Derimizi ne kadar tanıyoruz?

Akşam'dan Prof. Dr. Reha Yavuzer'in yazısı...

DERİMİZ HAKKINDA AZ BİLİNENLER…

Bedenimizi saran derimiz vücudumuzun en büyük organıdır. Bu büyük organa ait çoğumuzun bilmediği pek çok önemli bilgiler mevcut. Bizi dış etkenlerden koruyan deri adeta bir kalkan görevi üstlenir. Ağırlığımızın yüzde 16’sını teşkil eden deri beden ısımızın ayarlanmasında rol oynar. Termostat gibi görev yaparak ısı artışlarında terleme fonksiyonuyla sıcaklığı düşürürken, soğuk havalarda ise gözeneklerin daralması ve deriye giden sıcakkanın azaltılmasıyla ısı kaybının hafifletilmesini sağlar. Vücut ısımızın ayarlanmasında derimizin altında toplam uzunluğu 17 kilometreyi bulan damarlarımızda rol alır. Deri yüzeyinde yaklaşık 1000 değişik bakteri yer alır. Derinin her bir santimetrekaresinde 30 milyon ila 300 milyon arası bakteri bulunur. Bu bakterilerin belli bir sayının altında olması da fazla olması da deri sağlımız için uygun koşulları sağlamaz. Bedenimizde yaklaşık 300 milyon hücre derimizde yer alır. Sürekli bir yapım ve yıkım sürecinde olan deri kendini 28 günde bir yenileyerek özelliklerini korur. Bu yenilenme sürecinde dakikada 30 bin hücre ölerek dökülür. En kalın deri ayak tabanında 1.4 mm, en ince deri ise göz kapaklarımızda 0.02 mm dir.

GÜZELLİĞİN YENİ TANIMI… 

Tüm bu görevlerini yerine getiren derinin parlak, canlı, diri görüntüye sahip olması ise güzellik için olmazsa olmaz kabul ediliyor artık. Beden şeklimiz, yüz hatlarımız, burnumuz, göğüs büyülüğümüz konusunda farklı güzellik anlayışına sahip olabiliyoruz. Kültürel, ırksal ve yaşa bağlı beğeniler değişebiliyor. Değişmeyen ve herkes tarafından güzel kabul edilen tek bir ortak nokta var o da deri güzelliği. Pürüzsüz, nemli, gergin bir yapı, lekesiz, parlak, sivilcesiz, gözenekleri belirgin olmayan bir yüzey deri güzelliğinin tanımlayıcıları. Peki ama derimizin hem sağlıklı hem de güzel gözükmesi için ona nasıl bakmalıyız? Onu nasıl beslemeliyiz, nemini ve ihtiyaçlarını nasıl karşılamalıyız?

VİTAMİN ŞART

Deri sağlıklı olduğu zaman canlı ve parlak gözükür. Antioksidan özellikleri belirgin olan A, C ve E vitamini deriyi hasar yaratan zararlı atıklara karşı korur, kolajen yapımını arttırır, güneş ışınlarına bağlı yaşlanmayı yavaşlatır, daha sıkı ve parlak olmasını sağlar, deri üzerindeki kahverengi ve kırmızı lekelenmeleri azaltır. Ayçekirdeği, badem, ıspanak, avakado, yer fıstığı, karides ve balık doğal yollardan aldığınız E vitamin için ana kaynakları teşkil eder. C vitamini doğada en çok turunçgiller, domates ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. Biber, kivi, brokoli ve çilek diğer zengin kaynaklardır. Tatlı patates, havuç, ıspanak, kabak ve kuru kaysı tüketimi vitamin A depolarımızı doldurmak için yeterli.

MİNERALLER DE ÖNEMLİ

Mineraller deri sağlı ve güzelliği için önemlidir. Selenyum derinin kanser gelişimi açısından ana koruyucusudur. Özellikle güneşe kontrolsüz yakalananlar için takviyesi önemlidir. Deniz ürünleri, sarımsak ve yumurta doğal selenyum kaynaklarıdır. Çinko ve bakır deri elastikiyeti ve ince kırışıklıkların önlenmesi açısından gereklidir. Deri kalınlığının arttırılmasında  rol oynarlar. İstiridye, yer fıstığı ve tavuk ana kaynaklardır.

PROBİYOTİKLERİ UNUTMAYIN

Probiyotikler gıdalardaki antioksidan, vitamin ve mineralleri daha çok almanızı sağlar. Bunlar sayesinde daha sağlıklı ve ışıldayan bir deriye sahip olabilirsiniz. Probiyotik kullanımı derinin bariyer özelliklerini geliştirir, güneş hasarını azaltır ve nemli kalmasını sağlar. Bu faydalı bakterilerin düzenli kullanımı hem sağlığınız hem de güzelliğiniz için önemlidir.

EN UCUZ ANTIAGING ÜRÜN…

Yeterli su içimi deri sağlığınız için yapabileceğiniz en basit, en kolay ve ucuz yöntemdir. Günde iki litrelik düzenli su içtiğiniz takdirde 4 hafta içerisinde derinizin daha sağlıklı ve parlak olduğunu göreceksiniz. Hyaluronik asit gerek kozmetiklerle gerekse enjeksiyonlarla deriye verilerek derinin nemli kalmasını sağlar. Kendi ağırlığının 1000 katı su tutan hyaluronik asit güzel, parlak ve diri bir cilt için şart.

PROF. DR. REHA YAVUZER / AKŞAM