Cemal Hünal: "İzleyici gülmek istiyor"

Cemal Hünal, Geliri Dünya Yetim ve Şehit çocuklarına bağışlanan ‘Kızım ve Ben’ filminde rol aldı.

Cemal Hünal: "İzleyici gülmek istiyor"
Akşam'dan Bilgen Bülbül'ün röportajı...

‘Kızım ve Ben’ filminde izleyiciyi neler bekliyor?


Doruk bir özel harekât polisidir. Aynı zamanda kızını tek başına büyüten, çocuğunun hayatında bir anne eksikliği hissetmemesi için elinden gelen her şeyi yapan bir babadır. Ben canlandırdığım bu rolden manevi olarak da çok etkilendim. Çok farklı bir yükü vardı. Hem belli bir görev bilincini taşımak hem babalık duygusuyla hareket etmek hem de bu ikisini aynı karakterin yaşamında birleştirmek kolay değildi.

Kızınızı minik oyuncu Zelal Memişoğlu canlandırdı. Sahne bittiğinde nasıl bir ortam oluyordu?

Aslında çok yakın gözlemledik birbirimizi… Kayıt dışında biz Zülal’le oturup pek prova yapmadık. Göz göze çok bakıştık. Kayda girdiğimiz zaman sahici bir baba- kız ilişkisi oluşuveriyordu. Bu arada filmin geliri Dünya Yetim ve Şehit çocuklarına bağışlanacak.

Çekimler nasıl geçti?

Özel harekâtçılarla bir çekim yaptık. 40 kişilik bir ekip sete geldi. Hepsi aslan gibi delikanlılar ve baktığınız zaman görüyorsunuz, o görevin bilinci ve gururuyla yaşıyorlar. Bir oyuncunun rolüne kanalize olması için yeterince veri vardı.

İzleyicinin Türk filmlerinden beklediği nedir sizce?

İzleyicinin Türk filmlerinden beklentisi son yıllarda çok düştü. İnsanlar gülmek dışında fazla bir şey beklemiyor. Bunun sebebi de basit... Çünkü daha çok değer, zaman ayrılması gereken prodüksiyonların birçoğu alelacele yapılıyor. Öyle yaparsan da seyirciyi tatmin etmiyor. Asker filmi yapıyorsun aynı vizyonda Amerikalının yaptığı asker filmi var. Belki çok daha ufak bir drama filmi yapsan, 6 haftanı ona ayırsan, çok daha iyi bir film ortaya çıkacak.

Bir filmin başarısını gişe sayısıyla ölçmek sizce ne kadar adil?

Kapitalizm kadar adil!


‘Diriliş Ertuğrul’daki rolünüzle de dikkatleri üzerine çekiyorsunuz. Peki, Cemal Hünal kendisine gelen teklifleri neye göre değerlendiriyor?

Senaryoya göre değerlendiriyorum. Benim senaryoda bir şeye inanmam lazım. Bu konuda çok gaflete düşmüşlüğüm vardır. Yani senaryoda bir şey görüp de sonra sette onu bulamamak, ‘E hani nerde bunu çekmiyor muyuz?’ dediğim çok olmuştur. İki senaryoyu kim anlatacak yani yönetmen sonra bütün bunları kim ödeyecek yapımcı… Bu üçgen önemlidir.

Gösterişli bir hayatı sevmiyorum

Magazine karşı mesafeli duran oyunculardansınız. Göz önünde olmanın mesleğine zarar vereceğini düşünenlerden misiniz?

Yok bence magazin genel olarak nitelik katmaktan ziyade bazı şeyleri ucuzlatabiliyor. Çok hızlı tüketim odaklı… İnsanlar kendilerinin yaşamadıkları hayatlara meraklılar ama benim hayatım o yaşantılardan bir tanesi değil. Frapanlığı ve gösterişi kendi hayatımda sevmiyorum. Tabii ki seyircinin her türlü merakını giderme hakkı var ve magazin böyle bir açlığı dolduruyor. Magazini çok eğlenceli bulduğum zamanlarda var,  itiraf etmeliyim.

Fikret Kuşkan beni dehşete düşürür

Sizin için başarılı bir oyuncunun özelliği nedir?

Fütursuz samimiyet bir oyuncunun elindeki en güçlü kartıdır… Her iyi oyuncu fütursuzca samimi olabilecek kadar gereğinde densiz olabilir.  Ödün vermeyen bir gerçeklik arayışı…  İletişim ve empati üzerine kurulu iletişim. Fikret Kuşkan mesela dehşete düşürür beni…  Sevdiğim bir oyuncudur.

Evliliğim yüksek ısıda

Lale Hanım’la olan evliliğiniz nasıl gidiyor?


Şahane bizimki çok dirayetli bir aşk çıktı. Yüksek ısı da devam ediyor. Doğan Atilla Hünal adında bir bebeğimiz var. Hayatımda her şey çok güzel gidiyor. 
Konular Röportaj