Bülent Ersoy'un işine son verildi!..

“Show TV’de Pazar akşamları aynı saatte ya bambaşka bir şov programı yapacağız ya da ünlü sanatçıların jüri olduğu bir müzik yarışması ekrana getireceğiz. Ama Bülent Ersoy olmayacak”

Bülent Ersoy'un işine son verildi!..
Show TV’de Bülent Ersoy’a “kapı” gösterildi!..

Yapımcısı, “Yetti artık, yaptıklarına, kaprislerine ve ahlak yapısına daha fazla tahammül etmemiz imkansızdı. Onunla şu an itibariyle ilişkimizi kestik” dedi.

DP Yapım’ın sahibi Mehmet Fevzi Siverek, “Show TV’de Pazar akşamları aynı saatte ya bambaşka bir şov programı yapacağız ya da ünlü sanatçıların jüri olduğu bir müzik yarışması ekrana getireceğiz. Ama Bülent Ersoy olmayacak” dedi.

“ZATEN SHOW TV, RİCA MİNNET ONU KABUL ETMİŞTİ!..”

Siverek, Bülent Ersoy kararını Show TV’nin yönetimiyle birlikte aldıklarını belirtirken, “Zaten, Show TV yönetimine Bülent Ersoy’u rica minnet kabul ettirmiştim. Başka birisiyle yap, bu kişi sorunlu demişlerdi, dinlemedim, direndim ama haklı çıktılar” şeklinde konuştu.

Fevzi Siverek, “Star TV 13 hafta zor dayanmıştı, ben 17 hafta yaptım, ama nasıl olduğunu bir Allah, bir ben, bir de Show TV’nin yöneticileri bilir. Bununla kimse çalışmaz” dedi.

Siverek, programa başladıklarında neler yaşadıklarını da şöyle anlattı:

“FİTNEYLE HERKESİ BİRBİRİNE DÜŞÜRDÜ!..”

“Kanalın Bülent Ersoy’la program yapma isteği yoktu. Yapımcı olarak rica ettim. İzzet Yıldızhan ve Bülent Ersoy’la başladık. Ama önce İzzet’e huysuzluk çıkardı. İzzet’in programdan dışarı çıkmasını bir şekilde sağladı.  Bana gelip İzzet sana bunu söylüyor v.s v.s ile dedikodularla, laf taşımakla, iki tarafı kışkırttı, aramızı bozdu. Çok ters bir duruma düştük. Bu gelişme üzerine programı komple bitirmek istediğimi söylediğimde devam etmemiz için her şeyi yaptı. İzzet’se hiç kavga çıkarmadan, bununla sürekli kavga edeceğimize ben çıkım, dedi, çıktı gitti”

“Sonra her hafta bir sıkıntı çıkarmaya başladı. Bir pantolon giyiyor, borcu olduğu ortaya çıkıyor. Ertesi gün televizyonlarda bunlar konu oluyor, rezil oluyoruz. Bütün uyarılarıma rağmen canlı yayında ağzına geleni konuştu, sürekli büyük para cezası aldık”

“ANTALYA’DAKİ BÜYÜCÜSÜNDEN BIKTIM!..”

“Her programda, programla hiç ilgisi olmayan insanların adını zikretmeye başladı… Bir tanesi Antalya’daki büyücüsüymüş, canlı yayında telefonu eline alıyor. Dışarıdan birisinden gelen bir mesaj ile bir telefonla bütün programın akışını her şeyini değişiyor. İki de bir, bu piyasada, ben tekim benden başka okuyan yok, ben bu işin mektebini bitirdim, öbürleri hepsi alaylı, küçük dağları ben yarattım, büyük dağlar zaten vardı şeklindeki konuşmaları herkesi bıktırdı, usandırdı…”

“ŞER GRUBUNUN ELİNDE OYUNCAK OLMUŞ!..” “GAY’LERDEN OLUŞAN EKİBİNDEN KURTARAMADIM!”

“Kendisinin bir şer grubu ve ekibi vardır, gaylerden oluşan… Ne yaptıysam o ekibin dışına çıkaramadım. Kurtarmak istedim ama maalesef başarısız oldum. İnanılmaz yanlış yönlendiriyorlar”


“KENDİ MENAJERİ MALİYELİK OLDU AMA...”

“Bir hafta kaç gün önce de kendi menajeri, yani kendisinin konserleri organize edeni menajeri, sahtekarlık(vergi kaçırma olayı Milliyet’te birinci sayfada yer aldı) yaptığı gerekçesiyle gazetelere manşet oldu. Bu konuların tamamını toparlayıp kendisini defalarca uyarmama rağmen sonra ben anladım ki bu işlere(!) yanlışlıkla değil bilinçli olarak girmiş ve yapıyor. Menajeriyle birlikte her işin içinde var”

“BÜLENT ERSOY’A EKİP DAYANMADI!..”

“Yapım ekibinde iki kere yönetmen değiştim. Diğer ekip de devamlı değişti. Sözleşmemizde programı yapıp, program bittikten sonra 7 iş gününden sonra para ödememiz gerekirken, pazartesi saat 09.00’da şirketimizin muhasebesini arayarak, param ne oldu niye gecikti diyen biri… Hepimiz şok olarak onun her hafta yaptıklarını izledik!.. Sürekli geç kalmalar, hep yayına 5 saniye kala, tüm ekip stres, bunalımdan yayına yetişemeyecek miyiz, her hafta gelen konuklara rica ederek, gecikebilir, programı bir şarkıyla sizle açacağız diyerek devamlı gelen konukları hazır ettik. Çekilir gibi değildi”


“ZAVALLIDIR, GARİBANDIR DEDİK AMA!..”

“Zavallıdır, garibandır, kimsesi yoktur, uzun senelerden beri tanıyorum. İş hiç yapmamıştım. Hep benden istekleri olmuştur. Hep işlerine yardımcı olmaya çalışmıştım insan olarak… Ama onunla asla iş yapılmayacağını anladım. İş disiplini sıfır… Herkesin neden ondan kaçtığını ve iş yapmadığını da anladım”


“6 KERE ŞOFÖR DEĞİŞTİRDİM!..”

“Kendisinin arabası olmadığından dolayı ben sürekli şoför ve araba tahsis ettim. En son geçen hafta benim arabamla giderken, benim şoförümle giderken caddede geçerken uzaktan geçen bir kişinin resmini çektiğini görüyor, şoförü bağırarak arabayı durduruyor arabadan inip çocuğu dövüyor. Çocuğun elindeki telefonu da alıp yere vuruyor. Bunlar affedilir şeyler değil.. Bunları bize anlatırken bile pişkin pişkin gülerek anlatıyor… İstekleri ve talepleri hiçbir zaman bitmiyor”


"BÜLENT ERSOY, BENİ BİRİLERİ(!) KURTARIR DÜŞÜNCESİNDE!"

“Bağırarak, çağırarak, insanları azarlayarak, sazları azarlayarak RTÜK kurallarına uymayarak nasıl olsa ben Bülent Ersoy’um birilerini ararım, birileri beni kıramazlar, hallederim rahatlığıyla ezelden beri hep bunları yapmıştır. Bundan sonra da bunların yapılacağını düşünüyor. Maalesef yapamaz. Zihniyet Türkiye’de değişti. Türkiye’de bu işler böyle yürümez. Gerçek sanatıyla, ahlakıyla yürür…


“45 YAŞ KÜÇÜK SEVGİLİ YÜZÜNDEN PROVA YAPAMADIK”

“Daha da rahatsız olduğum konular… Kendisinden 45 yaş küçük bir çocukla sevgili olduğunu söyleyerek, ekibin repertuvar çalışması gerekirken Ben İzmir’e gidiyorum gelmicem, bu hafta gelecek misin sorusuna da her hafta gelecek mi, gelmeyecek mi kuşkularıyla yaşadık”

“17 HAFTADA 10 KOSTÜMCÜ DEĞİŞTİRDİK!.. NUR YERLİTAŞ İLLAHLAH DEDİ!..”

“Her hafta 17 hafta program yaptım. 10 tane kostümcü değiştirdik. 2-3 kez ricayla Nur Yerlitaş’a elbise yaptırttık. Nur benim ricamla kırmadı yaptı. Ama Nur en son Fevzi benim dostumsun ama olmuyor biz bunla iş yapmayalım dost kalalım dedi”


“GENÇ KIZI KOLUNDAN TUTUP ATMASI SON NOKTA!..”

Fevzi Siverek, “Bu hafta seyirciler arasında bir genç kız vardı. Herkesin gözü önünde sahnesinden inerek, seyircilerin arasına girip, o kız çocuğunu kolundan tutup dışarı attı. 17-18 yaşındaki bir öğrenciye, hem de hiç suçu yokken bu yaptığı hareketle birlikte benim vicdanımda da artık bir yeri kalmadı. Ve dönüşü olmayan bir kararla kendisiyle vedalaştık. Allah yolunu açık etsin. Ama bu kafayla, bu hiçbir yerde çalışamaz”

UÇAN KUŞ