EŞİMLE GÜNDE 50 KERE MESAJLAŞIYORUZ

“Ben Bir Anneyim” isimli programı hazırlayıp sunan, ikinci bebeğine sekiz aylık hamile olan Gül Gölge, eşi Murat Saygı’ya olan aşkını anlattı

EŞİMLE GÜNDE 50 KERE MESAJLAŞIYORUZ

“Eşimle birbirimize olan o heyecanımızı Hiç kaybetmedik. Biz günde 10 kere konuşur, 50 kere mesajlaşırız. Evimi, kocamı asla ihmal etmem. Onu, sevdiğim için kıskanırım.

* Üç yıl magazin sunuculuğunu yaptınız... Biliyorsunuz, Timuçin Esen olayından sonra magazin tartışılmaya başlandı. Bir dönem, magazinin içinde yer alan birisi olarak, bu konu hakkındaki fikirlerinizi merak ediyorum?
 
- Ben bu haberi sunarken, utanırdım! Sunuculuk yaparken önünüze ne geliyorsa sunmak zorundasınız. Ama ben “Canlı Canlı”yı sunarken bile böyle olmadım. Basit bulduğum magazin haberini sunmak istemedim ve o haberi anonssuz geçtim. Bu program devam etseydi ve ben hâlâ sunuculuğunu yapsaydım, mutlaka Timuçin Esen’in kaseti bize de gelecekti. Ama ya utanarak sunardım ya da sunmazdım. Magazin artık insanların elinden her şeyi almaya başladı. Magazinin böyle bir şeye hakkı yok. Bülent Ersoy’la eski eşi Armağan Uzun’un olaylarında, “Bu habere katılmıyorum ama sunmak zorundayım” demiştim. Magazin demek, insanların özel hayatlarına tecavüz etmek demek değildir. Timuçin Esen’in eğlenmeye, içmeye, yere düşmeye hakkı vardır. Hep magazinciler suçlu demiyorum. Sadece herkes durması gereken çizgiyi bilmeli, o kadar.

* Magazin haberciliği yaparken, sonrasında gerek dekolteniz gerekse evliliğinizle magazin sütunlarında yer almaya başladınız. Size ayrıcalık tanındı mı?       

- Hayır. Dekoltem defalarca yazıldı, çizildi, eleştirildi. Hatta beni başka biriyle evlendirdiler. Bunları yaşadım. Oluyor böyle şeyler ama hepsi gelip geçiyor. Mahkemeye vereceğim şeyler oldu ama çok da üzerine düşmedim.
            
BİZİMKİSİ İLK GÖRÜŞTE AŞK

* Doğan TV Yayın Grup Başkanı Murat Saygı ile evli olmak, sizi biraz korumuş olabilir mi?

- Yoo, dediğim gibi Murat Bey ile evleneceğim sırada beni başka birisiyle evlendirdiler. Bunu yazdılar yani...

* Peki, Murat Bey’le nasıl tanıştınız, “Canlı Canlı”yı sunarken mi?

- Hayır. Program başladıktan sonra özel bir gecede tanıştık. Murat Bey, beni tesadüfen bir programda görmüş ve “Canlı Canlı”yı sunmamı istemiş. Ama bu teklif bana direkt ondan değil, yönetmenimizden gelmişti. O dönemde kendisiyle tanışmamıştık. Program başladıktan altı ay sonra dediğim gibi özel bir gecede tanıştık. Ve ilk görüşte aşk diyebiliriz. Ben olgun, bir yere girdiği zaman ağırlığını hissettiren, saygın tiplerden hoşlanırım. Murat Bey de bütün bu özellikler vardı. Beni cezbeden de bu oldu zaten. Zaten onu gördüm ama kim olduğunu bilmiyordum.

* Gerçekten mi?

- Yemin ederim. Kim olduğunu hiç bilmiyordum. Çünkü kendisiyle o geceye kadar hiç karşı karşıya gelmemiştik, tanıştırılmamıştık da.

BEN DEĞİL, MURAT BENİ TAVLADI

* Sırası gelmişken sormak istedim... İlk görüşte aşk dediniz... Murat Bey o dönem evli miydi?

- Hayır, evli değildi. Eşim tanıştığımızdan beş yıl önce boşanmış. Kötü niyetli insanların etrafa yaydığı ve öyle görülmesini istediği bir dedikodu bu. “Sarışın, güzel kadın bak kimi buldu?” diyerek bu işi kurcalamaya başladılar...

* “Sarışın, akıllı, planlı, programlı hareket eden kadın” da denilmiştir mutlaka...

- Denilmiştir tabii... Bir evlilik bu şekilde gerçekleşir mi? Hadi gerçekleşti diyelim, sürer mi? Böyle bir şey olamaz. Ayrıca ben Murat Bey’i değil, Murat Bey beni tavladı! Ben bir evlenme teklifi aldım ve bu teklifi kabul ettim. Hepsi bu kadar. Bu evlilikte dikkat çekici bir kadın olduğum için, biraz sorgulandım açıkçası.

KADINLAR TEHLİKELİ

* Peki, “Ben Bir Anneyim” isimli çocuk ve kadın programı hazırlayıp sunuyorsunuz... “Ben Bir Anneyim” demek çok şey demek aslında. Nedir fikriniz?

- “Ben Bir Anneyim” demek, iyi bir kadın, iyi bir eş ve iyi bir anne demektir.

* İyi bir eş misiniz?

- İyi bir eşim çünkü güler yüzümü hiçbir zaman eksik etmem. Biz eşimle birbirimize olan o heyecanımızı hiç kaybetmedik. Günde 10 kere konuşur, 50 kere mesajlaşırız. Evimi, kocamı asla ihmal etmem. Sevdiğim için kıskanırım Bir yere baksa mesela, “Nereye bakıyorsun, neye bakıyorsun?” diye sorarım. Fakat şu bir gerçek ki kadınlar daha tehlikeli. Yanında kadın olmasına rağmen bir erkeğe çok rahat bakabiliyorlar.

* O durumda siz ne yapıyorsunuz?

- Ben de eşime bakıyorum ne yapıyor diye. Ondan bir şey hissedersem tabii ki hoşuma gitmez. Ama karşı tarafı terbiye edemem ben.

* Ve iyi bir annesiniz...

- Öyle olduğumu düşünüyorum. Hatta geçenlerde fazla mı iyi davranıyorum diye düşünmeye başladım. Çünkü Ali bizi yönetiyor. İkinci bebekte daha temkinli olacağım.

Oğlumuzun adı Emir olacak

* 17 aylık bir oğlunuz var ve bir ay sonra ikinci kez anne olacaksınız. İkinci bebeğiniz de erkek değil mi?

- Evet, erkek.

* İsmi belli mi?    

- Emir.  

* Geçtiğimiz günlerde Okan Bayülgen’le röportaj yapıyoruz. Siz ve Esra Ceyhan için, “Bütün sunucuların hepsi çocuk doktoru olmuş, profesör gibi dolaşıyorlar ortalıkta” dedi.  

- Öyle mi dedi? Terbiyesiz. (Gülüyor) Kendisi sorular sorarken iyiydi ama! Bir gün Esra Ceyhan ile yemek yiyorduk, onlar da karı-koca oradaydı. Şirin yeni hamileydi. Biz kadın kadına sohbet ederken o da mevzuya katıldı. Meraklı, meraklı çok şey sordu. Kimse çocuk doktoru değil, böyle bir şey olabilir mi? Ama her anne kendi çocuğunun doktorudur. Bu bir gerçek. O da kendi çocuğunun doktoru olacak. Ağlama sesinden nesi olduğunu bilecek

Sema EREN/KELEBEK