Cemre Gümeli: "Endişeden elim ayağım titredi"

Yıllardır oyunculuk yapmasına rağmen ilk kez bir dizide rol alan Cemre Gümeli, “Ekibe dahil olmak beni ne kadar mutlu ettiyse bir o kadar da heyecanlandırdı. Hatta endişeden elim ayağım titredi” diyor.

Cemre Gümeli: "Endişeden elim ayağım titredi"
Cemre Gümeli'nin Hürriyet'te yayınlanan röportajı...

* Öncelikle Cemre Gümeli’yi tanıyalım. Hikayeniz nasıl başladı, nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
- Hikayem sanırım Gaye ve Doğan Gümeli’nin evlendiği gün başladı (gülüyor)... 24.09.1993-İstanbul doğumluyum. Kısa saçlı, her tarafı yara bere içinde ama asla ağlamayan, sokakta oynayan son nesilden olduğunu bilircesine eve girmeyi şiddetle reddeden, aynı zamanda bale ve piyano derslerini de aksatmayan, 7 yaş itibariyle tam zamanlı ablalığa geçiş yapan haylaz ama sorumluluk sahibi bir çocuktum. Geriye dönüp baktığımda, güzel anılarla dolu bir çocukluk hikayem var diye çok mutlu oluyorum.

* Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
- Çok klişe olduğunu biliyorum ama herkesin oyunculuk serüveninin çocuklukta başlaması tesadüf değil bence. Çünkü oyun oynama isteği çocukluk yıllarında başlıyor ve galiba biz “oynamaya devam etmek isteyenler” içimizdeki çocuğu dinlemekten hiç vazgeçmiyoruz. Ama tam olarak ne zaman karar verdim diye düşününce, lise yıllarında diyebilirim. Üniversiteye girdikten sonra farklı ekiplerle birçok oyun ve müzikalde yer aldım. Hayatımın bir kısmı tiyatroyla, büyük bir kısmı da çift anadal (sanat Yönetimi/medya) yaptığım için okulla geçiyordu. Okulunu bırakma kararını alanlardan olmadım çünkü okuduğum her iki bölümü de çok seviyordum. Ama artık tiyatrodan da vazgeçemeyeceğimi biliyordum. Bu noktada eğitim almaya karar verdim. Ve bu kararla birlikte Haldun Dormen gibi bir üstadın öğrencisi olma şerefine eriştim. Daha sonra farklı ekollerle de tanışabilmek için New York’a gittim. Elbette “ben oldum” diye dönmedim ama artık bu işe profesyonel anlamda başlamaya hazır olduğumu hissediyordum.

SİMAY’IN AYARLARINI BİR TEK HAKAN BOZAR

* “Tatlı İntikam” sizin ilk diziniz. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
- “Tatlı İntikam” tam da hazır olduğumu hissettiğim zaman geldi. Ekibe dahil olmak beni ne kadar mutlu ettiyse bir o kadar da heyecanlandırdı. Hatta gerçekçi olmak gerekirse endişeden elim ayağım titredi çünkü bu benim ilk projemdi. Ancak gerginliğimi hiç beklemediğim kadar hızlı bir şekilde attım. Çünkü daha okuma provasında kahkahalara boğulan bir ekip olmuştuk. Çekimler başladığında da şansımın sadece oyuncu arkadaşlarımdan değil tüm ekipten yana yaver gittiğini anladım. Meslek hayatıma böyle şahane bir ekiple başladığım için arkadaşlarıma minnettarım.

* Nasıl gidiyor “Tatlı İntikam”? Simay karakterinden bahsedelim biraz.
- Tam da olması gerektiği gibi bol kahkahalı gidiyor (gülüyor). Simay aslında duygularıyla değil mantığıyla hareket eden bir karakter. Ama ne zaman ki pimpirikleri başlıyor, aklı devreden çıkıyor. Üniversitede aşkı bulup, evlenip genç yaşında çocuk sahibi olunca bu pimpirikli halleri zıvanadan çıkmış. “Sista”lar içinde toparlayıcı olan, dengeyi sağlayan kişi Simay. Ama söz konusu Hakan olunca onun da ayarları bozulabiliyor.

* Simay dizideki üçlemede sakin, aklı başında ve mantıklı olan karakter. Peki siz gerçek hayatta o denli sakin misinizdir?
- Simay’ın sakinliği benim tahammül seviyemin çok üstünde. Ben hayatımı Simay gibi mantık eksenine oturtamayacak kadar tez canlıyım. Neredeyse taban tabana zıt olduğumuzu söyleyebilirim.

KAHKAHAYI HAYATIMDAN EKSİK ETMEM

* Asla oynamam ya da kesinlikle oynamalıyım dediğiniz karakter var mı?

- Asla oynamam dediğim bir rol yok. Çünkü oyunculuğun çeşitlilikten beslendiğine inanıyorum.

* En güçlü ve en zayıf yönleriniz neler?
- Bu soruyu cevaplamak için uzun uzun düşündüğüme göre en zayıf yönüm kararsızlığım diyebilirim. En güçlü yanım da demoralize olduğumda bile kahkahayı hayatımdan eksik etmemem.

AŞK, SADECE AŞIKKEN ÖNCELİĞİM

* Aşk? Hayatınızda kaçıncı sırada ve neden?

- Şartlara göre hayatta bütün öncelikler yer değiştirebilir benim için. Bu yüzden kesin bir cevap vermek zor. Ama aşık olduğumda birinci sırayı kaptırmaz.

* Başarıyı nasıl tanımlar ve ölçersiniz?
- Benim için önemli olan yaptığım şeyden haz almak. Ne kadar içime siniyorsa o kadar başarılı olduğumu hissediyorum. Ancak söz konusu oyunculuk olduğunda, başarı ölçütü sadece kişisel tatminle sınırlı kalmıyor. Seyirci beğenisi de bu konuda çok önemli.
Konular Röportaj