Cansel Elçin ve Özge Özberk'in bitmeyen hesaplaşması!

İlk kez komedide oynayan Cansel Elçin: “Ne zaman komedi işi gelecek diye bekliyordum. Çünkü Fransa’da hep komedi tarzı film ve dizilerde oynadım. Ancak Türkiye’de ağır ağabeyi oynayan insanlar komedi oynamıyor”

Cansel Elçin ve Özge Özberk'in bitmeyen hesaplaşması!
Bugün'den Gülden Aydın'ın röportajı..

*Evlenmeden Olmaz, Türkiye’deki ilk komedi projeniz. Filmi kabul etmenizdeki en büyük etken neydi?


Oksijensiz kaldım, nefese ihtiyacım vardı. Hep bekliyordum aslında, ne zaman bir komedi gelecek diye… Demek ki burada böyle bir proje yapılırken ilk Cansel Elçin ismi gelmiyor akla… Çünkü Fransa’da hep komedi tarzı dizi ve filmlerde oynadım. Bir de benim anlamadığım bir şey var. Türkiye’de ağır abiyi oynayan insanlar komedi oynamıyor. Bunu neden yapmıyorlar diye düşünüyorum. Mesela Gerard Depardieu ağır abiyi de oynar, komedi de oynar…

SERBEST BİR ADAMIM SAKİN DEĞİLİM

*Üzerinize yapıştı mı ağır abi rolleri?


İzin vermemek lazım buna. Yıllardır insanlar Cansel komedi oynayamaz diye düşünüyorlardı ama asıl ağır abi rolleri oynamam benim için biraz zor. Bir mahallede dolaşan adamı oynarken zorlanıyorum açık konuşmak gerekirse. Ben elimi, kolumu, gözlerimi açan, serbest bir adamım, sakin değilim.

*Filmde nasıl birini oynuyorsunuz?

Ağır ameliyatlar yapan bir cerrah. Evlilik konusunda bir travma yaşamış. Kız arkadaşı doğum gününde evlilik teklifi beklerken kıza bir ayı hediye ediyor. Bu nedenle ayrılıyorlar. Film boyunca adamın barışma çabasını izliyoruz.

ÖZGE'DEN ÖZÜR BEKLİYORUM

*Özge Özberk’le daha önce de karşılıklı oynadınız. Bunun rahatlığı var mıydı?


Özge fazla rahattı. Bir sahnemiz vardı, bana tokat atacaktı. ‘Özge atabilirsin rahat ol’ dedim. Bir yapıştırdı tokadı öyle böyle değil… Demir sesi geldi resmen, kulağım çınladı, çok acıdı. Bir baktım döndü gidiyor. Cansel iyi misin, canın yandı mı falan yok. İzi kaldı, makyajla kapattılar. Özür dilemedi bekliyorum hâlâ…

ARABA ALMAK YERİNE FİLM ÇEKİYORUM

*Yönetmenliğini yaptığınız filmlerde gişe kaygısı yaşıyor musunuz?


Kazandığım paranın 3’te birini lazım olur diye bir yere ayırıyorum. 3’te birini yiyorum. Geri kalanı da film çekmek için biriktiriyorum. Sonuçta ben bir film yapıyorum, parayı oraya gömüyorum ve bana hiçbir şekilde geri dönüşü olmayacak o paranın. Ama ben bunu bilerek yapıyorum. Bir tane fazladan arabam olacağına bir tane filmim oluyor. Gişe film yapmıyorum, para kazanmak, ödül almak için yapmıyorum. Sadece yaratmak için yapıyorum.

HEP 'BU SON İŞİM' DİYORUM

*Sadece Türkiye’de değil, Arap ülkelerinde de çok hayranınız var… Şöhret ne kadar önemli sizin için?


Ben onu hep şöyle düşünüyorum. Bu işi yaptık, bitecek ve bir daha olmayacak. Son oyunculuğum diye düşünüyorum. Şöhrete inanmıyorum değil ama belli bir süreçte tanınma diye düşünüyorum. Elbet biter diye düşündüm hep. Madem hâlâ proje geliyor güzel. Yaşım 40 olmuş, artık eğlenceme bakıyorum.

GECEYİ DEĞİL GÜNDÜZÜ SEVİYORUM

*Formunuzu nasıl koruyorsunuz?


Futbolla ilgileniyorum, amatör ligde futbol oynuyorum. Beslenmem klasik; 3 beyazı kullanmıyorum. Yediklerime dikkat ediyorum. Bir de ben geceyi değil, gündüzü seviyorum. Sonuçta gece uyumak için yapılmış benim de uykum geliyor ciddi şekilde. Set araları mutlaka 1-2 saat uyurum. Çocukluğumda da çok uyurdum, bu çocuk yaşıyor mu diye bakarlarmış bana. Fransa’da gece kulübünde hoparlörün yanında uyuyup, ‘git evinde uyu’ diye mekandan atıldığım olmuştu.
Konular Röportaj