Elvin Levinler emin adımlarla ilerliyor

Bale öğretmenliğinden mezun olan ancak oyuncu olmayı tercih eden genç yetenek Elvin Levinler, ‘Milat’ dizisinde avukat olarak izleyicinin karşısına çıkıyor.

Elvin Levinler emin adımlarla ilerliyor
Elvin Levinler'in Akşam'da yayınlanan röportajı...

- İsminiz gerçekten çok ilginç… Anlamı nedir?

İsmim, Farsça ‘gökkuşağının 7 rengi’ demek, Levinler de tüm renkler anlamına geliyor; ikisi de Farsça Levn (renk) kökünden türemiş. Annemle babam daha nişanlıyken bu ismi koymaya karar vermişler. İyi ki de öyle yapmışlar, çünkü isimlerin insanın karakterini bile etkilediğini düşünüyorum.

- Bale öğretmeni diplomasına sahipsiniz. Hayatınızda nasıl bir kırılma noktası oldu da oyunculuğa yöneldiniz?
Her şeyden önce bale demek hem disiplin hem de dans ve müzik eşliğinde özgürlük demek. Topuzundan patiğine, beslenmesinden duruşuna kadar küçücük bir çocuğu pek çok açıdan disipline ederken, klasik müzik eşliğinde dans etmeyi, ellerini, başını, bedenini zarif bir şekilde kullanmayı öğrendiğin bir sanat dalı. Mezun oldum, öğretmenlik diplomamı aldım ama haftanın belirli ve sabit günlerini bu disipline ayıracak vaktim olmadığı için maalesef şuan öğretmenlik yapamıyorum. Ama gelecek için kurduğum hayallerden birisi öğretmenlik.

- Oyunculuk hayatınıza nasıl girdi?
Baleden bağımsız oldu. Oyunculuk ve habercilik serüveni aslında mezun olduktan sonra aynı anda başladı. Üniversitedeyken oynadığım reklamlar,1 gün süren keyifli çekimler bana okulumdan geri kalmadan harçlık oluyordu, ama okurken uzun soluklu bir dizide yer almak aklımda yoktu. Yapımcıya ‘ben oyuncu değilim ki!’ derken onun ‘ben yapımcıyım, yapacağına inanıyorum’ demesini hatırlıyorum. Bu bir durum komedisiydi ve diziyi 3 günde çektiğimizden dolayı kalan günlerde medyayı daha yakından öğrenebilmek için muhabirlik yapmaya başladım, bir süre sonra da muhabirlikten sunuculuğa geçiş yaptım ve teknoloji haberlerini sunmaya başladım. İkisine birden aynı anda hatta aynı hafta başlamış, iki hiç bilediğim işi bir yandan öğrenmeye çalışırken bir yandan da ikisine birden adapte olmaya çalışıyordum. Hepsini bir arada deneyimleme şansım olduğu için kendimi hep çok şanslı hissettim.

ANKARA’DA İŞİME DAHA İYİ KONSANTRE OLUYORUM

-  Âlemin Kral’ı dizisinin tanınmanızda bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?

Son zamanlarda dizilerin ömrü çok kısa, böyle bir dönemde 2 sene boyunca çok izlenen bir dizinin parçası olmanın avantajları göz ardı edilemez. Daha da önemlisi bu dizi olmasaydı oyunculuk kariyerim olmayabilirdi. Çünkü yeni mezun olduğum ve kafamın çok karışık olduğu bir dönemdi. Bir yanım yurtdışında yüksek lisans yapıp orada çalışmanın planlarını yapıyor, diğer yanım burada kalıp bu sektörde neler yapabileceğimi görmek istiyordu. Okul bittikten sonra kalmak için bir sebebe ihtiyacım varken Alemin Kıralı’ndan teklif geldi.

- Bugünlerde ‘Milat’ dizisinde yer alıyorsunuz. Yapıma dâhil olma süreciniz nasıl gerçekleşti?
Komedi dizisinde oynamak çok eğlenceliydi, ama bir sonraki işimde daha farklı bir şeyler deneyimlemek istiyordum. Gerçekten içime sinen bir proje ve karakter gelene kadar beklemeye de kararlıydım. Kafamda net bir senaryo yoktu ama konusu itibariyle daha ciddi, karakter olarak da hem kendime yakın hissedeceğim hem de bu zamana kadar canlandırdığımdan farklı bir karakter olsun istiyordum. Diliyorum ki, Milat benim için de milat olacak.

- Dizinin çekimleri Ankara’da gerçekleştiriyor. Peki, İstanbul’da yaşayan biri olarak Başkent’e alışabildiniz mi?
Arkadaşlarım bile inanmakta zorlanıyor ama ben Ankara’da olmaktan çok mutluyum! Çünkü Ankara’dayken zamanımı daha güzel yönetebiliyorum. Çok keyifli bir koşu grubum oldu. Eskiden tanıdığım bir yoga eğitmeni Ankara’da yoga okulu açmıştı, oraya kayıt oldum ve setten fırsat buldukça derslere katılıyorum. İstanbul’da bütün bunları yapacak zamanı organize etmek çok zor, Ankara’da hem işime daha iyi konsantre oluyorum hem de setten kalan zamanlarımı dolu dolu geçiriyorum.

‘SİYAH KUĞU’ TARZINDA FİLMDE OYNAMAK İSTERİM

-  Televizyon mu, beyazperde mi?

Televizyonda yaptığım projeleri daha uzun soluklu olmasını umduğum, her hafta değişen, kendime yeni bir şeyler katabileceğim, kendimi geliştirebileceğim bir okul gibi düşünüyorum. Sinema filmiyse daha kısa bir sürede daha konsantre, yoğun ve özgür geliyor. Bu ikisi arasında bir seçim değil, ikisinde de kendimi ve yeteneklerimi ortaya koyabilmek adına uğraşıyorum.

- Oyunculuğa yönelik hedefleriniz neler?
Hedefim aldığım eğitimle birlikte daha çok izleyip, gözlemleyip her geçen gün kendimi biraz daha geliştirmek. Şuanda aldığım eğitimin yanında sezon tatilinde yurtdışında farklı workshoplara katılmayı planlıyorum. Bir de hayallerim var. Bu zamana kadar biriktirdiğim yeteneklerimi de kullanarak bambaşka bir karakter canlandırdığım bir sinema filminde oynamak isterim, örneğin ‘Siyah Kuğu’ gibi. Natalie Portman’ın oyunculuğu, geçmişten gelen bale eğitimine rağmen 1 sene boyunca fiziken ve ruhen rolüne hazırlanması, senaryonun bütünlüğü ve yönetmenin bakış açısı beni çok etkilemişti. Hayallerimden bir tanesi de böyle bir projede imza niteliğinde adımın yer alması. 
Konular Röportaj