Hakikat Değişmez, Değişene Hakikat Denmez!
Ceza: 'İstediğimi 15 yıl sonra yaptım'
Her ne kadar albümün çıkış şarkısı “Suspus” olsa da Ceza aslında bildiğiniz gibi kitabın ortasından konuşmaya ve çıtayı daha yükseğe taşımaya devam ediyor.
Akşam'dan Ali Mert Alan'ın röportajı..
Beş sene önce çıkan albümünüz “Onuncu Köy”ün ardından hevesinizin kırıldığını söylüyorsunuz. Türkiye’de rap müziğinin yıldızı olarak bilinen birini böyle düşünmeye iten sebep neydi?
Alternatif kültürde varız ama diğer tarzlara göre Türkiye’de rap müzik yok gibi. Radyolarda bize çok yer verilmiyor.Bu kültüre ait bir programın olmaması bile rap müziğin görmezden gelindiği anlamına geliyor. Bu yüzden saçma sapan bir rap kitlesi oluştu. Rap kitlesi demek de istemiyorum . Duygusal ritimlerin üzerine yazılan duygusal sözleri rap zannetmeye başladılar. 80’li -90’lı yıllarda yaşadığım “Old School ruhtan” hiçbir iz yok onlarda. Allah’tan kitlem onlar değil. Bu durum beni biraz soğuttu. O dönemde yapacağım müzikle ilgili de çok fazla düşünmeye başladım. Yaşım ilerledi daha seçici, ayrıntılara takılan biri oldum. Bu nedenle albümün çıkışı uzun sürdü.
Albümün adı “Suspus” ama şarkı sözlerinizde sözünüzü sakınmamışsınız. Şarkının “Suspus” olmasının özel nedeni var mı?
Albüm kaydederken “Albümün adı ne olacak?” diye düşünmem. Şarkı yazarken bile isimlerini düşünmüyorum. İzinlerin alınma aşamasında isimleri belirliyorum. Sonra da albümün adını belirliyorum. Bu albümde de “Suspus”a kısmet oldu.
Kayıt aşamasında iki albümlük şarkı kaydettiğinizi, birçoğunu kullanmadığınızı duydum.
En son albümüm 2010 yılında çıkmıştı. 2012’de “Türk Marşı” single’ı çıktı. Sonrasında da bu albüm için çalışmaya başladım. Çok şarkı kaydettim ama bazıları içime sinmedi. Bazı şarkıları kaydettim, beğenmedim ve kullanmadım. Ama “Suspus”da kaydettiğim şarkılar benim için olması gerekenlerdi. Bu kesinlikle doğru olan ve kusursuz müzik demiyorum ama istediğim gibi bir albüm oldu. İstediğim şeyi 15 sene sonunda yapmış oldum.
Alt yapılarda daha fazla isim var. Bilinçli bir tercih mi?
Evet, müziğimde değişim olmasını istiyordum. Çok fazla canlı enstrüman kullandık. “Kes” grubundan Emre, Mehmet ve Cenk hemen her şarkıda var. Bu albümde piyano, lavta gibi enstrümanlar kullandık. Albümde her şey daha akustik duyuluyor, zengin bir altyapıya sahip. Eskiden müziğin yapıldığı esnada sözleri yazar, ardından kayda girerdik. Parçanın yapılma aşaması sonrasında kayda girmem, kaydın ardından yeni enstrümanların çalınması mix ve masteringle çok uğraştık. Sözlere de çok dikkat ettim, her hecesine. Her zamanki gibi devrik cümleler kullandım.
KENDİMİ KARANLIKTA HİSSETTİM
Türkiye’de rap müzikle ilgili olarak öngörünüz nedir?
İyi şeyler olmasını temenni ediyorum. İyi rapçiler, sağlam rap yapan kardeşlerimiz var. Onlar da beni gaza getirdiler zaten. Kaliteli işler duymam, onları dinlemem benim için iyi oldu. Bir şarkımda “Şimdiki rapçiler benim karanlıktaki fenerim” diyorum. Bir ara gerçekten kendimi karanlıkta hissettim...
Beş sene önce çıkan albümünüz “Onuncu Köy”ün ardından hevesinizin kırıldığını söylüyorsunuz. Türkiye’de rap müziğinin yıldızı olarak bilinen birini böyle düşünmeye iten sebep neydi?
Alternatif kültürde varız ama diğer tarzlara göre Türkiye’de rap müzik yok gibi. Radyolarda bize çok yer verilmiyor.Bu kültüre ait bir programın olmaması bile rap müziğin görmezden gelindiği anlamına geliyor. Bu yüzden saçma sapan bir rap kitlesi oluştu. Rap kitlesi demek de istemiyorum . Duygusal ritimlerin üzerine yazılan duygusal sözleri rap zannetmeye başladılar. 80’li -90’lı yıllarda yaşadığım “Old School ruhtan” hiçbir iz yok onlarda. Allah’tan kitlem onlar değil. Bu durum beni biraz soğuttu. O dönemde yapacağım müzikle ilgili de çok fazla düşünmeye başladım. Yaşım ilerledi daha seçici, ayrıntılara takılan biri oldum. Bu nedenle albümün çıkışı uzun sürdü.
Albümün adı “Suspus” ama şarkı sözlerinizde sözünüzü sakınmamışsınız. Şarkının “Suspus” olmasının özel nedeni var mı?
Albüm kaydederken “Albümün adı ne olacak?” diye düşünmem. Şarkı yazarken bile isimlerini düşünmüyorum. İzinlerin alınma aşamasında isimleri belirliyorum. Sonra da albümün adını belirliyorum. Bu albümde de “Suspus”a kısmet oldu.
Kayıt aşamasında iki albümlük şarkı kaydettiğinizi, birçoğunu kullanmadığınızı duydum.
En son albümüm 2010 yılında çıkmıştı. 2012’de “Türk Marşı” single’ı çıktı. Sonrasında da bu albüm için çalışmaya başladım. Çok şarkı kaydettim ama bazıları içime sinmedi. Bazı şarkıları kaydettim, beğenmedim ve kullanmadım. Ama “Suspus”da kaydettiğim şarkılar benim için olması gerekenlerdi. Bu kesinlikle doğru olan ve kusursuz müzik demiyorum ama istediğim gibi bir albüm oldu. İstediğim şeyi 15 sene sonunda yapmış oldum.
Alt yapılarda daha fazla isim var. Bilinçli bir tercih mi?
Evet, müziğimde değişim olmasını istiyordum. Çok fazla canlı enstrüman kullandık. “Kes” grubundan Emre, Mehmet ve Cenk hemen her şarkıda var. Bu albümde piyano, lavta gibi enstrümanlar kullandık. Albümde her şey daha akustik duyuluyor, zengin bir altyapıya sahip. Eskiden müziğin yapıldığı esnada sözleri yazar, ardından kayda girerdik. Parçanın yapılma aşaması sonrasında kayda girmem, kaydın ardından yeni enstrümanların çalınması mix ve masteringle çok uğraştık. Sözlere de çok dikkat ettim, her hecesine. Her zamanki gibi devrik cümleler kullandım.
KENDİMİ KARANLIKTA HİSSETTİM
Türkiye’de rap müzikle ilgili olarak öngörünüz nedir?
İyi şeyler olmasını temenni ediyorum. İyi rapçiler, sağlam rap yapan kardeşlerimiz var. Onlar da beni gaza getirdiler zaten. Kaliteli işler duymam, onları dinlemem benim için iyi oldu. Bir şarkımda “Şimdiki rapçiler benim karanlıktaki fenerim” diyorum. Bir ara gerçekten kendimi karanlıkta hissettim...