Hakikat Değişmez, Değişene Hakikat Denmez!
Bu hastalar el arabasıyla taşınıyor!..
Samsun’un Çarşamba ilçesinde yol yapılması planlanan arazi mahkemelik olduğu için yolları olmayan mahalle sakinleri, hastalarını el arabası ile taşıyor.
İHA'da yer alan habere göre Karamustafalı
Mahallesi sakinleri, yol olmaması nedeniyle hastalarını el
arabasıyla taşımak zorunda kalıyorlar. Hastaneye gitmesi gereken 73
yaşındaki karaciğer kanseri Mustafa Aktaş, el arabasıyla taşınarak
yola çıkartıldı.
Aktaş’ın eşi 50 yaşındaki Gülbeyaz Aktaş, eşinin tedavi amacıyla sürekli Samsun’a gitmek zorunda olduğunu belirterek, “Eşim karaciğer kanseri. Bu sene kış mevsiminde hiç evde kalamadık. Sürekli el arabasıyla, sırtlarda araca ulaşana kadar eşimi taşıyorum. 5 senedir bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Kimseye derdimi anlatamıyorum. Kimse bize yardımcı olmadı" dedi.
Hastalığı nedeniyle sık sık hastaneye gitmek mecburiyetinde olduğunu belirten Mustafa Aktaş ise, “Ben ölsem bile buraya bu yolun yapılması şart. Ben öldükten sonra buradaki çocuklar mağdur kalmasın. Gidip gelmem benim için çok zor oluyor. Yağmurda çamurda kimi zaman el arabasının üstünde, kimi zaman da komşuların sırtlarında taşınıyorum” diye konuştu.
2012 yılında İstanbul Esenyurt'ta meydana gelen çadır yangınında 22 yaşındaki oğlu İsa Topal'ı kaybettiğini belirten 47 yaşındaki Nadir Topal ise, oğlunun cenazesine taziye için gelen yetkililerin kendilerine yol için söz verdiğini ancak geçen zaman içinde yolun yapılmadığını ifade etti.
“60 SENEDİR SÜREN DAVA VAR”
Mahalle sakinleri ise, "Yolun yapılması gereken yerde 60 senedir süren bir dava var. Devlet davayı çözüme kavuşturmadığı için bu zorlukları yaşıyoruz. Yetkililere durumu anlattık. Yol üzerinde bir su kanalı var. Su kanalından geçen çocuklardan birisi suyun içine düşmüştü, kendimiz çıkarttık. Kendimiz aramızda para topladık, demirden bir köprü yaptık. Artık son umudumuz Samsun Büyükşehir Belediyesi. Sıkıntımızı onlara anlatıp, yolun yapılmasını bekleyeceğiz" dediler.
“ARSANIN TAPUSU BİZDE”
35 yaşındaki Sedat Başboğa da, mahallelinin yol yapılmasını istediği arsanın kendilerine ait olduğunu ifade ederek, "60 yıldır süren bir dava var. Bu arsanın bizde tapusu bulunmakta. Bu tapu dedelerimizin zamanında alınmış bir tapu. Mahkemeye tapumuzu sunduk. Zamanında mahallelinin hayvanlarını otlatması için arsanın sınırları belirlenmemiş. Mahalleli de bu alanı mera olarak görmüş. Sonrada buraya yol yapılmasını istemiş. Mahallelinin başka bir alanda yolu bulunmakta. Orayı yol olarak kullanabilirler. Mahkeme süreci halen sürüyor. Devlet de bu yüzden bir şey yapamıyor" şeklinde konuştu.
Aktaş’ın eşi 50 yaşındaki Gülbeyaz Aktaş, eşinin tedavi amacıyla sürekli Samsun’a gitmek zorunda olduğunu belirterek, “Eşim karaciğer kanseri. Bu sene kış mevsiminde hiç evde kalamadık. Sürekli el arabasıyla, sırtlarda araca ulaşana kadar eşimi taşıyorum. 5 senedir bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Kimseye derdimi anlatamıyorum. Kimse bize yardımcı olmadı" dedi.
Hastalığı nedeniyle sık sık hastaneye gitmek mecburiyetinde olduğunu belirten Mustafa Aktaş ise, “Ben ölsem bile buraya bu yolun yapılması şart. Ben öldükten sonra buradaki çocuklar mağdur kalmasın. Gidip gelmem benim için çok zor oluyor. Yağmurda çamurda kimi zaman el arabasının üstünde, kimi zaman da komşuların sırtlarında taşınıyorum” diye konuştu.
2012 yılında İstanbul Esenyurt'ta meydana gelen çadır yangınında 22 yaşındaki oğlu İsa Topal'ı kaybettiğini belirten 47 yaşındaki Nadir Topal ise, oğlunun cenazesine taziye için gelen yetkililerin kendilerine yol için söz verdiğini ancak geçen zaman içinde yolun yapılmadığını ifade etti.
“60 SENEDİR SÜREN DAVA VAR”
Mahalle sakinleri ise, "Yolun yapılması gereken yerde 60 senedir süren bir dava var. Devlet davayı çözüme kavuşturmadığı için bu zorlukları yaşıyoruz. Yetkililere durumu anlattık. Yol üzerinde bir su kanalı var. Su kanalından geçen çocuklardan birisi suyun içine düşmüştü, kendimiz çıkarttık. Kendimiz aramızda para topladık, demirden bir köprü yaptık. Artık son umudumuz Samsun Büyükşehir Belediyesi. Sıkıntımızı onlara anlatıp, yolun yapılmasını bekleyeceğiz" dediler.
“ARSANIN TAPUSU BİZDE”
35 yaşındaki Sedat Başboğa da, mahallelinin yol yapılmasını istediği arsanın kendilerine ait olduğunu ifade ederek, "60 yıldır süren bir dava var. Bu arsanın bizde tapusu bulunmakta. Bu tapu dedelerimizin zamanında alınmış bir tapu. Mahkemeye tapumuzu sunduk. Zamanında mahallelinin hayvanlarını otlatması için arsanın sınırları belirlenmemiş. Mahalleli de bu alanı mera olarak görmüş. Sonrada buraya yol yapılmasını istemiş. Mahallelinin başka bir alanda yolu bulunmakta. Orayı yol olarak kullanabilirler. Mahkeme süreci halen sürüyor. Devlet de bu yüzden bir şey yapamıyor" şeklinde konuştu.