Diyanet İşleri Başkanı'ndan gündem yaratacak açıklamalar!..

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez: "O caminin 3 günlük kayıtları elimizde..."

Diyanet İşleri Başkanı'ndan gündem yaratacak açıklamalar!..

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı. İslam dünyasında yaşanan sıkıntılara da değinen Görmez, “Yaşanan sorunlar aslında elimizden uçup giden bir dünyayı gösteriyor. Yaşanan bazı çatışmaları kuşak farklılığı olarak izah etmek mümkün değil. Dede-torun arasındaki yaş farkıyla izah etmek mümkün değildir. Bugün aynı değeri yaşayan ama farklı odalarda konaklayan iki kardeş arasında dahi o kadar büyük mesafeler ortaya çıktı ki din adamları ve üniversite hocaları bunu tahlil etmede zorlanıyor.” diye konuştu.

"CAMİLERDEKİ DİL BUGÜNÜN GENÇLERİNİ KUŞATMIYOR

Bugün camilerde hutbe vaazlarında kullanılan dilin bugünün gençlerini kuşatmadığına dikkat çeken Görmez, onların dilini anlayabilmek için onlarla iletişim kurabilmek için yeni bir dile ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Bunun ciddi bir sorun olduğunu yineleyen Görmez, bunun sadece Diyanetin değil akademik dünyasının ve üniversitelerin, herkesin sorunu olduğunu bildirdi.

“BIRAKIN ALEVİ VATANDAŞLARIMIZ KENDİ ALEVİLİĞİNİ YAŞASIN”

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Türkiye'de bütün inanç kesimlerinin özgürce kendi inançlarını yaşamaları kendi değerlerini gönül rahatlığıyla herkesle paylaşabilecek bir ortama sahip olmaları için büyük bir çabanın içerisinde olduklarını kaydeden Görmez, şöyle konuştu: “Bizim inanç değerlerimiz bize bunu emrediyor. Herhangi bir inanç mensubu kendisini nasıl tanımlıyorsa, içinde inancının gereklerini yerine getirmek için toplandığı mekânlar ne ad veriyorsa özgürdür. Bu ülkede bırakın sünni vatandaşımız kendi sünniliğini yaşasın, alevi vatandaşlarımız kendi aleviliğini yaşasın, varsa ateist dostumuz o da kendi değerlerini kendisi yerine getirsin. Bunun üzerinden bir ideolojik tartışma başlatarak birbirimiz üzmemiz doğru değildir.”

"DİYANET HER TÜRLÜ VESAYETE KAPALI OLMAK ZORUNDADIR"

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Türkiye'de yüzde 80'lerin üstünde yüzde 90 civarında halkın kabulüne mazhar olmuş bir kurum olduğuna işaret eden Görmez, Diyanet'in yapısı ile ilgili olarak, “Diyanetin bütün kurumlarını ve camileri halk yapıyor ve halk yapmıştır. Bütün Kur'an kurslarını halk yapmıştır. Ancak bunun bu şekilde yoluna devam etmesi mümkün değildir. Diyanetin dini ve ilmi bakımdan özerk bir kamu tüzel kişiliğine kavuşması yeni anayasa tartışmalarında çok önem kazanmıştır. Diyanet her türlü vesayete kapalı olmak zorundadır. Hiçbir vesayete açık olmayacak şekilde kendi ürettiği doğru bilgiyi halkla özgün bir şekilde paylaşmalı. En azından dini ve ilmi bakımdan özerk olmalı. Bu şu ana kadar özerk hareket etmiyor manasına gelmez. Sadece altını çizmek istediğim hususu her türlü vesayete kapalı olarak yoluna devem etmesidir.” şeklinde konuştu.

GEZİ OLAYLARINDA CAMİİDE Kİ EYLEMCİLER

Gezi olayları sırasında Taksim'de bir camide yaşananlarla ilgili görüşünü de paylaşan Görmez, iki şeyi birbirinden ayırdıklarını dile getirdi. Açıklama yapmakta ki zorluklarının herhangi bir şeyi kapatmak yada örtmek olmadığını vurgulayan Görmez, sadece bir olayda suç ile masumiyet birbirine karışınca orada tavır almanın güçleştiğini kaydetti. Yaralıların camiye sığındığı anın esas alınması halinde rengi, dili hatta işlediği suçu ne olursa olsun Allah'ın evine giren her insanın Allah'ın emaneti olduğunu bildiren Görmez, şu ifadeleri kullandı: “Bizim kabul etmediğimiz şu, oylalar başlamadan bir içinde şiddeti barından bir hareket, bir camiyi bir karargah olarak belirleyip, önceden çuvallarla eşyalarını oraya taşımışlarsa bunu kabul edemeyeceğimizi söyledik. İçeriye gelince 3 günlük kamera kayıtları bizim elimizdedir. Sadece yaralılar yok, sadece masum olarak oraya sığınanlar yok. Her hangi bir Müslümanın kabul edemeyeceği başka davranışlar da var. Onların bir kısmını paylaşmayı doğrusu zayih kabul ettik. Gönül isterdi ki böyle bir şey hiç olmasaydı.”