Gökçe Bahadır: "Güçlü olmak yalnız olmayı gerektirmez!"

Gökçe Bahadır: "Kadının güçlü ve özgür olması illa yalnız olmasını gerektirmez. Bilakis kadının anne olmak, aile kurmak gibi değerleri var hayatta. Önemli olan hayatın her aşamasında özgür ve güçlü kalabilmek”

Gökçe Bahadır: "Güçlü olmak yalnız olmayı gerektirmez!"
Hayat Bilgisi’, ‘Yaprak Dökümü’, ‘Kayıp Şehir’den sonra şimdi de ‘Ufak Tefek Cinayetler’ dizisinde boy gösteren Gökçe Bahadır, Elele dergisinin Nisan sayısına kapak oldu.

Bahar aylarının gelişini kapak yıldızı olarak kutlayan 36 yaşındaki oyuncu, hayatı hakkında bilinmeyenleri anlattı.

Sizi bugüne taşıyan, şu anki siz olmanıza katkı sağlayan eminim pek çok şey vardır; ne de olsa yaşadıklarımız, tecrübelerimizle bugünkü bize ulaşıyoruz. Ama yine de net olarak söyleyebileceğiniz böyle bir mihenk taşı var mı?

Bence beni ben yapan kendi hayallerimin peşinden koşmuş olmak. Körü körüne hayallerimin peşinden koştum gibi algılansın da istemem, sadece kendime hedefler koydum ve bu alanlarda neler yapabilirim, kendimi nasıl yetiştirebilirim diye ilerledim.

Ufak Tefek Cinayetler’in kariyerinizde nasıl bir durak olduğunu düşünüyorsunuz?

Ufak Tefek Cinayetler, bir kadın işi olduğu için benim için farklı bir noktada. Özellikle canlandırdığım karakter birçok kadın için örnek olabilecek biri. Bu da beni hem mutlu hem sorumlu hissettiriyor.

İnsan kendini anlatmakta zorlanır ama yine de deneseniz; siz aynaya baktığınızda nasıl bir insan görüyorsunuz?

Haksızlığa ve yalana tahammülüm yok. Onları kabul edemem. Adalet duygum vardır, adil olmaya çalışırım; hatta belki bazen fazlasıyla.

Bir dizi oyuncusu genel anlamda yoğun bir tempo içinde oluyor. Sizi dinlendiren, dışarıdaki hayata adapte eden neler oluyor?

Çalışarak dinlenen ve kendini iyi hisseden, hayata karşı bu şekilde motive olan biriyim. Bu şekilde daha genç ve dinamik kaldığımı hissediyorum.

Çok mutlu ve pozitif görünüyorsunuz. Özel bir nedeni var mı?

Hayır ama şu var; büyüdükçe başka bakıyorsun hayata. En kötü anları bile en güzel anlara çevirmeyi öğreniyorsun. Şöyle bir ders verdi hayat bana; çok moralim bozuk olduğu bir gün eve geldim. Oturdum, düşündüm; bitti gün. Ne oldu şimdi? Bitti! Birkaç saat sonra bugünden eser yok. Her şey gelip geçici.

Kadın kırılganlığını çok seviyor

Kadın ve erkeğin dengede duran halini ben çok seviyorum. Bizim sorunumuz da bence dengeyi bulmada oluyor; o denge hiç kurulamıyor. “Biz eşitiz” derken bile işin dengesini aramalıyız, aksi takdirde kadın zamanla erkek rolünü üstlenmeye başlıyor. Kadın kırılganlığından yanayım mesela. “Kendi paramı kazanıyorum, özgürüm, maddi anlamda kimseye muhtaçlığım yok” demek elbette önemli. Kadının güçlü ve özgür olması illa yalnız olmasını gerektirmez. Bilakis kadının anne olmak, aile kurmak gibi değerleri var hayatta. Önemli olan hayatın her aşamasında özgür ve güçlü kalabilmek.

Temiz görünmek önemli

Giyinmeyi çok seviyorum. Özellikle marka olsun takıntım yok. Kendi üstümde sevmem, içinde iyi hissetmem yeterli. Ayrıca kozmetik ve bakım ürünlerine de düşkünlüğüm vardır. Çünkü her şeyden önce temiz olmak, fresh görünmek kendine gösterdiğin özenin bir göstergesi.