Ceren Kalpakaslan: "Öyle bir mektup yok!"

Ceren Kaplakarslan şaşırtmadı! Daha önce adının aşk dedikodusuna karıştığı Mehmet Ali Erbil için ‘Aile dostumuz’ diyen ama yalanlanan Ceren, bu kez de “Mektup yok” dedi.

Ceren Kalpakaslan: "Öyle bir mektup yok!"
Sabah'ta yer alan habere göre Ceren Kaplakarslan, boşanmaya hazırlandığı eşi Rafet El Roman'a kendisini affetmesi için bir mektup yazdı. Ancak o mektup GÜNAYDIN'a manşet olunca Ceren, yazılı bir açıklama yaparak haberi yalanladı. Ancak Kalpakarslan bu konuda sabıkalı...

Rafet El Roman'la boşanma sürecinde Mehmet Ali Erbil ile adı aşk dedikodularına karışan Ceren, önce "Mali bizim eski aile dostumuz" açıklamasını yapmıştı. Ama onu yalanlayan açıklama, Erbil'in eski eşi Tuğba Coşkun'dan gelmişti: "Bizim Mehmet Ali ile evli olduğumuz dönemde Ceren, bizim aile dostumuz falan değildi!"

Yine aynı Ceren, GÜNAYDIN'da yayınlanan mektubunda bu kez Mehmet Ali Erbil'i kullandığını şu satırlarla itiraf ediyordu: "Her şeyi seni kıskandırmak, onurunu kırmak için yaptım. Ama her şeyi elime yüzüme bulaştırdım."

İşin daha ilginç yanı ise Ceren Kaplakaslan'ın GÜNAYDIN'da yayınlanan mektubu, hayal ürünü olarak değerlendirmesi.

İşte Rafet El Roman'a gideno mektubun orijinal metni.

"Rafet'im...

Bağışla beni ama her yerden engellendiğim için, sana buradan yazıyorum. Saat gecenin üçü, gözlerimi kapamaya yeten gücüm, gönlümü kapamaya yetmiyor. Boşanmamıza günler kala, sana gerçekleri ve duygularımı yazmak istedim.

Ruhunu sevdim ben senin, gözlerinden önce... Kimseye minnet etmeyen düşüncelerini ve yalnızlıkla koruduğun en derinlerini sevdim. Kim ne söylerse söylesin, tüm olumsuzluklara rağmen arkasında durduğumuz büyük bir aşkımız vardı bizim. Ve çok zor günlerimiz de oldu, inancımızı kaybetmediğimiz, sevgimizi yıpratmamak için kaçtığımız, herkesten saklandığımız kuytularımız da oldu. Ama bu defasında çok kötü bir yalnızlığa, senin beni acımasızca bıraktığın bir boşluğa düştüm Rafet'im..

Çok mu şey istedim senden? Oysa ki sevdiğim adamdan bir çocuğum olmasını dilemiştim sadece... Fakat sen, haftalarca düşündükten sonra benden boşanmak istediğini söyledin. Bunun bende nasıl bir yıkıntı yarattığını bir Allah, bir de ben biliyorum.

Önce sana günlerce ah ettim! Seni unutmak için içimde adeta sana karşı nefret besledim. Allah'a gece gündüz yalvardım. İntikam alma duygusuyla seni karşılaştığım herkese kötüledim ve aşağıladım.

Ve tüm bunlar yetmezmiş gibi seni kıskandırmak, onurunu kırmak istedim. Ama maalesef ki her şeyi elime yüzüme bulaştırdım. Sonrasında çıkan yalan yanlış haberlerle de anladım ki, aslında en büyük zararı kendime vermişim. Oysa ki zaten gönlüm el vermemişti onurunu kırmaya... Bu konuda lütfen için hep rahat olsun. Çünkü seni sevmekten hiç vazgeçmedim ve vazgeçmeyeceğim de...

Hani sen hep derdin ya... 'Sevenin sevdiğini bildiği kadar, sevilen de anlar sevildiğini' diye... İşte ben, beni sevdiğini çok iyi biliyorum Rafet, çünkü bunu iliklerime kadar hissediyorum. Onun için mümkünse konuşalım lütfen... Çünkü boşanmamızı gerektiren bir şey olduğunu düşünmüyorum ve bu sebepten ötürü senden bir çocuğum olması hayalini erteleyelim ve zamana bırakalım. Çünkü seni de anlıyor ve hak veriyorum.

Onun için Rafet'im, seninle 6 Ekim'de mahkemede olmak yerine, hatırlarsan altı sene önce ilk kez buluştuğumuz yerde ve aynı saatte orada olmayı diliyorum. Seni orada bekleyeceğim ve senin de geleceğini umuyorum...

Seni Seviyorum!..

Ceren"