Gizem Özdilli projelerini ve hayallerini anlattı

Gizem Özdilli'nin Akşam'da yayınlanan röportajı...

Hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?

Geriye dönüp hayatıma baktığımda şu an aslında olmak istediğim yerdeyim, sevdiğim işi yapıyorum, iki yemek kitabı çıkardım, mutluyum, sağlıklıyım… İlerisi içinde hep bir adım sonrasından neler yapabilirim, nasıl daha iyi olur diye düşünüp çalışıyorum, hareket ediyorum. İçinde bulunduğum durumu iyi şekilde değerlendirip sonrasını da düşünerek plan ve program yapıyorum. Üretmek, geliştirmek ve bunları başkalarıyla paylaşmak bana yol gösteriyor.

Şu anda manken yetişmiyor mu, sizin döneminiz altın dönem miydi?

Podyumlarda bir döneme imzamı attım. Birbirinden değerli manken arkadaşlarımla birlikte büyük, önemli defilelerde yer aldım. Şu anda da genç manken arkadaşlarımız var, defileler de görüyorum, izliyorum. İşini hakkıyla yapan, bu işin hakkını veren birçok manken arkadaşımız şu an podyumlarda…

MANKENLİĞİ BIRAKALI UZUN YILLAR OLDU

Sizce mankenlik mesleği bitti mi?

Mankenlik mesleği de içinde bulunduğumuz zamana, şartlara göre gelişti, ilerledi bence. Bu mesleği çok iyi şekilde devam ettirip birçok defile de podyumlarda izlediğimiz isimler mankenliğe devam ediyor. Bu meslek de işini severek yapanlar olduğu sürece bence bitmez.

Kaç zamandır sizi podyumlarda göremiyoruz. Mankenlik mesleğini bıraktınız mı?

Ben artık mankenlik yapmıyorum. Bırakalı da uzun yıllar oldu.  Kariyerime yemek kitabımla devam ediyorum. Kişisel gelişimime ağırlık veriyorum, kendimi geliştirmeye durmadan devam ediyorum. Sürekli kendime yatırım yapıyorum. Bundan sonraki kariyer hedefimde bu yönde olacak.

Siz diğer meslektaşlarınızı aksine yeme içme sektörüne yöneldiniz. Doğru bir karar verdiğinizi düşünüyor musunuz?

Evet, çünkü ben yemeklerimi aşkla yapıyorum. Yemek yapmayı çok seviyorum ve bunu insanlarla paylaşmak beni mutlu ediyor. Yemek yapmaya da şu şekilde başladım; çocukluğum ailemin lokantasında geçti. Yemek pişirmeye olan yeteneğimin genetik olduğunu düşünüyorum. Bu konu hakkındaki geniş bilgim ise ailemin meslek hayatından ileri geliyor. İnternet medyası ve kişisel çevrem tarafından bilinen yemek yapma yeteneğim, yemek bloggerlarının tariflerimi paylaşmasıyla perçinlendi. Çok satanlar listesine giren ilk kitabım ‘Gizem’in Mutfak Aşkı’ uluslararası yemek Oscarları ödülü sayılan Cookbook’da dünyanın en iyi beşinci yemek kitabı ödülünü almamı sağladı. Bütün bunlar benim ne kadar doğru bir karar verip, iyi ilerlediğimi de gösteriyor.

Yeni kitabınız ‘Aşkın Lezzeti’ni anlatır mısınız?

Nolte Mutfak işbirliğiyle Alfa yayınlarından çıkan ‘Aşkın Lezzeti’, baharatların katkılarıyla lezzetli yemek tarifleri ve hanımlara evde hazırlayabilecekleri yüz, cilt ve vücut bakım formüllerini öneriyor. İçinde 95 özel tarif bulunan kitap, Bülent Ertunç ile birlikte hazırladığımız müthiş formüllerle hem sağlıklı beslenme hem de sağlıklı bir yaşam tarzı vaat ediyor. Satış gelirinin her 1 TL’ si Parıltı Derneği’ne bağışlanacak.

YEMEK YAPMAK TERAPİ GİBİ…

Yemek yapmak sizin için bir terapi mi?

Tabii ki... Aslında bu yemek yapmayı seven herkes için öyledir.  Yemek bir emek, sevgi işidir. Severek yaptığınız şey size terapi gibi gelir, rahatlarsınız. En büyük mutluluk ise yaptığınız yemeği insanlarla paylaşmaktır. İnsanların o yemeği tadıp beğenmesi en büyük terapiniz olur. Tariflerinizi aynı zamanda yemek kitabıyla sevenlerinize ulaştırdınız.

Yarın bir gün bir mekân açma durumu söz konusu olabilir mi?

Şu an için gündemimde böyle bir projem yok. Ama ilerisi için neden olmasın ‘Aşkın Lezzet’ inin yeri hoş olurdu (gülüyor).

BEN ELEŞTİRİLERE HER ZAMAN AÇIĞIM

‘İşte Benim Stilim’ yarışmasına katılmayı nasıl kabul ettiniz?

Aslında herkes yemek programı yapmamı beklerken ben sağlık, güzellik, estetik ve bakım programı olan ‘Kendine Bir Güzellik Yap’ ile izleyiciyle buluştum. Sonrasında diğer büyük sürprizi ise ‘İşte Benim Stilim’ programı oldu. Benim için de farklı bir deneyim oldu. Kendi sınırlarımı zorlamayı seviyorum, neler yapabileceğimi görüp kendimi test ediyorum.

Size yapılan eleştirilere açık bir insan mısınız?

Her zaman eleştirilere açık oldum. İnsanın kendisini fark etmesi, ilerleyebilmesi için eleştirilere açık olmak gerekiyor. Beni seven, takdir eden insanlar olduğu gibi hoşlanmayan insanlar da olabilir.

TARTIŞMALARIN OLMASI ÇOK DOĞAL

Her gün bir tartışmanın olduğu yayında ‘Benim burada ne işim var’ dediğiniz oluyor mu?

Tüm yarışmacıların kendine has tarzları ve stilleri var. Ben de kendi tarzıma ve stilime güveniyorum. Bu yüzden yarışmada yer aldım. Moda göreceli bir kavramdır. Bu yüzden tartışmalar, fikir ayrılıkları, anlaşmazlıklar olabiliyor. Bunu hayatımızın farklı noktalarında da yaşayabiliyoruz. Ayrıca rekabetin olduğu bu tarz ortamlarda bu faktörler tabii ki daha fazla etkili oluyor. Bu yüzden ‘Benim burada ne işim var diye’ kendime sitem ettiğim olmadı.

EVLİLİK BENİ KORKUTMUYOR

Aşk size kendiniz hakkında ne öğretti?

Ne kadar fedakar olduğumu öğretti. Geriye dönüp baktığımda ben ne kadar fedakarmışım dedim. Aşk ile insan kendi sınırlarını da öğreniyor. Duygularınız ve aklınız arasında bir denge kurmaya çalışırken neler yapabileceğini de görüyorsunuz. Bir an durup kendinize ‘Ben neymişim’ bile dediğiniz olabilir.

Evlilik için neler söyleyeceksiniz? Boşanmaların arttığı bir dönemde evlilik sizi korkutuyor mu?

Evlilik beni korkutmuyor ama doğru kişiyle doğru zaman da olması gerektiğini düşünüyorum. Ben de evlenip hayatımın aşkına ‘Aşkın Lezzet’ini yapmak isterim.

AŞIK OLMAK İSTİYORUM

‘Aşk yok, artık kimse âşık olmuyor” diyenler de az değil. Aşk demode mi oldu?

Aaa ben asla buna katılamam. Aşk, bence çok güzel bir duygu, insanı motive eden hayata daha farklı baktıran seven, sevdiren bir duygu. Ben de âşık olmak istiyorum ama şu an yaşadığım tek aşk ‘Aşkın Lezzet’i (gülüyor)

Şu an hayatınızda biri var mı?

Şu an hayatımda kimse yok ama hayırlısıyla inşallah ben de doğru insanın hayatıma girmesini bekliyorum.