Ferhan Şensoy'dan konuşulacak açıklamalar!

OT Dergisi’nin Şubat sayısında Metin Üstündağ’ın sorularını yanıtlayan Ferhan Şensoy; “Hitler faşizminde olmamış şeyler bugün Türkiye’de oluyor” dedi. “Neden sizi uzun zamandır ekranlarda göremiyoruz?” sorusuna “Kim yayınlayacak Ulusal Kanal mı, Halk TV mi?” cevabını veren usta tiyatrocu, oyunlarına başörtülü kadınların gelmesinden mutluluk duyduğunu belirtti…

Ferhan Şensoy’un gündem yaratacak açıklamalarından satır başları şöyle;

“KAVUĞUMU KİME VERECEĞİMİ BİLMİYORUM”

Kavuğumu kime vereceğimin bir cevabı yok. Bazı kriterleri var bu işin. Benim, Münir Abi’den aldığım bayrağı taşıyabilecek ve ahilik kültüründen gelecek. Öyle birileri yok ki. Bu geleneği tabii ki devam ettirmek isterim ama yapıcam diye de dallamanın birine veremem yani. Verecek kimse bulamazsam ölmemeye dikkat edeceğim artık. Ölürsem de vasiyetim var zaten. Oyuncu olarak Orta Oyuncular’da bulunan herkes o zaman jüri olacak bu konuda. Belki de aralarından birinin başına takacaklar.

“TÜRKİYE’DE CİDDİ BİR KAOS VAR”

Memleket meselelerini istersen hiç konuşmayalım gibi bir ruh halindeyim aslında. Her sabah acaba bugün beni şaşırtacak neler olacak diye uyanıyorum, bu kadar da olmaz ki diye yatıyorum. Bir ertesi gün çok da saçma bir şeyle karşılaşıyoruz. Ciddi bir kaos var Türkiye’de. Ben öngörüde bulunamıyorum ama başımızdakilerin de Türkiye’nin yarını hakkında bir şey öngördüklerini sanmıyorum. Bir Cumhurbaşbakanı var, o karar veriyor ama onun beyninde ne olup bittiğini kimse bilmiyor. Hitler faşizminde olmamış şeyler bugün Türkiye’de oluyor. En son Ak Saray’da yapılan kötü bir müsamere mesela. Bir esprisi de yok. Bir görkem mi? Hayır değil. Al oradan o tiplemeleri, o daha görkemli olur.  Adamlar esas duruşta da değiller, bir kımıldanma var. Masal Müfettişi’nde “bu iş böyle giderse her tiyatronun da bir müfettişi olur” dedim, oldu da... Televizyona bir şey yapsam kim yayınlayacak Ulusal Kanal mı, Halk TV mi?

“MEĞER BİZ DİKTATÖR GÖRMEMİŞİZ”

Şimdi korkunun ötesinde kaos bir durum var. Şimdi herkes her an içeri girebilirim diye çıkıyor o gün sokağa. Makul şüpheli diye bir şey var. Absürt bir şey bu. Şüpheli olma olasılığı var, atın içeri. Görece bile değil. Yasa filan yok, ‘ben istediğimi içeri atarım’ın kısaltılmış hali yani durum. Ki biz kızıyorduk eskiden. Meğer biz diktatör görmemişiz, biz o zaman hepsine diktatör diyorduk. Benim için Demirel öyleydi mesela, Özal’a da öyle derdik. Meğer onlar iyi günlerimizmiş.Bize devlet yardımı yapmıyorlar muhalif olduğumuz için. Nasıl olsa batarlar, o zamana kadar vergiye takviye ilave ediyorlar. Bırakın kendi kendilerine batsınlar diyorlar. Bunu çok da aptalca bulmuyorum.

“BU ÜLKEDE KAÇAK İNŞAAT BİTMEZ”

Bu ülkede kaçak inşaat bitmez... Evde otururken gökyüzünü görüyordum yan taraftaki inşaat başlamadan önce, sonra bir baktım gökyüzü yok, inşaat var. “Daha nasıl kat çıkacaklar acaba?” diyorum, o inşaat kat kat oluyor. Emek Sineması’nı yıkmışlar mesela. Gösteri oluyor, insanlar dayak yiyor. Halbuki yıkılmış çoktan. Yıkılmamış gibi yapmayın bari. Yapacaksan sinemanın altını yap otopark, sinemayı niye yıkıyorsun?

“OYUNLARIMA BAŞÖRTÜLÜ BİRİLERİNİN GELMESİNDEN MUTLULUK DUYUYORUM”

Oyunlarıma başörtülü birilerinin gelmesinden mutluluk duyuyorum, oyun sonunda karşılıklı birbirimizi alkışlıyoruz. Olması gereken de bu. Benim için insanın kafasındakinin içi önemli, dışı değil. Neyse ki artık başka bir kuşak geliyor, sordukları sorularla, yaptıkları eylemlerle. Sanki biraz biraz eskisiler gibi olmayacaklarının ışığını veriyorlar. Bu da bana umut veriyor. Çünkü bu dönem de geçecek.