Erdoğan: "Ne olur bizi AB'ye alıverin diyecek halimiz yok"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine ilişkin, "Bu bizi ciddi manada yorduğu gibi milletimi de ciddi manada yoruyor." dedi

Erdoğan: "Ne olur bizi AB'ye alıverin diyecek halimiz yok"
Habertürk'te yer alan habere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Charles de Gaulle Havalimanı Şeref Salonu'na gelişinde Fransız yetkililer, Türkiye'nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa, Türkiye'nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Altay Cengizer, Türkiye'nin OECD Daimi Temsilcisi Büyükelçi Erdem Başçı, Paris Başkonsolosu Görkem Barış Tantekin ile büyükelçilik personeli karşıladı.

Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli de Paris'e giden isimler...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak için geldiği Fransa'nın başkenti Paris'te Elysee Sarayı'nda Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından resmi törenle karşılandı. Baş başa görüşme gerçekleştiren Erdoğan ve Macron daha sonra heyetler arası resmi öğle yemeğine katılacak. İki Cumhurbaşkanı ortak basın toplantısı düzenledi.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, "(Türkiye ile) terörle mücadelede örnek teşkil eden iyi bir işbirliğimiz var. Terörle mücadeleyi birlikte sürdüreceğiz." dedi.

Birkaç defa hatırlattığım gibi diyalog ve ortak çalışma içersinde ilerliyoruz. Aramızda kültürel, entellüektüel ve askeri ilişkilerimiz var. Türkiye'nin AHİS üyeliği bağlamında da ilişkilerimiz var. NATO ve AHİS gibi iki uluslararası anlaşmaya bağlılığımız var. Her iki tarafta toplumlarımız Fransız ve Türk vatandaşlıklarını yaşarken, çözmemiz gereken ikili bölgesel ve dönemsel  sorunlar var.

İkili işbirliğimizin konularına değindik. En önemlisi terör konusuna değindik. Aramızdaki anlaşmalar gayet iyi işliyor. Terör gerçek bir risktir bunun da bilincindeyiz. PKK bizce terör örgütüdür. Biz bununla ve her türlü terör gruplarıyla mücadele ediyoruz ve bunu sürdüreceğiz.

Mayıs ayından bu yana düzenli olarak görüşüyoruz, gerek uluslararası toplantılarda gerek telefonda. Birkaç defa hatırlattığım gibi diyalog ve ortak çalışma yaklaşımı içindeyim. Ülkelerimiz çok kuvvetli bir ilişki içindeler. Stratejik başka alanlarda askeri alanlarda ilişkilerimiz var. NATO kapsamında Türkiye’nin bağları söz konusu. Aynı zamanda bugün ortak sorunsallar da var karşımızda. İkili, bölgesel ve sorunlarla ilgili olarak birlikte çözmemiz gereken çok sorun var.

Birçok konuya değindik. Birincisi tabii ki terörle mücadele. Bu konuda gerçekten emsal teşkil eden iyi bir işbirliğimiz var. Aramızdaki anlaşmalar gayet iyi işliyor. Terör gerçek bir PKK ile mücadele ediyoruz, bu bizim için terör örgütüdür. IŞİD ve Irak Suriye bölgesindeki bütün terör unsurlarıyla mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu ortak mücadele devam edecek. Paris’te Nisan ayında yapılacak terörizmin finansmanı konusunda bir zirve olacak, buna hazırlıkları da konuştuk.

Ortak, Fransız-İtalyan-Türk anti-füze anlaşması da bu kapsamda gerçekleşti. Kuvvetli bir ekonomik ilişkimiz de var. Airbus uçak satın alma anlaşması da çok önemlidir. Eximbank ve PRF arasında imzalanan anlaşma da güvenceler konusunda çok önemlidir.

Sinop Nükleer Santrali işini görüştük. Gıda ve Tarım alanında da görüştük. Bakanlarımızın çok yoğun görüşmeleri sonucunda et ihracatı konusunda da perspektifler oluşturuyoruz. Tavuk eti, kanatlı hayvan ve meyve konusunda da aynı ilerlemeyi kaydetmeyi istiyoruz. Bölgedeki durumu da konuştuk; Kudüs konusunu... Herşeyden önce sükunet ve istikrar istiyoruz bölgede. İki devletin barış içerisinde ve her iki devletin başkenti Kudüs olacak şekilde bir çözüm istiyoruz. Suriye’de Fransa’da işlenen saldırıların planları Suriye’den geldi. IŞİD’le mücadelemiz daha da yoğunlaşacaktır. Türkiye Suriye ile uzun bir sınıra sahip komşu bir ülke. IŞİD’e karşı savaşı kazandığımız andan itibaren barış ve istikrarı sağlamak istiyoruz. Bütün siyasi hassasiyetlerin tanınması anlamında...

ASTANA ve Soçi süreçleri askeri ihtilafın çözülmesi için iyi oldu ama bence çözüme götürmeyecek. Yeni yol haritası konusunda da birlikte çalışmak isteriz ve Suriye halkı nasıl bir geçiş süreci istediğini seçer. Türkiye, Lübnan’a ve başka ülkelere kaçan insanları da temsil edebilmiş oluruz.

Avrupa Birliği ile olan ilişkilere de değindik. Bu konuda işbirliği ve önemli bir diyaloğun yeniden formüle edilmesi öngrülüyor.

(AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude) Başkan Juncker de bu konuda hayli angaje. Daha sakin bir diyalogun olmasını umuyoruz; Türkiye’nin bu diyalog içinde olması gerekir. Fasıllar kendiliğinen açılmayacaktır. İklişkimizin tabiatı da bu şekilde; derin bir saygı duyuyorum. Türkiye darbecilerle başa çıkmak zorunda kaldı. Ama terörle mücadelede ortak bir görüşümüz ve kararlılığımız var. Mutabık olmadığımız konular da var. Bireysel özgürlükler konusunda bazı hususlardan spesifik olarak bahsettim Erdoğan’a. Daima böyle çalıştık ve devamlı meyvesini aldık.

Galatasaray Üniversitesi konusunda endişe yaşıyoruz. 1992 anlaşmasın kapsamında kurulmuş bir üniversitedir. Sınır tanımayan Gazeteciler ile ilgili de görüştük. Erdoğan’a bir liste ilettim. Bu şekilde çözebileceğimiz konuların üzerinden geçtik.

Avrupa’daki terörist kişilerden bahsetti, biz de bu konuda hassasiyet göstereceğiz. Bu çok ince bir yol, tüm liderler için. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü konusunda her gün bunun için çalışıyorum. Teröristlerin istediği ilkelerimizi zayıflatmaktır. Akla duydukları ve özgürlüğe duydukları öfkeyle yaparlar bunu. Erdoğan’ın hayatını ve özgürlükten mahrum kaldığı dönemleri de biliyorum. Türk halkı kendisine güvendi. Gerçek çözümler bulacağımıza inanıyorum. Bazen bir yanlış anlaşılma söz konusu olabiliyor. Bugün zorluklarla geçen bir dönemdeyiz. Gayet talepkar ve ince bir diyalog çerçevesinde hem anlaştığımız hem anlaşmadığımız konularda görüşmek isteriz.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: "NE OLUR ARTIK BİZİ DE ALIVERİN' DİYECEK HALİMİZ YOK"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine ilişkin, "Bu bizi ciddi manada yorduğu gibi milletimi de ciddi manada yoruyor. Yani belki de bizi bir karara doğru sürükleyecektir. Zira sürekli olarak 'ne olur artık bizi de alıverin' diyecek halimiz de pek yok." dedi.

"Bugün burada EUROSAM ile ilgili bir anlaşmayı imzalamış olduk ki bu çok önemli bir adım." diyen Erdoğan, "Bir diğer NATO ülkesi İtalya'yı da içine alacak şekilde üçlü bir anlaşmanın adımını da böylece atmış olduk. Şimdi bundan sonrası, süratle yola çıkmak ve süratle de bu işin üretimine geçmek." ifadesini kullandı.

"Her an DEAŞ'la mücadelemiz süreceği gibi şimdi dostlarımıza sesleniyorum, aynı şekilde PYD/YPG, PKK'nın yan kollarıdır. Bunlara karşı da aynı mücadeleyi bizim beraber vermemiz gerekir." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Maalesef bazı dostlarımız bu konuda bakıyorsunuz halen YPG'yi, PYD'yi yanlarına almak suretiyle DEAŞ'a karşı mücadele ettiklerini sanıyorlar. Halbuki DEAŞ'a karşı yeni yeni planlamalar yapılıyor ve onlara daha farklı yaşam zeminleri hazırlanıyor. Bu konuda da bence uyanık olmak, istihbarat örgütlerimizin birbirleriyle olan dayanışmasını, bilgi akışını daha ileri seviyelere taşımamız gerekir diye düşünüyorum."

'TERÖRÜN VE TERÖRİSTİN BAHÇIVANLARI VARDIR'


Erdoğan, "Fransa'da FETÖ mensuplarına yönelik hassasiyet çok önem arz ediyor. Buralarda dernekleriyle, vakıflarıyla, iş yerleriyle adeta kurumsallaşıyorlar. PKK aynı şekilde kurumsallaşıyor. Yani buralardaki hassasiyet eğer gözden kaçırılırsa inanıyorum ki yarın bunun sıkıntısı farklı olacaktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın Cumhurbaşkanı (Macron) bana bazı isimler verdi. Ben Adalet Bakanlığımızdan onlarla ilgili bilgileri temin ederek kendilerine göndereceğim fakat şunu bilmelerini isterim. Terör kendi kendine oluşmuyor, terörün ve teröristin bahçıvanları vardır. Bu bahçıvanlar işte o 'düşünce adamıdır' diye bakılanlardır. Onlar, gazetelerin köşelerinden orayı sularlar, oranın bahçıvanı, fikir babaları, düşünce babaları olarak işte onları yetiştirirler ve bir gün gelir bakarsınız ki bu insanlar karşınıza terörist olarak çıkarlar. Biz bunun bedelini 35 bini aşkın şehit vererek ödedik. Temenni ederim ki Fransa böyle bir bedeli ödemez." ifadesini kullandı.

'FETÖ AĞZIYLA KONUŞUYORSUN'

Fransız gazetecinin 'Suriye'de savaşan kişilere bu kadar silah göndermiş olmaktan dolayı pişman mısınız?' sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

"Suriye'ye kim silah gönderdi? Sen FETÖ ağzıyla konuşuyorsun. Çünkü o operasyonu yapanlar FETÖ'nün savcılarıydı. Şu anda onlar içeride, hapisteler şu anda ve operasyon yaptılar. İstihbarat teşkilatlarının bu tür operasyonlara yönelik, kamyonlarla silah taşıma vesaire gibi, nereye neyi taşıyacağı gibi yetkileri, hakkı vardır. Sen bana bu soruyu böyle soruyorsun da Amerika'nın 4 bin tır Suriye'ye şu anda getirmiş olduğu silahları niye sormuyorsun?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim hedefimiz Esed'li bir çözüm değildir. Bizim hedefimiz Esed'siz ve Suriye halkının kendi demokratik iradesiyle bir seçimi gerçekleştirmektir. Bizim buna yardımcı olmamız lazım." diye konuştu.