Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan OHAL ve Kandil açıklaması

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TGRT Haber televizyonunda Gündem Özel programında İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın sorularına cevap verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan OHAL ve Kandil açıklaması
İHA'nın haberine göre Erdoğan, OHAL'in kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin, "OHAL'in getirilmesinin en önemli sebebi zaten terör odaklıydı. Tabii bu terör odağında birinci derecede FETÖ vardı, PKK vardı. Bunun yanında DEAŞ vardı. Bütün bunlara karşı biz OHAL'i yaparken, bundan 16 yıl önce geldiğimizde Türkiye'de yine bir OHAL var mıydı, vardı. Biz, o OHAL'i 1 ay içinde kaldırdık. Çünkü o OHAL teröre karşı değildi. Maalesef bölgeseldi. Bizimkiyse tamamen teröre yönelik. O dönemdeki OHAL'de hatırlayın fabrikalar grevlerle karşı karşıyaydı. Bizim dönemimizde fabrikalarda grev söz konusu değil. İki, OHAL'le biz bir defa terörle mücadeleyi rahatlattık. Teröre yönelik çok ciddi mücadele verdik. Ciddi manada bu işi yumuşattığımız için 24 Haziran'dan sonra OHAL'e neşter vurabiliriz. Ama herhangi bir sıkıntı olduğunda OHAL tekrardan getirilebilir" ifadelerini kullandı.

'Bir gece ansızın vurabiliriz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “20 uçak ile orada biz ciddi manada koordinatlarını aldığımız hedefleri vurduk. Bunlar sıradan hedefler değil. Kandil’in bir benzeri de Sincar’dır. Aynı durum Sincar için her an geçerli. Bir gece ansızın gelebiliriz, bir gece ansızın vurabiliriz” dedi.

Kandil operasyonu ile ilgili sorulara ve muhalefetin Kandil operasyonunun seçim argümanı olarak kullanıldığı yönündeki iddialarına cevap veren Erdoğan, “Batuhan sen ne argümanı olarak kullanıyorsun onu anlayamadım yalnız, beni köşeye sıkıştırıyorsun” şeklinde espri yaptı.

Erdoğan, “'Kandil’de kimse yok’ diyor, ama Kandil’de kimsenin olmadığını neye dayanarak söylüyor. Burada bir şey çıkıyor ortaya, bilgi geliyor kesin. Bugün mitingi beraber yaptıkları kişiler onlara sufle veriyor. ‘Orada kimse yok’, tamam da Türkiye’nin istihbaratı orada ne olup olmadığını bilmiyor mu? 20 uçak ile orada biz ciddi manada koordinatlarını aldığımız hedefleri vurduk. Bunlar sıradan hedefler değil. Kandil’in bir benzeri de Sincar’dır. Aynı durum Sincar için her an geçerli” diye konuştu.

Batuhan Yaşar’ın operasyonunun zamanlamasını sorması üzerine Erdoğan, “Bunlar söylenmez. Bir gece ansızın gelebiliriz, bir gece ansızın vurabiliriz. Söylenerek, davul zurna ile olacak işler değil” şeklinde konuştu.

Son anketlere ilişkin soru üzerine Erdoğan, "Benim bir prensibim var, bir defa en büyük kamuoyu araştırması sandığın konulduğu gündür. Milletin orada vereceği karardır. Onun için önceden şu kadar şöyle olur, bunları konuşmayı isabetli bulmuyorum. Ama meydanlarda büyük teveccühün olduğunu görüyorum. Milletimiz işi ikinci tura bırakmadan kararını verecektir. Bir deneyim söz konusu. 11,5 yılını başbakanlıkta, 4 yılını da cumhurbaşkanlığında geçirmiş bir aday var. Diğer tarafta ise bu işlerde uzaktan yakından alakası olmayan adaylar var. Sizler dükkanınızı bir çırağa teslim eder misiniz? Bu iş deneme yanılma metodu ile olmaz" diye konuştu.

Türkiye'nin yeni bir süreç ile artık bir ivme yakalayacağını ifade eden Erdoğan, "İlk çeyrekte Türkiye 7,4'ü yakaladı. Bugün bakıyorum Bay Kemal orada, Malatya'da esnaflara konuşuyor, aldatmaca oynuyor. Bu 7,4 diyor 'Sizin cebinize yansıdı mı?' diyor. Olayı böyle değerlendirdiğiniz zaman adama sorarlar bu ülkede yapılan bütün yatırımlar hangi kaynaktan geliyor? Büyümesi olmayan bir ülke olsak siz böyle bir yatırımları yapabilir misiniz? Bunca fakir fukaraya destekler veriliyor, çiftçiye destekler veriliyor. Bu yatırımları neyle yapacaksınız? Eğer büyüme potansiyeliniz olmazsa bunu yapamazsınız. Hindistan'ın arkasından biz ikinci olduk. OECD ülkeleri arasından birinci olduk. Bu çok önemli. Biz bütün bunlarla birlikte geldiğimiz günden bu yana bunlar üniversitelerin ücretsiz olduğunu dahi bilmiyor" şeklinde konuştu.

“Alan iyi görünüyor ve gittikçe ısınıyor”

Seçime 12 gün kala bir değerlendirmede bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün öncelikle Niğde mitingimiz gerçekten 16 yıllık siyasi yaşamımda birçok kez Niğde’ye gittim, fakat bu mitin bir başkaydı. Büyük coşku ve heyecan vardı. Meydan adeta tıklım tıklım dolmuş taşmıştı. Konuşmam boyunca oradaki heyecanı unutmam mümkün değil. Ardından Ömer Halis Demir şehidimizin kabrini ziyaret ettik. Sonra Bursa’ya geçtik. Bursa’da biz mitingimizi eski stadın olduğu yerde yaptık. Biraz gecikmeyle Bursa’ya ulaştım. Bu sıcağa güneşe rağmen Bursalı kardeşlerimiz bizleri beklediler. Onlarla muhteşem bir miting yaptık. Ardından 10 bini aşkın kişi ile bir iftar yaptık. Sonra da buraya geldik. Alan iyi görünüyor ve alan gittikçe ısınıyor. Normal yaz sıcaklığı değil, siyasi sıcaklık” dedi.

''Son teröriste kadar biz bu işin üzerine gideceğiz''

“Cumhur İttifakı ile ilgili herhangi bir sorun söz konusu mu?” sorusuna cevap veren Erdoğan, “Geçen Pazar ben Diyarbakır’daydım, muhteşem bir miting yaptık. Verilen resmi rakam 35 bindi. Bu gün Bay Muharrem oradaydı. İki soru soracağım; bir, mitinge katılanlar CHP’li, HDP’li miydi? Benim aldığım bilgiler, tamamına yakını HDP’liydi. Rakam, söyledikleri 10 bin. Kiminle cirit atıyorsunuz. İki, o akşam ben kanat önderleri ile 6 bin kişi Diyarbakır’da iftar yaptık. Onda bile saptırmaya gittiler. Yanımda oturan Tayyip Elçi hocamız namaza gitti ve o arada ben promteri kullanamaz hale gelmişim, duraksama vesaire, halbuki alakası yok. Ben Hocaefendinin orada korumam tarafından tekrar masasına dönüşe fırsat verilmediği için kendi koruma müdürümü çağırdım, ‘talimat ver açsınlar orayı’ dedim ve ardından da talimatı verdi, Tayyip Bey benim sandalyeme geldi oturdu. Bu CHP’nin mantığı hep yanalar üzerine, promterin kullanılmaması gibi bir şey söz konusudur. Bizler promteri de babalar gibi kullanırız, promteri kenara koyduğumuzda babalar gibi konuşuruz. Hayatımız bizim böyle geçmiş. O gece kanaat önderlerinden sonra da havaalınana gelirken, tabii şuanda Diyarbakır’ın malum havaalanındaki 65 kilometrelik yol eski havaalanı yolu değil, iki çarpı dört. İstanbul’da bile otobanda bulursun ancak bu yolu. O hale geldi. Neyle? Kayyumlarla. Ama HDP’nin belediye başkanları ile oraların hepsi hendek olmuştu. Bunların hepsi değişti. Bu bir medeni olmanın, modern bir şehir olmanın şuanda uygulamasıdır. Çevre Şehircilik Bakanımızın, kayyumlarımızın, valilerimizin yoğun gayretleri ile şehirler değişiyor. Banları görmek lazım. Bunu siz Bay Muharrem’e sorun bunun da aleyhinde konuşur. Bunlar, ‘marifet iltifata tabidir, hakkı teslim edelim’ demezler. Bunlar terörle ilgili bunların ağzından en ufak bir aleyhte ifade duydunuz mu, Muharrem efendiden bir şey duydunuz mu, Bay Kemal’den bir şey duydunuz mu? Duyamazsınız, niye, ortak çalışıyorlar. Biz de tam aksine terörün üzerine gidiyoruz. Şuanda 4 bin 600’ü aşkın Afrin’de etkisiz hale getirdiğimiz terörist var. Cerablus’ta daha önce 3 bin civarında etkisiz hale getirmiştik. Niye? Halkımızı ne kadar rahatsız eden varsa, son teröriste kadar biz bu işin üzerine gideceğiz. CHP bunu diyemez, diğerleri bunu diyemez. Çünkü danışıklı döğüş yapıyorlar” diye konuştu.

Kürt oylarının seçimde belirleyici olacağı yönündeki söylemleri değerlendiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türkiye'de hangi bölgede ne kadar Türk var, Kürt var bunlar ayrı. Böyle zaten mezhebi yaklaşım içinde olanların da kendilerini pahalıya satma anlayışları vardır. Biz şuna bakalım; Türk milleti ve bu Türk milletinin içinde de tek millet diyoruz. Hep beraber tek millet olacağız. Ama bayrağımız da tek bayrak olacak. Eğer kalkıpta buraya paçavraları sokuşturmak suretiyle bizim bayrağımıza eş bir bayrak koymaya kalkışırlarsa biz üzerlerine F-16, İHA, SİHA oluruz. Her şeyimizle onları yok ederiz. Paralel devletmiş, böyle bir şey söz konusu değil. Biz bu milleti böldürtmeyeceğiz. Onun için Cumhur İttifakını parçalamaya, bölmeye kimsenin gücü yetmez. Biz Cumhur İttifakı'nı özellikle liderler bazında değerlendirmemiz lazım. Aşağıda şu böyle, bu şöyle söylemiş kulak asmayız. Biz liderler olarak Cumhur İttifakı'nı korumakla sorumluyuz." 

“Emekliye biz bayram ikramiyesini getirdik, şimdi ‘onu biz vaat etmiştik’ diyor. Vaat ettiysen yap”

Emekliye verilen ikramiyelerin hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Emekliye biz bayram ikramiyesini getirdik, şimdi ‘onu biz vaat etmiştik’ diyor. Vaat ettiysen yap. Biz şuanda bunu oturduk konuştuk, her iki bayramda biner lira vereceğiz dedik. Şuanda bu para verilmeye başlandı. Ben bugün Bursa’da sordum, herkes ‘aldık’ diyor. Peki, Bay Kemal sen nasıl soracaksın, diyebilecek misin ‘aldınız mı paranızı?’ ‘Kesinti’ dedikleri şu, bir aileye veriliyor bu para. Bir kişiye değil. Dolayısıyla bu ailenin içinde hepsine” diye konuştu.

"Gençler belli bir yerde çalışma imkanına kavuşsun istiyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yazları istiyoruz ki gençler belli yerlerde çalışma imkanına kavuşsunlar. Onlara asgari ücret üzerinden belli bir bedel ödeyelim. Bu 3-4 ay olabilir. Bu süre içinde oradan elde ettiği imkanı ki, bu adeta onlar için staj imkanı taşıyacaktır” dedi.

Erdoğan, üniversite öğrencileri için hazırladıkları sosyal çalışma programına ilişkin bilgi verdi.

Batuhan Yaşar’ın “Üniversite gençleri için sosyal çalışma programının detaylarını paylaşır mısınız?” sorusuna cevap veren Erdoğan, “Yazları istiyoruz ki gençler belli yerlerde çalışma imkanına kavuşsunlar. Onlara asgari ücret üzerinden belli bir bedel ödeyelim. Bu 3-4 ay olabilir. Bu süre içinde oradan elde ettiği imkanı ki, bu adeta onlar için staj imkanı taşıyacaktır. Harçları ile ilgili bir durum söz konusu yok, burs sorunu da yok. Biliyorsunuz her müracaat eden burs veya kredi alır. Geri gönderilmiyor, bunu bile yalan söylüyorlar. Bazıları krediyi beğenmiyor. Ben buradan söylüyorum, beğenmemezlik yapmayın, bu kredinin faizi yok, bu krediyi bir defa işe girdikten sonra ödemeye başlıyorsun. Bu arada o kredi, anapara zayıflamaya başlıyor. Bu imkanı üniversiteli gencin fark etmesi lazım. Burs, o karşılıksız. Bunu muhalefet istismar ediyor. Bizim yaptığımız bu, biz sizin gibi palavra atamayız. Biz dürüst olacağız, halkımızı aldatmayacağız. Bunları bu kadar biliyordunuz, yapıyordunuz da, CHP’nin koalisyon olduğu dönemler, kendisinin iktidar olduğu dönemlerde acaba siz kaç öğrencimize kaç kuruş verdiniz. Gerçekçi olalım. Dürüst olalım. Çiftçiye para ne verdiniz? Biz veriyoruz” diye konuştu. 

"Millet Kıraathaneleri uyuşturucu ile mücadelenin önemli yerlerinden bir tanesidir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millet Kıraathaneleri'ne ilişkin, "Şimdi biz o kıraathaneyi, okuma evlerini Millet Kıraathanesi olarak yeniden hayata geçirip gençlerimizi buralarda medeniyetimizin temel taşlarını oluşturan bu yerlerle buluşturmalıyız. Bu kafeler var ya buralardan kurtaralım. Çünkü oralarda çok yanlış şeyler oluyor. Bu internet kafelerde farklı şeyler yapılıyor. Bir nevi uyuşturucu ile mücadelenin önemli yerlerinden bir tanesidir" dedi.

Millet Kıraathaneleri'ne ilişkin bir soruya Erdoğan, "Mimar arkadaşlarımız çalışıyorlar. Bu hafta içinde veya bayrama kadar projeler bitecek. Ondan sonra da bu projeleri taktim edeceğim. Bu Millet Kıraathaneleri nereden çıktı, ondan bahsedeyim. Kızım yurt dışında okurken bazen arardı, 'neredesin kızım?' diye sorduğumda kütüphanedeyim derdi. Kızım saat kaç diye sorduğumda, 'burada en ideal çalışma saati ve huzurlu' diyordu. Sonra 'Çay, kahve, kek hepsi var ve ücretini de ödemeyiz' dedi. Oradan esinlendim. Şimdi CHP buraya adeta 'kumarhane' diyor. Bir taraftan da geliyor diyor ki 'bu işsizliğin alameti' diyor. Yani edebi bir kenara bıraksan söyleyeceğim laf ağır olur. Görüyorsunuz herkes çayını içiyor, dersini çalışıyor. Bunların büyük kısmı üniversite adayı. Burada senin sadece burayı takdir etmen gerekir. 'Bizim ülkemizde bu tür yerler var mı?' demen lazım. O, bunu demiyor, kumarhaneye benzetiyor. Kıraathane, okuma evi, okuma yeri demektir Bay Kemal, Bay Muharrem. Bilhassa bu ismi seçtim. Kıraathane bizde yeni bir şey değil. Şimdi biz o kıraathaneyi, okuma evlerini Millet Kıraathanesi olarak yeniden hayata geçirip gençlerimizi buralarda medeniyetimizin temel taşlarını oluşturan bu yerlerle buluşturmalıyız. Bu kafeler var ya buralardan kurtaralım. Çünkü oralarda çok yanlış şeyler oluyor. Bu internet kafelerde farklı şeyler yapılıyor. Bir nevi uyuşturucu ile mücadelenin önemli yerlerinden bir tanesidir. Türkiye'de şu anda uyuşturucu ile mücadelede en önemli adımları atmamız gereken yerler oralar. Gençliğimizi biz elden kaçırıyoruz. Kaçırmamak için elimizden geleni yapmalıyız" diye konuştu.

Erdoğan, Millet Bahçeleri'ne ilişkin ise şunları kaydetti:

"Burada ilk etapta atacağımız adım, bizim yeni yapmakta olduğumuz stadyumlar var. Bir de eski stadyumlar var. Mesela Bursa'nın eski stadyumunu yıkıyoruz. Çünkü Bursa'ya yeni stadyumu yaptık. Eski stadyumu ise biz Millet Bahçesi'ne dönüştürüyoruz. Öyle zannediyorum ki 60 bin metrekarelik bir alan. İstanbul'da Atatürk Havalimanı'nı biz yeni havalimanıyla değiştiriyoruz. 29 Ekim'de biz yeni havalimanını açacağız. 29 Ekim'e kadar da biz bir taraftan Atatürk Havalimanı'yla ilgili proje çalışmalarına başlayacağız. Oranın alanı yaklaşık 12 milyon metrekare. Orada mevcut ağaçlarımız var, ama burası sökülecek. Sökülme suretiyle de orası ağaçlandırılacak, yeşillendirilecek. Ağırlığı çim olacak. Gelsin anneler, babalar, çocuklarla beraber oralarda yuvarlansınlar. Geçenlerde Yenikapı'daki etkinliğe giderken herkes sahilde etten, dumandan geçilmiyor. Durdurduk arabayı. Şöyle bir hemen vatandaşların yanına gittim, bir anda orası gayet büyük muhabbet sahnesine kavuştu. Şimdi orayı görünce demek ki bizim buralar yeterli değil. Bize daha büyük mekan, alan gerekli. 'Atatürk Havalimanı'nı inşallah Millet Bahçesi'ne çevirelim' dedim. Malatya'da, Ankara'da, Trabzon'da, bütün Türkiye'de aynı şekilde olacak." 

"Parlemento sayısı nasıl oluşacak önemli"


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Parlamento sayısı nasıl oluşacak bu önemli. Bu sayı oluştuktan sonra duruma göre değerlendirmesi yapılır. MHP’ye gönül vermiş arkadaşlardan da istifa edilir. Buna göre bir değerlendirme ile ehliyet ve liyakate bakarak güçlü isimlerle güçlü bir kabineyi kurmak gerekir” dedi.

Kabinede MHP’den isimlerin olup olmayacağının sorulması üzerine Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı noktasında Cumhurbaşkanı burada şu zihniyet, bu zihniyetin ayrımına girmesi yanlış olur. Burada aslolan ehliyet, liyakattir. Parlamento sayısı nasıl oluşacak bu önemli. Bu sayı oluştuktan sonra duruma göre değerlendirmesi yapılır. MHP’ye gönül vermiş arkadaşlardan da istifa edilir. Buna göre bir değerlendirme ile ehliyet ve liyakate bakarak güçlü isimlerle güçlü bir kabineyi kurmak gerekir” diye konuştu.

Muhalefetin daha önceden başkanlık sistemini eleştirdiği, şimdi ise muhalefetin başkanlık sistemi üzerinden kampanya yürütmesi, Kılıçdaroğlu ve Akşener’in parlamenter sisteme görüş yapmasının hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Şimdi sen bir tarafından yakalamış vaziyettesin. O çoğunluğu bulması lazım. Çoğunluğu bulmadıktan sonra böyle bir şey yapmak mümkün mü? Bunlar hep atıyor. 16 Nisan’da bu ülkede bir anayasa değişikliği oldu, yeni bir süreç başladı. Bu yeni süreçte de belli oranlar veriliyor. Eğer siz o oranı yakalamadıktan sonra parlamentoda bir anayasa değişikliği yapamazsınız. Millete gitme noktasında size müsaadeyi verecek olan yer yine parlamento. Bunlar ya bu işi bilmiyor veya ‘kafaları karıştıralım diye ne yapabiliriz’, bunun gayreti içindeler. Veya, ‘24 Haziran’da biz yokuz, öyleyse biz şimdiden biz kafaları karıştırmak için ne yapabiliriz’ Ne yaparlarsa yapsınlar benim milletim kimin ne iş yaptığını çok iyi bildiği için bunlara gerek dersi verecektir” şeklinde konuştu.

Menbiç konusunda yapılan açıklamalar

"Türkiye çok ciddi bir diplomasi sürdürüyor. Batı'da Rusya-İran ile Fırat'ın doğusunda ise ABD ve koalisyon güçleri ile koalisyon gösteriyoruz. Obama döneminde Münbiç konusu açıldı. G20 toplantısında da bunları konuştuk fakat 'Zeytinlik' operasyonunda bizi Obama yönetimi oyaladı. ABD ile bir toplantı yaptık kendisine Münbiç'te yanınızda görmek istemiyorsanız bunu bilelim, PYD ile yan yana olmak istiyorsunuz bunları biz yutmuyoruz dedim. ABD Münbiş konusunda hep aynı yerdeydi ben de siz yolunuza biz yolumuza dedik. 5000 tır teröristlere yardım verildi, Trump'a söylediğimde bu yardımları 'Olamaz' dediler. 'Bunların seri numaraları var, geri alacağız' deniliyor bakalım samimiyetlerini göreceğiz. F35 konusunda biz anlaşmamızı yerine getirdik. Bu noktada bize yanlış yaparlarsa, hukukun gereğini yaparız. S400'leri hangara çekecek halimiz yok, bunları biz kullanacağız. Biz ABD'nin eline mi bakacağız?"

"Yeni sistemde kabine ve bakanlıkları tamamladık"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yeni sistemde kabine olsun, bakanlıklar olsun, bu tür şeylerimizi tamamlamış bulunuyoruz. Cumhurbaşkanlığının yapısı içindeki planlamalar bitmiş vaziyette. Çalışmaları birlikte yürütüyoruz. Başkanlık sayısında en az bir tane ondan sonrası cumhurbaşkanının tasarrufuna kalmış” dedi.

Erdoğan, “Ordu'ya Millet Bahçesi yapılacak mı?” sorusu üzerine, Ordu’nun stat ihtiyacı olduğunu, mevcut stadın yerine Millet Bahçesi yapılacağını söyledi. Bakanlık sayılarının azaltılması konusunda ise Erdoğan, “24 Haziran’da bu iş bittikten sonra 10-15 günlük bir vakit oluyor. O sürede bunu çok daha farklı bir şekle dönüştüreceğiz. Bunlar kanun meselesidir. Daha sonra bu cumhurbaşkanlığı kararnamesine dönüşecek. Çünkü bu süreyi çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Yeni sistemde kabine olsun, bakanlıklar olsun, bu tür şeylerimizi tamamlamış bulunuyoruz. Cumhurbaşkanlığının yapısı içindeki planlamalar bitmiş vaziyette. Çalışmaları birlikte yürütüyoruz. Başkanlık sayısında en az bir tane, ondan sonrası cumhurbaşkanının tasarrufuna kalmış. Bu 2 de olur, 3 de olur, 4 de olur. Burada bütün mesele yanınıza alacağınız arkadaşlarımızın deneyimli, tecrübeli, çok seri üreten, teorik, pratik buluşmasını çok iyi yapan kişiler olacak. Şu anda isimler üzerinde de çalışmalarımızı yapıyoruz. Bunların hepsi 24 Haziran’dan sonra Rabbim lütfeder, milletim de yürü derse açıklayacak noktaya geliriz” diye konuştu.

Seçimlerden sonra ABD’dekine benzer Başkanlık ofislerinin yapılıp yapılmayacağı sorusu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:

“Türkiye’nin bu konuda sıkıntısı yok. Gerek Cumhurbaşkanlığı külliyesi, gerek Çankaya Köşkü bizim bu noktada ihtiyacımızı giderecek noktada. Türkiye alt yapısıyla güçlü bir ülke. Birisi Külliyeyi üniversitelere vereceğim diyor. Tamamen popülist bir söylem. Çankaya’yı zaten kullanmayacağım diyor. Bu çok çirkin bir popülizm. Öyle bir şey söyleyin ki millet de makul karşılasın. Bizim yaptığımız yerler kimin için; milletimiz için.”