinin ilgisini ve sevgisini daha çok hissettim. Bu da çok değerli.

- Yeni dizi projesi var mı?

Görüştüğümüz işler var ama şimdilik anlaştığım bir proje yok, değerlendirmeye devam ediyoruz.

- Ekrana ara vermenizin sebebi neydi? Uzun dizi süreleri mi?

Biraz dinlenmek, ailemle, sevdiklerimle vakit geçirmek istedim. Bir de oynadığım karakterin inandırıcılığı açısından iki proje arasında ara vermeyi uygun görüyorum.

‘Mutlu ve bilinçli hissettiğim bir dönemdeyim’

- Sık sık seyahat ediyorsunuz. Bu yaz rotalarınız nasıldı?

Seyahat etmeyi çok seviyorum. Bir anlamda dinlenme ve rahatlama yöntemim. Bu yaz Dubai, Paris, Prag, Londra ve Amsterdam’a gittim. Sırada Avusturya var.

- 30’a bir kala kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Gerçekten bir kaldı (gülüyor). Tadını çıkarmaya, yaşadığım her tecrübeyi sindirmeye çalışıyorum. Beni kötü etkileyen, negatif enerjili insanları hayatımdan mümkün olduğunca uzaklaştırıyorum. İyi beslenmeye, iyi yaşamaya çalışıyorum. En önemlisi iyi düşünüyorum ve pozitifte kalıyorum. Mutlu ve bilinçli hissettiğim bir dönemdeyim. Kim olduğumu ve ne istediğimi biliyorum.

- Oyunculuğa dair hedeflerinizde neler var?

Kendimi olabildiğince geliştirmek ve her seferinde farklı karakterler oynamak çok keyifli olur... Uzun uzun çalışabileceğim, hikayesini merak ettiğim kadınları canlandırmak istiyorum.
Konular Röportaj