Emre Karayel: "Dönüşüm muhteşem oldu"

‘El Değmemiş Aşk’ filmiyle beyazperdede izlediğimiz Emre Karayel, ekrandaysa ‘Arkadaşlar İyidir’ dizisiyle boy gösteriyor. Oyuncu, “Gidişim suskun olmuştu, dönüşüm muhteşem oldu” dedi.

Emre Karayel: "Dönüşüm muhteşem oldu"
Milliyet'ten Senem Aydın'ın röportajı...

- ‘Arkadaşlar İyidir’le ekranda, ‘El Değmemiş Aşk’la beyazperdedesiniz...


Denk geldi diyebiliriz. Film çekimleri çok yoğun geçti çünkü,eylüle yetiştirmek istiyorduk.Sonra ‘Arkadaşlar İyidir’in görüşmeleri başladı. Kabul etmem de çok uzun sürmedi zaten. Gidişim biraz suskun olmuştu, dönüşüm muhteşem oldu durumu var.

- Size proje beğendirmek zor mudur?

‘Bir Kadın Bir Erkek’ çok sevilen bir işti. Ciddi başarıları var. Dokuz sene çok severek çalıştık. Böyle bir işten sonra ister istemez insan seçici oluyor. İzleyiciye karşı sorumluluğunuz artıyor. Kötü bir projeyle dönmek istemiyorsunuz.

Dizideki profesör rolünü sevdim. Bir ağırlığı var tabii ama çok dozunda, keyifli bir rol. İşi seçerken biraz titizlendim açıkçası.

- ‘El Değmemiş Aşk’taki Zafer nasıl bir karakter?

Babasının kanatları altında kalmış ama bundan rahatsızlık duymamış biri. Sıkı bir Fenerbahçe taraftarı, ben de öyleyim. Duygusal bir mahalle çocuğu. Bizden biri.

- Zafer filmde iki aşk arasında kalıyor. Onun yerinde olsaydınız, ne yapardınız?

İki aşk arasında kalmak tabii zor bir şey. Gıcık bir durum bir kere. Ama iki aşk arasında kalmıyorsunuzdur; eski aşkla yeni aşk arasında kalıyorsunuzdur.

- Bir kadında sizi etkileyen şey nedir?

Zekası beni etkileyebilir. Kıvrak zeka ilgimi çeker. Ama zeki bir kadına bulaşır mıyım, bilmiyorum tabii. İdare etmesi zor olur.

- Evlilik, planlarınız arasında var mı?

Yakın zamanda öyle bir düşüncem yok.

- Komik adam rollerinin üzerinize yapıştığını düşünüyor musunuz?

Dokuz sene komedi yaptığım için doğal olarak beni yolda görünce gülümseyen insanlar var. Bu çok keyifli bir şey. ‘Bir Kadın Bir Erkek’ sulu zırtlak bir komedi değildi. 30 bin skeç çektik ve bunların büyük çoğunluğu beğenilmişse, bu konudaki reflekslerimin daha çok geliştiğini söyleyebilirim. Ama üzerime yapıştığını düşünmüyorum, dizide komik bir karakteri değil, sinirli bir hocayı oynuyorum.

Rolü severek oynuyorsam benim için hepsi keyiflidir.

- ‘Arkadaşlar İyidir’de çok genç bir kadroyla çalışıyorsunuz...

Gençlik dizisi tavrında ama çok geniş bir kitleye hitap edebilecek bir proje. Çocuklar çok yetenekli. Oyuncu koçlarından ders alarak çalışıyorlar. Her zaman yeni yüzlere ihtiyaç var. Hepsinin çok iyi oyuncular olup, güzel yerlere geleceklerine inanıyorum.

- Dizide iktisat doçentini canlandırıyorsunuz. Sizin de hikayeniz iktisattan oyunculuğa uzanıyor...

40’lı yaşlarda ailesini kaybetmiş, problemli ama kendi içinde alim tarafı olan, biraz ters iktisatçı profesörü oynuyorum.

Tiyatroya başlamadan önce dört sene iktisat okudum ama hiçbir şey hatırlamıyorum, sadece o sıralar aklımda kalmış. Ardından bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları’ndan mezun oldum. Mesleğim tiyatro.

- Oyunculuktaki yeteneğinizi nasıl keşfettiniz?

Özel televizyonların, radyoların açılıp yaygınlaşmaya başladığı dönem dublaj sektörü çok ilerlemişti. İnsanlar ayda 20 film konuşurken, bu sayı sonrasında 400’lere çıktı. Dublaj yaparak sektöre girdim. Sınavı kazanamadım. Ardından bir kursa gittim ve orada sahneye çıkmaya başladım. Onlar da teşvik edince, bu işi yapmak istediğimi anlayıp müzik ve sahne sanatları bölümünü seçtim.

- Dizi sektörünün şu anki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Boşu boşuna dünyaya dizi satmıyoruz. Rastlantısal değil. Gerçekten sistem değişiyor ve herkes çok özeniyor. Bunu çalışırken görebiliyorum.

Kamera arkası da iyi bir seviyeye geldi, profesyonel çalışılıyor. Oyuncu sette rahat etsin diye çok büyük çaba sarf ediliyor. Çalışma süreleri de düzeliyor. Sendikanın ön gördüğü saatler çerçevesinde çalışıyoruz.

‘Adana’da bayramlar şahane geçer’

- Adanalısınız, Orada bayramlar nasıl geçerdi?

Şahane geçerdi. Kadirli ilçesinde büyüdüm. Eş, dost, akraba mahallesiydik. Kurban kesilir kesilmez herkes et dağıtırdı. Adanalı olduğumuz için ete düşkünlük söz konusu. Bayram namazından sonra hemen mangallar yanardı. Akşamları da herkes birbirine giderdi. Çok güzel zamanlardı. Orada bayramlar hâlâ öyle kutlanıyor ama ben İstanbul’da çalıştığım için katılamıyorum. Bu bayramda da film galaları var... Turnede olacağız.

‘Çiftlik kurma hayalim var’

- Yarış atlarına olan merakınızı biliyoruz. Çiftlik kurmayı düşünür müsünüz?

Evet, yarış atlarım var. Ankara’da koşan bir tayım var. Diğer taylarım Mehmet Kurt’un çiftliğinde büyüyorlar. Merakım aileden geliyor. Çocukluğumdan beri atlara ilgim var. Hep “Param olursa at alacağım” demiştim. Yetiştiricilik yapmaktan keyif alıyorum. Her at besleyen insan gibi tabii ki çiftlik kurma hayalim de var. 
Konular Röportaj