Dehşet veren olayda kan donduran ayrıntı!

İzmir Çamdibi’nde kocası tarafından kızıyla birlikte katledilen Serap Ergu’nun küçük Sena bıçaklanırken hala nabzının attığı ve kızının ölümünü seyrettiği ortaya çıktı.

Dehşet veren olayda kan donduran ayrıntı!
Yeni Asır'dan Hacer Önoğlu Ülger'in haberine göre İzmir'de yaşayan Sami (29) ve Serap (34) uzun süren birlikteliklerinin ardından hayatlarını birleştirmeye karar vermiş ve evlenmişlerdi.

Yaptıkları aşk evliliğinin ardından uzun yıllar çocuk bekleyen çiftin bu hayali 5 yıl sonra gerçekleşti.

Minik bebekleri dünyaya gözlerini açtı. Sami ve Serap Ergu çifti, adını Sena koydukları bebekleriyle artık gerçek bir aile olmuştu. Birbirlerine tutkuyla bağlı olan çiftin küçük kızları Sena'nın gelişiyle birlikte mutlulukları daha da perçinlenmişti. Anne Serap Ergu, bir hastanede güvenlik görevlisi olarak çalışıyordu, baba Sami Ergu ise bir fabrikada işçiydi. Anne ve babası işteyken küçük Sena'yla babaannesi ilgileniyordu. Evinin neşesi olan küçük kız mahallenin de maskotuydu. Küçük Sena da anne ve babası gibi çevresi tarafından çok seviliyordu.

AŞK ŞARKILARI YARIM KALDI

Her fırsatta birbirlerine olan sevgilerini dile getiren, sosyal medyadan birbirlerine aşk şarkıları ve şiirleri gönderen çiftin bu mutluluklarına Sami Ergu'nun rahatsızlanmasıyla birlikte gölge düştü. Sami Ergu, eşinin çalıştığı hastanede geçirdiği bir operasyonun ardından taburcu edilip evine gönderildi. Sami Ergu'nun yaraları evde yapılan tedavilerin ardından enfeksiyon kaptı. Sami Ergu'nun bir türlü iyileşmeyen yaraları yüzünden girdiği bunalım, onu içinden çıkılmaz bir girdaba sürüklemeye başladı. Genç adamı saran ölüm korkusu psikolojisinin giderek bozulmasına neden oldu. Aylarca psikolojik tedavi gören Sami Ergu'nun durumu gün geçtikçe kötüleşiyordu.

FOTOĞRAFLARDAKİ MUTLULUK

Bir yandan yaşadığı sorunlarla boğuşan Sami Ergu, bir yandan da karısını ve kızını mutlu edebilmek için elinden geleni yapıyordu. Daha bir-iki ay önce Sena'nın 5'inci yaş gününü kutlamışlardı. Küçük Sena, kendisi için düzenlenen sürpriz doğum günü partisinde babasının elindeki pastayı gördüğünde ne kadar da mutlu olmuştu. Sena çok sevdiği anne ve babasıyla mutluluk pozu vermişti fotoğraflara...

AİLEM NE OLACAK?

Ancak kabusu, Sami Ergu'nun peşini bırakmıyordu. Kafasında yarattığı düşünceler kendisinin ve ailesinin sonunu hazırlıyordu. Sami Ergu'nun ölüm korkusu, yerini 'öldükten sonra ailesine ne olacağı' korkusuna bıraktı. O ölürse küçük tatlı kızına ve karısına ne olacaktı? Onlar yalnız mı kalacaktı? Ya onsuz başaramazlarsa? Ya karısı evlenirse? Ya Sena onsuz yapamazsa? Ya ailesi onu unutursa? Sami Ergu, saplantılarından bir türlü kurtulamıyordu. Kafasında sürekli dönüp dolaşan aynı sorular onu çıldırtıyordu. Genç adam kafasında yarattığı fikirleri bir süre sonra ailesiyle de paylaşmaya başladı. Aslında bunlar adım adım gelen cinnetin habercisiydi. Eşine sürekli, "Ben öleceğim. Eğer ölürsem siz ne yapacaksınız? Çocuğumuza nasıl bakacaksın? Benden sonra başkasıyla evlenecek misin?" diye sorular soran Sami Ergu ve Serap Ergu çiftinin arası bu yüzden açılmaya başlamıştı. Karı koca bu yüzden sık sık tartışıyordu. Hatta Sami Ergu, bir gün küçük kızını yanına çağırıp, "Birlikte öleceğiz" demişti. Duyduklarına bir anlam veremeyen küçük Sena, koşa koşa annesinin yanına gitmiş ve 'babam ölecek mi' diye sormuştu. Sami Ergu'nun küçük kızına sarf ettiği sözler evdeki gerilimi iyice tırmandırdı. Hemen her gün kavganın eksik olmadığı evde, o gece Ergu çifti yine kavga etti. Gerilimli geçen gecenin ardından uykularına dalan aile bunun o evde geçirecekleri son gece olduğunu bilmiyorlardı.

TEREDDÜT ETMEDİ

Ertesi sabah, Çamdibi 5107 Sokak'ta oturan ailenin evinden yine tartışma sesleri yükselmeye başladı. Kavganın nedeni yine aynıydı. Ölüm psikozuna giren Sami Ergu karısına yine tuhaf sorular sormaya başlamıştı. Serap Ergu, kocasını sakinleştirmeye ve ikna etmeye çalışsa da yapabileceği pek bir şey kalmamıştı. Sami Ergu cinnet geçiriyordu. Sinirle mutfağa giren genç adam eline geçirdiği bıçakla birlikte karısının ve çocuğunun olduğu odaya geri döndü. Bir zamanlar birbirlerine aşkla bakan o gözlerde şimdi korku ve kızgınlık vardı. Bir an bile tereddüt etmeden karısına sapladı bıçağı. Bir.. iki.. üç..

PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK?

Serap Ergu yere düştü. Yere düşerken bile gözleri küçük kızının üzerindeydi. 'Hayır yapmazdı', babası 'prensesim' diye sevdiği küçük kızına zarar vermezdi. Sami Ergu koltuğa oturdu, yerde yatan karısına baktı. Az önce çok sevdiği karısını öldürmüştü. Elleri karısının kanına bulanmıştı. Önce ellerine baktı, sonra da şaşkınlık ve korku içinde bakan o gözlere. Küçük Sena kocaman açtığı gözleriyle babasına bakıyor, olanları anlamaya çalışıyordu. Baba Sami Ergu, kendisini yine sorularla boğuşurken buldu. 'Peki şimdi Sena ne yapacaktı', 'babası ve annesi olmadan yaşayamazdı' 'onu bu dünyada yalnız bırakmamalıydı...

ANNE HALA YAŞIYORDU

Sami Ergu, henüz nabzı atmakta olan ve olan biteni seyreden annesinin gözleri önünde küçük Sena'yı da bıçakladı. Anne Serap Ezgü, hala yaşıyordu ve ölmeden önce gördüğü son şey çok sevdiği kocasının, çok sevdiği kızını katledişi oldu. Saniyeler sonra Sami Ergu kendine geldiğinde kendi elleriyle yarattığı korkunç manzarayla karşı karşıya kaldı. Karısını ve kızını kan kırmızısı bir ölüme kendi elleriyle göndermişti.

Evet, kafasından atamadığı o saplantılı düşünceler bir bir gerçek olmuştu. Ölecekti ve yalnız gitmeyecekti. Ölecekti ve ailesi yalnız kalmayacaktı.

Sami Ergu elindeki bıçağı son kez kendisine sapladı, hem de defalarca... Birkaç ay öncesine kadar fotoğraflara mutluluk pozları veren, gezdikleri her yerde gülücükler saçan fotoğraflarını sosyal medyada paylaşan üç kişilik aile, bir cinnetle yok oldu.