Çağla Şıkel: "Annelik kendimi bulmamı sağladı"

"Çocuklarla ilgilenebilmek, onları mutlu edebilmek ve hala kendimi eğitmeye çalışmak benim hayatımın en büyük başarısı diyebilirim. İyi bir anne olayım başka bir şey istemem. O duygular hayatımdaki hiçbir duygu ile kıyaslanamaz..."

Çağla Şıkel: "Annelik kendimi bulmamı sağladı"
Yeni Asır'dan Ercan Akgün'ün röportajı...

300 MİLYON KIYAFET GİYDİM


Yaptığın işlerden en çok hangisi mutlu ediyor seni?

Mankenlik ilk mesleğim olduğu için, podyumda kendimi hakikatten hiçbir yerde hissetmediğim kadar özgür, güçlü ve mutlu hissediyorum.

Televizyonculuk da çok keyifli ve zevk alarak yaptığımız bir iş olduğu için özellikle Alişan ile yaptığım projelerde sabahları çok keyifli ve neşeli oluyorum. Sabahın köründe bile olsa işe çok mutlu gidiyorum. Moda zaten benim hayatımın büyük çoğunluğunu kaplıyor. Giyinmeyi çok seviyorum. Farklı parçalar seçmeye özen gösteriyorum. Meslekte 19 yıl oldu ve bu zamana kadar tahminen 300 milyon kıyafet giymişimdir herhalde.

Küçük yaşta balerinlik yapmıştın. Ondan bahseder misin?

17 yıllık bir bale geçmişim var. Çocukluğumdan beri yaptığım bir şeydi ama artık geçmişte kaldı. Şimdi spor yaparken bazı hareketleri yapamadığımı görmek moralimi çok bozuyor. Çünkü ben inanılmaz esnektim.

AYAKLARIMI FEDA ETTİM

Manken olduktan sonra bir daha hiç yapmadın mı?

Bundan iki yaz önce Bodrum Bale Festivali'nde Samsun Devlet Opera ve Balesi eşliğinde dans etme şansı vermişlerdi bana. O zaman çocukluk yıllarıma geri döndüm. Benim için tam anlamıyla nostaljiydi. Bütün yazımı feda edip o festival için çalıştım. Güzel bir anı oldu. Hakikatten bu kadar yıl sonra yeniden point giyebileceğimi ve bale yapabileceğimi düşünemiyordum. Çünkü point giymek kadınların ayaklarına büyük eziyettir. Bale yaptığım yıllarda tırnaklarımı kaybetmiştim, nasırlar çıkmıştı, kemiklerim artık yer değiştiriyordu. Balerinlerin ayaklarını bilirsin. Sonra ben ayaklarıma fazlasıyla iyi bakan biri oldum. Vazelinler sürdüm, özel çoraplar giyip yattım falan derken pamuk gibi yaptım ayaklarımı. Hop şimdi festival için yeniden giydim pointi; ayakları feda ettik tabi. Bale bence ruhsal ve bedensel anlamda dünyada yapılabilecek en zor ve en güzel meslek.

BAZEN MAGAZİNİ UNUTUYORUM

Mankenlik, oyunculuk, balerinlik ve program sunuculuğu gibi alanlarda başarını kanıtladın. Peki evde nasıl bir annesin?

En sevdiğim yönüm annelik. Annelik, kendimi bulmamı sağlayan bir şey yarattı bende. Çocuklarla ilgilenebilmek, onları mutlu edebilmek, iyi bilinçli bir anne olmaya ve hala kendimi eğitmeye çalışmak benim hayatımın en büyük başarısı ve gururu diyebilirim. İyi bir anne olayım başka bir şey istemem tabii bir de para kazanabileyim ki onlara güzel bir hayat sunabileyim. Annelik başka hiçbir şeye benzemiyor. O duygular hayatımdaki hiçbir duygu ile kıyaslanamaz.

Tekrar bir çocuk istediğini söylemişsin ve magazin basınında farklı anlamlara sebep oldu. Nedir durum?

Vallahi sustum artık, tövbe bir daha söylemeyeceğim. Hiçbir şeyi paylaşmayacağım artık. Taa ki evlenip hamile kalana kadar bu konuyla ilgili hiçbir detay vermeyeceğim. 'Ben çocukları çok seviyorum' dedim. Gerçekten de seviyorum. 'Çok çocuğum olsun isterim ama çocuk yapmak için de evlenmek gerek' dedim. Kötü bir şey söylemedim. Çok doğal bir şey söyledim. Ama tabii çok büyüdü olay ve hatta Emre'ye kadar gitti. Ben bazen magazini unutuyorum. Dilimin kemiği olmadığından filtresiz konuştuğum için o konularda biraz politik davranmayı öğrenmem lazım.

Çocuklar kaçta yatıyor?

20.30'da yatırıyorum. Hikaye okuyup, konuşma falan derken uyumaları 21.30'u buluyor. Ben de 22.00 gibi uyuyorum. Uzay ve Kuzey'in geleceğiyle ilgili yönlendirmeye çalıştığın bir meslek oluyor mu ya da onların düşündüğü şeyler var mı? Şu an çok erken yönlendirme yapmak için. Benim onlara tek tavsiye ettiğim vücutlarını tanımaları ve sağlıklı bir yaşamı sürdürebilmeleri açısından spor yapmaları. Her gün spor yapıyorlar mutlaka ve seviyorlar. Zaten enerjilerini atmaları için de gerekli. "Enerjilerini attılar mı acaba" diyorum, eve geliyorum "Futbol oynayalım" diyorlar.
Bakıyorum ki hala atmamışlar.

"Çocuklarla futbol oynayarak formda kalıyorum "

İki çocuk annesi olarak fiziğini nasıl koruyorsun? Yaptığın özel bir diyet var mı?

Diyet veya detoks yapmıyorum, sadece sağlıklı besleniyorum. Çok uzun zamandır bu böyle. Hayatımın hiçbir döneminde kötü beslenmedim.

Balık, et, bol sebze, bol su tükettim ve hayatım boyunca da spor yaptım. Spora hala da devam ediyorum. Fiziği korumak için düzenli beslenme ve spor yeterli oluyor. Detoksa da gerek kalmıyor.

Ev hayatı nasıl?

Ev hayatı yorucu olsa bile güzel ve keyifli. Erkek çocuklar ekstra enerji gerektiriyor. İşten eve yorgun geldiğim zaman bile "Hadi anne futbol oynayalım" dedikleri zaman kıramıyorum onları. Her gün mutlaka futbol, basketbol oynuyoruz. Bir tek hafta sonu Emre'de kaldıkları için tenise gidiyorlar. Hafta içi jimnastikleri, aikidosu, baterisi derken sürekli onların peşinde oluyorum. Oğlak burcu kadını olarak zamanı çok iyi yönetiyorum. Bu konuda övünüyorum.

KOMEDİDEN GİRER DRAMDAN ÇIKARIM

Yeniden bir dizi için kamera karşısına geçmek ister miydin?

Oyunculuk yapmayı çok seviyorum ama hem televizyon programı hem çocuklar hem de ekstra işler olduğu için hiç vakit kalmıyor maalesef. Asla yapmam diye bir şey söylemiyorum tabi ki. İlerleyen zamanlarda olabilir. Çocuklarım çok küçüktü bu zamana kadar o yüzden dizi projelerine pek girmek istemedim. Çekimleri uzun zaman alıyor çünkü.

Diziyi tattın, peki sinemayı düşündün mü hiç?

Ben düşünüyorum ama o beni düşünmüyor. Tabii ki çok isterim, çünkü sinema hakikatten albenisi olan bir iş. Birkaç tane ufak şey geldi ama yapacaksak iyi bir şeyler yapmamız lazım. Bir de tabii ki kendimi bu alanda gösterebilmiş bir insan değilim. Sadece "Cennet Mahallesi"nde çingene rolüyle bilinen bir kişi olduğum için 'Şimdi bu kız nasıl oynayacak' diye insanların kafasında bir şey oluşabilir. Hiç merak etmesinler sıkıntı yok, çok güzel oynarım. Tabii ki isterim. Kim sinema filminde oynamak istemez. Onun da sorumluluğu, ağırlığı çok başka bir şey.

Hangi karakteri isterdin?

Valla komediyi çok seviyorum. Herhalde yine öyle bir şey olurdu. Komediden girerdim dramdan çıkardım. Ama yapamayacağım bir rol yokmuş gibi geliyor açıkçası. Deli kadını bile oynarım. Ben zaten hafif çatlağımdır. Sorun olmaz.
Konular Röportaj