Bülent Tezcan: "Militarist bir devlet yaratılmaya çalışılıyor"

CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, son KHK'larla ilgili olarak tepki göstererek "Militarist bir toplum, militarist bir devlet yaratılmaya çalışılıyor" dedi.

Bülent Tezcan: "Militarist bir devlet yaratılmaya çalışılıyor"
Habertürk'te yer alan habere göre CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında olağanüstü toplanan MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Tezcan, son KHK'daki tartışmalı "Sivillere ceza muafiyeti" düzenlemesiyle ilgili olarak, "Buradan demokrasi değil, faşist rejimler çıkar. Türkiye bu noktaya doğru sürüklenmiştir. Militarist bir toplum, militarist bir devlet yaratılmaya çalışılıyor." açıklamasında bulundu. Tezcan, "Bu hüküm bir örtülü af getirmektedir. "Geçmişte böyle suç işlemiş olanları affediyorum" diyor. TBMM af getirecek olsa 5'te 3 çoğunluk olması lazım." diye konuştu. "Tek tip kıyafet"i "darbe dönemi uygulaması" olarak niteleyen Tezcan, taşeron işçilerle ilgili düzenlemenin bütün taşeron işçileri kapsamadığını söyledi. Tezcan, "17 aydır Türkiye'nin yaşadığı sıkıntıda en önemli vebal sahibi Anayasa Mahkemesi'dir. Bu KHK'yı Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz. Daha önce götürdüğümüzü reddetmiş olmasına rağmen bir kere daha onlara günahlarını affettirme fırsatı vereceğiz" dedi.

Tezcan'ın şöyle açıklamaları:

"17 ayda neyi yapamadılar. Hala Türkiye niye OHAL şartları altında. OHAL KHK'ları Meclis'i tamamen feshetmeye yönelik. Meclis'i tatil ettiler, ettiklerinin ertesinde pazar günü 2 KHK yayımladılar. Buna ilk itirazı TBMM Başkanı'nın yapması gerekirdi. TBMM'nin şanını korumakla yükümlü olan TBMM Başkanı'dır. Sayın Meclis Başkanı'nın böyle bir derdi yoktur. Meclis'in etkisizleştirilmesinin temsilcisi olmaya aday bir noktadadır.

"MİLİTARİST BİR TOPLUM, MİLİTARİST BİR DEVLET YARATILMAYA ÇALIŞILIYOR"

Tek adam rejimlerinin militarist bir şekilde tahkim edildiği rejimlerin adı diktatörlüktür. AK Parti Genel Başkanı'na sesleniyorum. Buradan demokrasi değil, faşist rejimler çıkar. Türkiye bu noktaya doğru sürüklenmiştir. Militarist bir toplum, militarist bir devlet yaratılmaya çalışılıyor.

"BU HÜKÜM BİR ÖRTÜLÜ AF GETİRMEKTEDİR"

En çok tartışına madde 121. maddesi. Yani bir cezasızlık hükmü içeren madde. Ne diyor? "Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına bakmaksınız 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket edilen kişi hakkında, ceza verilmez" diyor. Sokaktan geçen kişi ben terörle mücadele ediyorum diye suç işlerse buna ceza vermeyeceksin. Hiçbir ciddi devlette olmaması gereken bir şey. Militarist devletlerde olur, faşist devletlerde olur, paramiliter güçler kurarak toplumu korkutmak isteyen diktatörlüklerde olur. Bu madde iktidar eli ile sivil silahlı çete kurma maddesidir. Niyetiniz o değilse niyetinizi doğru ifade edin. Bu hüküm bir örtülü af getirmektedir. "Geçmişte böyle suç işlemiş olanları affediyorum" diyor. TBMM af getirecek olsa 5'te 3 çoğunluk olması lazım. Bundan sonra da bunu yaparsan ben sana ceza vermeyecek bir ortamı yaratabilirimin de ifadesidir. Türkiye'yi bir ateşin içine atmak peşinde misiniz?

"NASIL GÜVENECEĞİZ?"

AK Parti Genel Başkanı 2014'te ne diyordu? "Esnaf gerektiğinde asayişi sağlayan, polistir, askerdir" diyordu. Bütün bu KHK'ların oluşumunda bir kişiden bahsediyoruz. Nasıl güveneceğiz? Aşağıdaki insanlar kendilerince işgüzarlık yapıp böyle bir toplumsal çatışmanın fitilini ateşlerse ne yapacaksınız? Derhal bu tehlikeli uygulamalardan vazgeçmeye çağırıyoruz iktidarı. Bu düzenlemelerin derhal kaldırılması gerekir.

KHK'LARDAKİ YARGI DÜZENLEMELERİ

Aynı KHK'larda yüksek yargının düzenlendiğini görüyoruz. Yargıay ve Danıştay düzenleniyor. Yargıtay'a 100, Danıştay'a 16 yeni üye getiriliyor. Bu yöntem, sayın Erdoğan, bilindik bir yöntem. FETÖ icadı yöntem. FETÖ icadı yöntemleri kuıllanarak FETÖ ile mücadele edemezsiniz. Şimdi aynı usul yöntemlerle yol yürümeye devam ediyorsunuz. Bunları yapmaya devam ederek Allah'ın ve milletin sizi tekrar tekrar affedeceğine inanıyor musunuz?

TEK TİP KIYAFET ELEŞTİRİSİ

Tek tip elbise şartı getiriliyor. Bunun tek bir adı vardır. Guantanamo özentisi içindesiniz. Bunu ben söylemiyorum. Recep Tayyip Erdoğan söylüyor. Türkiye'ye bunu layık görüyor. Tek tip elbise darbe dönemlerinin ürünüdür. 12 Eylül'ü Türkiye unutmadı. 12 Eylül cuntacıları cezaevlerinde tep tip elbiseyi dayatmıştır. Bu uygulama bile 20 Temmuz darbesi koşullarının devam ettiğini göstermeye yeter. Masumiyet karinesine açıkça aykırıdır. Önyargılarla intikam alma çabasıdır. Yarın kimin o elbiseyi giymek zorunda kalacağı belli olmaz. Kimin nerede olacağını bilemezsiniz. Herkes için geçerlidir bu. Sadeece bir yol vardır şaşmayacağımız, evrensel hukuk ilkeleri.

"TAŞERONLARIN TAMAMINI KAPSAMIYOR"

696 sayılı KHK'da başka düzenleme taşeron işçilikle ilgili düzenlme. Taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi CHP'nin sahibi olduğu ve takipçisi olduğu bir projedir. 7 Haziran seçimlerinden bu yana patenti bize ait olan, ortaya attığımız bir projedir. İktidarın en azından söylem düzeyinde bunu kabul etmek zorunda kalması sevindiricidir. Bizim bu projemizi önce çaldıllar. Ona bir şey demedik. Sonra bozdular. Milleti de kandırdılar. Ortaya çıkan tablo şudur. Parlamento devre dışı bırakılmıştır. İşçi sendikaları ve çalışma örgütleri devre dışı bırakılmıştır. Sınırlı da olsa kadro verilmesi sevindirici bir durumdur. Bu eksikleri gidermek gerekiyor. Getirilen düzenlemede eşitlik yok. Bütün taşeron işçiler kapsam içine alınmamıştır. On binlerce işçi demektir bu. '450 bin kişiyi etkileyen bir düzenleme yaptık' dedi, Çalışma Bakanı. 1 milyon olduğu biliniyor. Bunların tamamını kapsayan bir düzenleme yapılmamıştır. Bir başka garip nokta sınav getiriliyor. Yıllardır orada çalışıyorsa neyin sınavını yapacaksın? Güvenlik soruşturması şartı getirmişler. Taşeronda çalışan işçiyi kadroya alacaksın, devlete müsteşar mı tayin ediyorsun? Ne yapacaksın güvenlik soruşturması yaparak? Zaten bir şey varsa kapıya koyuyorsun.

"ANAYASA MAHKEMESİ'NE GÖTÜRECEĞİZ"

Bu KHK'lar 20 Temmuz darbesinin sıkıyönetim bildirileridir. Artık Türkiye OHAL KHK'ları ile yönetiliyor. Anayasa Mahkemesi'nin aslında 1991 yılında verdiği 2 önemli karar vardır: OHAL döneminde çıkarılan kararnameler OHAL'in amcına uygun olmalıdır. Bugünkü AYM konjonktür mahkemesi olduğu için, Anayasa Mahkemesi olarak değil ana darbe mahkemesi olarak hareket ettiği için o içtihadından döndü. 17 aydır Türkiye'nin yaşadığı sıkıntıda en önemli vebal sahibi Anayasa Mahkemesi'dir. Bu KHK'yı Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz. Daha önce götürdüğümüzü reddetmiş olmasına rağmen bir kere daha onlara günahlarını affettirme fırsatı vereceğiz. Bakalım vicdanları sızlamış mı?"