İlhan Kesici: "Seçim kampanyasında ekonomi dili konuşulmalı"

CHP'nin İstanbul 1. Bölge Milletvekili adayı İlhan Kesici: "Böyle giderse evimiz yanacak, ocaklarımız sönecek..."

İlhan Kesici: "Seçim kampanyasında ekonomi dili konuşulmalı"
Sözcü Gazetesi'nden Saygı Öztürk'e konuşan CHP'nin İstanbul 1. Bölge Milletvekili adayı İlhan Kesici, cumhurbaşkanı adaylarına şu öneriyi sundu: “Karamanoğlu Mehmet Bey nasıl ki 1277'de yayımladığı fermanda, ‘Bundan beri divanda, dergahta, bargâhta, çarşıda, pazarda Türkçe'den gayri dil konuşulmaya' dediyse, ben de buna benzeterek cumhurbaşkanı adaylarımıza ‘Bundan beri bu seçim kampanyasında, ekonomiden gayri dil konuşulmaya' diyorum.”

İlhan Kesici: "Seçim kampanyasında ekonomi dili konuşulmalı"

BAŞARILI KAMPANYA

“Muharrem İnce, iki dönem birlikte milletvekilliği yaptığımız değerli bir dostum. Kendisini çok başarılı buluyorum. Bazıları İnce'nin bu başarısını beklemiyordu ama bizim için sürpriz değil, umduğumuz gibidir. İYİ Parti'nin adayı Meral Akşener benim dostum, ahbabım. O da başarılı. Saadet Partisi'nin adayı Temel Karamollaoğlu'nun iki dönem milletvekilliği var. Donanımlı, eğitimli olan Karamollaoğlu da derli toplu bir kampanya götürüyor. HDP adayı Selahattin Demirtaş'ın durumu cezaevinde olması nedeniyle farklı. Doğu Perinçek de çok sevdiğim insan. Muhalefet, kendinden umulandan çok daha parlak bir seçim kampanyası götürüyor. Kampanyaya heyecan, sevinç ve kalite getirdiler.

YÜZDE 57 MİLLİYETÇİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iç siyaseti biliyor. Kampanyasını da  ‘biz'  ve ‘onlar' diye yürütüyor. ‘Onlar' dediği, AKP'nin muhalifleri. Dolayısıyla kampanyasını ‘Biz' ve ‘Onlar'  üstüne oturtuyor. Bu, kendisi açısından doğru olabilir ama ülkemiz açısından son derece yanlış stratejidir. AKP, MHP, BBP'den oluşan Cumhur İttifakı'nın oy değeri yüzde 64 civarındaydı. Bunun 6-7 puanı İYİ Parti'ye gitmişse, yüzde 57'lik milliyetçi, muhafazakar bir blok var. Tartışmanın siyasi kimlikler üzerine oturtulması halinde bu taraf kazanır. Yapılması gereken siyasi kimlik ve partiler bazında tartışmaktan kaçınmaktır. Bizim işimiz, Cumhur İttifakı içinden Millet İttifakı'na doğru oy çekmek. Yapılması gereken budur.

‘EY ERDOĞAN' DERSENİZ

Millet İttifakı'nı oluşturanlar, seçim kampanyasında ‘Ey Erdoğan, ey Bahçeli' derse, tam anlamıyla Cumhur İttifakı'nın istediği oyuna çekilmiş oluruz. Bu durumda, parti oyları kilitlenir. Sağ partiler daha çok liderlerine düşkündür ve hemen liderlerini korumaya alırlar, başka siyasi partiye oy verme gönlünden geçse bile bu çıkışlar karşısında partilerinden ayrılmayıp oylar kilitlenir. Yapılması gereken: Ekonomi, hayat pahalılığını gündeme getirmektir. Bugün insanlarda gelirinin azlığı, geçim sıkıntısı, çiftçinin içinde bulunduğu sıkıntılar var. İşsizlik var. Siyaseten asıl önemli olanı da bu derde derman olmak. Ekonomik sıkıntılarla ilgili olarak 16 yıldır iktidarda olan AKP'yi eleştireceksek, bundan MHP'li seçmen alınmaz. Çünkü, onlar da aynı sıkıntıları yaşıyor ve sorumlusunun AKP olduğunu biliyor. Bu saatten sonra, Erdoğan dışındaki cumhurbaşkanı adaylarının siyasi polemiklerden sıyrılıp, tartışmayı ekonomik alana kaydırması gerekiyor.

BALTA KESMEZ BUZ OLUR

Güzel halk deyimlerimiz, türkülerimiz var. Bir türküde ‘Ağustos'ta suya girsem, balta kesmez buz olur' deniliyor. Ekonomi yeteri kadar ciddi alınmazsa, bunun ciddiyeti ‘Ağustos ayında balta kesmez buz olur, karakış olur.' Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Londra seyahati, ekonomik durumun ciddiyetini ve dış kaynak bulma ihtiyacının ne kadar önemli olduğunun göstergesidir. Türkiye'ye döviz girişi durur gibi oldu.

Yorumum: Cumhurbaşkanı bu durumu kırmak için, batı finans çevrelerinden, Türkiye'ye para akışının devam etmesine ikna etmeye çalıştı. Türkiye'nin dış borcunun toplamı 453 milyar dolar. Bunun 136 milyar doları devletin, 317 milyar doları ise özel sektörün. AKP iktidara geldiği dönemde toplam dış borcumuz 130 milyar dolardı.

EKONOMİK MİLLİYETÇİLİK

Ülkemizin içinde bulunduğu koşullardan çıkılabilmesi için milli mutabakata yaklaşan bir beraberliğe ihtiyaç var. Yoksa bu durum evlerimizi yakar, ocaklarımızı söndürür, şirketlerimiz, firmalarımız  gider. Yani memleketimizi yakar. İşin ciddiyeti budur. 21. Yüzyıl milliyetçiliği hamaset milliyetçiliği değil, ekonomik milliyetçiliktir. Memleketinizi iktisadi olarak kalkındırmanın adı ekonomik milliyetçiliktir. İşsizliğini gidermek, halkın hayat standardını yükseltmek, gençlerimizi en iyi okullarda okutmak da ekonomik milliyetçiliktir.”


Devleti, bürokratik işleyişi iyi bilen, ekonominin tepe noktalarında önemli görevlerde bulunan Kesici'nin uyarıları böyle…

SÖZCÜ GAZETESİ'NDEN SAYGI ÖZTÜRK'ÜN KÖŞESİNİN TAMAMINI BURAYA TIKLAYARAK OKUYABİLİRSİNİZ...