Berkay: "Bu ülkede neler unutulmadı ya.."

‘Bebek odası’ olayı hâlâ akıllarda. Ama o isminin Asena-Caner Erkin’le anıldığı günlerin geçmişte kaldığına inanıyor.

Berkay: "Bu ülkede neler unutulmadı ya.."
Hürriyet'ten Sibel Arna'nın röportajı...

Hazırsanız kayda başlıyorum.

-Şu saatten sonra tüm söylediklerin kayıt altında diyorsun.

Sorgulamaya gelmedim. Derdim sizi anlamak...

-Ne güzel, ben de kendimi anlatmaktan nefret ederim. İki yıldır ilk kez röportaj veriyorum. Çünkü kimseye kendimi kanıtlama ve af dileme telaşım yok. İnsanların önyargılarını değiştirmeye ihtiyacım da yok. Çok stabil bir çevrem var ve bana yetiyor.

Evet, sizi yakından tanıyanlar çok seviyor. Bir de sahnede çok iyi olduğunuzu söylüyorlar...

-Kim söylediyse doğru söylemiş. Bu konuda mütevazı olmayacağım. Kolay değil, 16 yaşından beri sahnelerdeyim. Ben müziğimi dinleyen insanların bana inandığına eminim. Anlamayan da umurumda değil. Yaklaşık iki yıldır, haftada iki-üç konser veriyorum. 50 bin kişiye konser verdiğim de oluyor, 700-800 kişilik mekânlarda da çıkıyorum. Hepsi de doluyor.

Disiplinli misiniz?

-Çok. Rahat ve dağınık bir adam gibi görünüyorum ama aslında çok düzenliyim. 11 yıldır aynı orkestrayla çalışıyorum, 3 yıldır aynı spor salonuna gidiyorum. İlişkilerim hep uzun sürdü. Şu anki 1,5 yıla yaklaşıyor. Ondan önceki dört, bir önceki beş yıldı. Dostlarım da değişmez. Dışarıdan yeni birine ihtiyacım yok. Yeni birini tanımaya, onun eksilerini kendi bünyemde sindirmeye ihtiyacım yok.

Ne kadar snob bir duruş bu?

-Evet öyleyim ve bundan hiç rahatsız değilim.

Şanslı bir adam mısınız?

-Hiç değilim. Çok ama çok şanssız bir adamım. Ya düşünsene, ben 2011’de 9 ayrı ödül almışım... Şarkılarım dillerde...

Ve bir magazin bombası patlıyor...

- Ben geçen sene 137 konser verdim, önemli olan bu.

Sizce o bomba unutulacak mı bir gün?

-Bu ülkede neler unutulmadı ya. Olayın üzerinden geçmiş üç yıl, tabii ki unutulacak.

Gün gelecek Berkay dendiğinde bugün söylenenden bambaşka bir şey ilk olarak söylenebilecek mi?

-Bence şu an öyle.

Bence değil.

-Senin fikrin saygı duyarım. Ama Benim şu anda sadece şarkılarım konuşuluyor. Bir adam iki buçuk yıldır hiç televizyona çıkmayıp hiç röportaj yapmayıp nasıl listelerde 2 numara olur? Bir numarada Tarkan ve iki de ben, üç Sezen Aksu.

Unutuldu diyorsunuz yani...

-Tabii ki. Sen bir gazetecisin, senin beynin her şeyi hatırlıyor. Senin işin unutturmamak. Ama ben unutulduğunu insanların bana olan davranışlarından anlıyorum. Üç aydır çok önemli bir marka ile reklamlarında oynamam için flörtleşiyoruz. Bu önemli bir gösterge.

BİR GÜN HERKES BERKAY DİNLEYECEK

Bu arabesk albümü neden yaptınız?

-Kendim için yaptım. Popçu olarak tanımlanmam çok salakça. Ben şarkıcıyım, yorumcuyum. Herkes efkârlanınca arabesk dinler, dinlemiyorum diyen de yalan söylüyordur.

Arabesk yükselişte mi sizce?

-Evet. Çünkü arabesk dinleyen kitlenin özgüveni yerine geldi, artık rahat rahat dinlediğini söylüyor.

Bu albümle kitleleri arabeskle barıştıracağım mı diyorsunuz?

-Hayır “Bir gün herkes Berkay dinleyecek” diyorum. Çünkü benim işim iyi şarkı söylemek ve kendimi geliştirdikçe geliştiriyorum.

Kız arkadaşınız manken... Neden hiç magazin malzemesi olmuyorsunuz?

-Öyle yaşamıyoruz çünkü. Biz beş katlı evden dışarı çıkmıyoruz. Buse Terim-Volkan Bahçelikapı, Murat-Merve Dalkılıç, Demet Akalın-Okan Kurt toplaşıp sofralar kurup eğleniyoruz. Sinemaya bile gitmiyoruz. Evde 600 filmlik bir arşivim var, kendi sinema odamızda izliyoruz. Club-barım da var. Orada eğlenip, dans edebiliyoruz.

Nasıl kadınlara âşık oluyorsunuz?

-Kadının duruluğunu seviyorum. Her şeyi çok bilen, çok konuşan kadını sevmem. Benim eksiklerimi tamamlayan kadın severim ama hayatın çemberinden geçmiş kadınla uyum sağlayamam.

Maço musunuz?

-Biraz. Dozajında kıskancım. Kız arkadaşım bensiz yemeklere gidebilir ama 23.30’dan sonra ben yanında yoksam dışarıda gezemez, bara gidemez.

Gösteriş seviyor musunuz? Kız arkadaşınıza Sevgililer Günü’nde 365 gül göndermişsiniz...

-Ben değil ama o seviyor böyle şeyleri. Ve hak ediyor da. Özlem doğru kadın. 

SEN NEYMİŞSİN BE ABİ!

* Zorlu’nun kuytu mekânlarından Le Beron’da, menajeri Özgür Aras eşliğinde buluştuk. Spordan çıkmış, son derece dinamik görünüyordu. Buram buram parfüm kokusu eşliğinde masaya geldi, beğendiği saatlere bakmak kısa süre izin istedi ama eşe dosta “Merhaba” demekten ona da fırsat kalmadı.

*Röportajdan çıktıktan sonra kulağımda MFÖ’den ‘Sen neymişsin be abi’ çalmaya başladı. Sözlerini Berkay’a uyarladım: “En hit pop şarkılarından sonra, en güzel arabesk albümünü sen yaptın, çalmadığın enstrüman, yapamadığın spor yok, en iyi âşık sensin, en iyi sahne senin. Sen neymişsin be Berkay!”
Konular Röportaj