Hakan Eratik: "Aşka kapıları kapatmak imkansız"

‘Bedel’ oyunuyla tiyatro sahnesinde, ‘Kalbimdeki Deniz’le ekranda izlediğimiz Hakan Eratik: “Aşk kapılarını kapatmak imkansız. Ben de bekliyorum, tek istediğim çok yıpratmasın...”

Hakan Eratik: "Aşka kapıları kapatmak imkansız"
Milliyet'ten Senem Aydın'ın röportajı ...

- Üç yıl aradan sonra ‘Bedel’ oyunuyla tiyatroya döndünüz. Yeniden sahnede olmak neler hissettiriyor?


Çok heyecan verici... Özlemişim. Yoğun ve ciddi bir şekilde çalıştığımız provalarda eğlendik. Birbirini anlayan ve birlikte çalışmaktan keyif alan bir ekibiz. Tiyatro sahnesindeki adrenalini seviyorum. Oyunculukta var olma çabamın neticelerini almaya başladığım alan.

- Oyunda canlandırdığınız karakteri anlatır mısınız?

Walter, çok ünlü ve başarılı bir doktor. Zengin, hırslı ve mükemmeliyetçi. 1960’larda Amerika’da yaşamış bir doktor olan Walter’ın samimiyeti ve gerçekliği sayesinde izleyicilerimiz, insani dertlerin ne kadar ortak duygular olduğunu fark edecek. Walter, Victor (Rüzgar Aksoy), Esther (Merve Anlağan) ve Solomon (Murat Karasu) ne kadar yabancı gibi görünseler de aslında bizden birileri.

- Diziniz ‘Kalbimdeki Deniz’ ikinci sezonunda… Canlandırdığınız Alihan size neler kattı?

Alihan karısını aldatmakla 20 yıllık mutlu evliliğini, servetini, kendisinin ve ailesinin geleceğini, umutlarını şehvet duygusu uğruna feda etti. Bunun cezasını çekmeye devam edecek. Alihan, kendisini esir almış olan diğer bir kötücül duygu ‘aşırı hırs’ için de bedel ödeyecek. Ondan ‘neler yapmamam’ gerektiğini öğreniyorum.

- Kızınız Meryem Ada’nın oyunculuğa ilgisi var mı?

Kesinlikle var. Sahnede annesi (Yeşim Salkım) ve beni gördüğü zaman iki mesleği de içine alan müzikal oyunculuğu yapmak istediğini söyledi. Kızımı doğru motivasyon ve bireysel özgüven konusunda elimden geldiğince pozitif yönlendirmeye çalışıyorum. İleride hangi işten keyif alıp çalışmak istediğine kendi karar verecektir.

- Eski eşiniz Yeşim Salkım’la da kızınız için bir araya geliyorsunuz... Dostluk devam ediyor galiba?

Kişisel dertleri ve egoları bir tarafa bırakmak gerekiyor. Hele ortada çocuk varsa, anne ve babaların kendi sorunlarını ona yansıtmaları, büyük bir haksızlık. İlişkimizdeki dengeyi sağlayabilmemizin sebebi, çocuğumuzu kendimizden daha çok sevmemiz.

- Aşka kapılarınızı kapattınız mı?

Aşk kapılarını kapatmak imkansız, henüz bir koruma kalkanı icat edilmedi. Ne zaman, nereden, ne şiddette geleceğini bilemeyiz ama heyecanla beklemeye devam edebiliriz. Ben de açık bir şekilde bekliyorum, tek istediğim çok yıpratmasın.

‘İyi senaryo kendini fark ettirir’

- Rol aldığınız projeler uzun soluklu oluyor. Senaryo seçimini nasıl yapıyorsunuz?


İyi senaryo kendini fark ettirir. Her işe, ‘Projeye ne katabilirim, bana ne katabilir?’ sorusuyla bakıyorum. İki tarafın istekleri ve ihtiyaçları uyuşunca, iş kendiliğinden oluveriyor. Emin olamadığım ve tek başıma karar veremediğim durumlarda menajerim Yelda Gürkan ve fikrine önem verdiğim iş arkadaşlarımla paylaşıyorum. Aslında en önemlisi, sizi tanıyan iyi bir ekiple çalışmak.

- Kutsi ve Özge Özberk’le daha önce başka projelerde de birlikte rol aldınız. Aranızda nasıl bir uyum var?

Samimi ve sıcak bir iletişimimiz var. Tanıştığımız ilk günden itibaren aramızdaki açık ve verici enerjiden dolayı birbirini çok iyi anlayan dostlar olduk. Kamera arkasındaki dostluk, kamera önüne ve işe pozitif yansıyor.

- Müzik çalışmalarınız devam ediyor mu?

Devam ediyorum, şimdi yeni bir projem var. Eski 45’lik Türk film müziklerinden oluşan bir iş üzerinde çalışıyorum.