Ecem Özkaya bilinmeyenlerini anlattı

‘Hayat Şarkısı’nın Melek’i Ecem Özkaya Üstündağ, “Önüme gelen fırsatlar hep bir komedi, bir dram şeklinde ilerledi. Zorlandığım, kendi içimde dayak yediğim rolleri seviyorum” dedi.

Ecem Özkaya bilinmeyenlerini anlattı
Ecem Özkaya Üstündağ'ın Milliyet'te yayınlanan röportajı...

- ‘Zengin Kız fakir Oğlan’dan sonra ‘Hayat Şarkısı’ dizisiyle karşımıza çıktınız...


Benim önüme gelen fırsatlar hep komedi, dram şeklinde ilerledi. Zorlandığım, kendi içimde dayak yediğim şeyleri çok seviyorum. Hepsi de altından kalkabileceğim rollerdi. ‘Hayat Şarkısı’, bir önceki projem devam ederken kulağıma çalınmıştı.

Senarist Mahinur Ergun’u eşimden dolayı tanıyordum. Kadroyu da duyduktan sonra “Allah’ım inşallah ben de dahil olurum” diye içimden geçirdim. Daha sonra deneme çekimine gittim ve aldım Melek’imi.

- Sezon ortasında başlayan bir işte rol almak tedirginlik yarattı mı?

Ee tabii sezonu kaçıran oyuncular için handikaptır bu. ‘Eylül kaçtı, nasıl olacak’ dersin. Ama şükür iş kendi içinde o durumu atlattı. Biz bayıldık, herkesin kafasında canlandırdığı dünyaya çok hizmet etti.

- Canlandırdığınız Melek sizin gözünüzden nasıl biri?

Gerçekten adı gibi. İnsanlara miras kalan kaderleri vardır, Melek maalesef bu işin keder tarafını almış. Ama durumundan memnun, baktığı yerden keyif alıyor. Mutlaka içinde bir hırs, ihtiras vardır ama hiç bunları öne çıkarmamış. ‘Kardeşim, babam, evim’ demiş. Aslında kendi içinde çok özgür bir kadın. Yetenekleri olan insanların hayal dün-yaları geniştir, ileride Melek’in içinden de böyle bir şey çıkacak. En büyük hayal kırıklığını kardeşinden dolayı yaşıyor. İnandığı şeyleri bir daha gözden geçirecek.

- Melek ile Hülya arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Birbirinden vazgeçemez onlar, başka kimseleri yok sonuçta. Ne olursa olsun o kadar kolay değil kopmaları... Kardeşime geri döneceğim tabii ki.

- Karakterin size benzeyen yanları var mı?

Beslendiğimiz şeyler aynı ama benim dışa vurumumla Melek’inki çok farklı. O daha köklü, net bir kadın. Ecem krizi yönetme konusunda daha iyi.

- Herkes çocuğunun babasını merak ediyor...

Evet, yolda çevirip soruyorlar. Çok yakın can ciğer arkadaşlarım da sordu. Mahinur Ergun, çok güzel bir cevap vermiş; “Bu çocuk benden” diyor. Tüyosunu verip, sihrini bozmayalım.

- Genç bir kadro var, set ortamı nasıl?

Çok keyifli, sette gibi değiliz. Bir yandan da müthiş bir disiplin içindeyiz. Dört bölümü yetiştirip stok yapabilmek büyük disiplin istiyor. Hem de böyle ilerleyen bir rejide, kurguda… Bir yandan kimyamız tuttu, ekip olarak tadını çıkarıyoruz. Eminim hepimize bir yenilik, tazelik verdi bu iş.

"MUSTAFA'YLA TİYATRO PROJEMİZ VAR"

- Hep oyuncu mu olmak istediniz, aklınızdan başka bir iş yapmak geçmedi mi?


Herhalde ben bu duayı hep diledim. sinema TV okumak gibi bir maceram oldu. Ama çocukken ettiğim dua bir şekilde tutmuş. Babaannem hâlâ söyler, küçükken, “Ne olacaksın?” diye sorulduğunda “Sanatçı” olacağım demişim. Bir şekilde şartlar ve şansım yaver gitti. 17 yaşımda başladım. Sonrasında da güzel deneyimlerim oldu, kendimi geliştirdim.

- Eşinizle birlikte bir projede yer almak ister misiniz?

Ne güzel olur. Önümüzdeki sene perdelerini açacak Baba Sahne’de birlikte tiyatro oyununda rol alacağız inşallah.

"AŞK DEVAM EDİYOR"

- Eşiniz Mustafa Üstündağ’a dizi seçimleri konusunda danışır mısınız?


Proje seçme konusunda çok müdahale etmeyiz, ne kadarına gönlümüz, ruhumuz el veriyorsa... Sadece soru cevap şeklinde konuşuruz. Ee tabii izleyip yorum yapar. Sağ olsun her zaman destekçim.

- İki oyuncu aynı evde yaşamak nasıl? Görüşemediğiniz zamanlar oluyordur...

Çok keyifli. Görüşemediğimiz zamanlar oldu ama o zaman da başka bir kimya yakalanıyor. Liseli gibi dışarıda buluşmaya başlıyorsun. Her anın tadı başka... İkimizin de dizi projesinin olduğu zamanlar gerçekten birbirimizi görmediğimiz dönemler oldu. Yerli diziler yersiz uzun… Evimizi, çocuğumuzu özlüyoruz. Kaan’ın elinde doğduğu bir bakıcımız var, sağ olsun o çok büyük sorumluluk aldı. Kaan’la birlikte hareket noktamızı kuruyoruz. Bir şekilde dengeleniyor.

- Annelik sizi nasıl biri yaptı?

Hâlâ yüzüne baktığımda, ‘Ben onun annesiyim’ dediğimde tüylerim diken diken oluyor. Hastaneden “Ahmet Kaan Üstündağ’ın kontrolü için arıyoruz, yakınlık derecenizi öğrenebilir miyiz?” dediler, “Annesiyim” dedim. Orada kendime bunu söylediğim gün, bir süre konuşamadım.

- Çocuk ilişkiyi nasıl değiştiriyor?

İlişkiyi de başka bir yönde eviriyor. Biz olabilme noktasını orada kuruyorsun. Kaan’dan öncesine ‘bekarken’ diyebiliyoruz mesela. 

- Evliliğin kaçıncı yılındasınız? Evlendikten sonra aşk şekil değiştiriyor mu?

Ağustos'ta altı olacak. Tabii ki aşk devam ediyor. Bizim uzun bir flört dönemimiz olmadı. Hızlıca nikah masasına oturduk. Evliliğin içinde birbirimizi tanıdık. Şimdi de küçük bir meyvemiz oldu. 
Konular Röportaj