İlyas Yalçıntaş bilinmeyenlerini anlattı

İlyas Yalçıntaş, "İncir" adlı şarkıyla girdi hayatımıza. "Nefes" adını verdiği albümüyle de müzik piyasasına sağlam bir adım attı. Zira her yerde duyduğumuz "İçimdeki Duman" şarkısı bunun kanıtı...

İlyas Yalçıntaş bilinmeyenlerini anlattı
Akşam'dan Aysun Yıldız Güngör'ün röportajı...

16 yaşında tanışmışsın müzikle. Biraz anlatır mısın o dönemleri?

Aslında ilkokulda çeşitli sanatsal etkinliklere katılıyordum. Şiir yazıyor, türküler söylüyordum. Ortaokulda bir durgunluk oldu taa ki 16 yaşıma kadar. Annemin kız kardeşime aldığı bir gitar sayesinde ben de tanıştım müzikle ve bir daha bırakmadım. Tam o dönemde abimin müzisyen bir arkadaşı bize gelip gitar çaldı. O kadar etkilendim ki… Seyyar köfteciydi bir yandan da müşterilerine gitar çalıyordu. Her gün yanına gittim
ve gitar çalmayı ondan öğrendim…

Gitar çalmayı öğrenme amacın, şarkıcı olmak mıydı? 
Kesinlikle öyle bir niyetim yoktu. İçimde varmış bir kıvılcım, ben farkında değilmişim. Abimin arkadaşı Feridun Düzağaç’ın ‘Alev Alev’ şarkısını söyleyince içimdeki kıvılcım alevlendi.

Gitarla tanışmadan önce geleceğin için ne planlıyordun?
Henüz küçük olduğum için düşünemiyordum bir şey. O yaştaki her çocuğun aklı fikri bilgisayar oyunları ve dışarıda top koşturmak oluyor. Ben de öyleydim. 

Sesinin güzel olduğunu ne zaman fark ettin?
Gitara başlığımda sadece 3 sene enstrümanistlik yaptım. Şarkı söylemek gibi bir niyetim yoktu. Çalarken vokal yaptıkça baktım ki sesim gelişiyor. Takdir ve beğeni aldıkça üzerine düştüm. Okulu ve dersleri boşladığım için maddi manevi beni hayatta tutabilecek tek şey müzikti. Dört elle sarıldım müziğe ve buralara geldim.

X Faktör’e kendi isteğinle mi katıldın?
Evet, kendi isteğimle… Türkiye’deki yarışma programları bana biraz sahte geliyor. Her şeyin reyting uğruna olduğunu düşünüyorum, çünkü çok birinci çıktı yarışmalardan hiçbiri piyasa da yok. Bunun farkında olduğum için katılmak istemedim. Bodrum’da çalışırken x faktörden bahsettiler. Geldiler ve yarışmayı anlattılar. Düşündüğümde samimi geldi. Sonra seçmelere gitmeye karar verdim.

‘İncir’ adlı şarkıyı söylerken çok beğenileceğini tahmin etmiş miydin?
Şarkıyı kime söylersem çok beğeniyordu. Daha fazla insana ulaşmam gerekiyordu. İncir’in tutacağını da bariz biliyordum. Ben o televizyon programına giderken formatı gereği serbest kalacaktım. Kendim çalıp kendim söyleyecektim bütün bu etkenler bir araya geldi ve oldu.

Hep bu kadar emin misindir kendinden?
Yanlış anlaşılmasın. Bunların rehavetine asla kapılmam, olmayabilir veya sonradan yok olabiliriz. Benim için ihtimaller hep yüzde elli yüzde ellidir…

İLK BESTEMİ 18 YAŞINDA YAPTIM

Şarkı yazmaya ne zaman başladın?

18 yaşındaydım ilk bestemi yaptığımda. ‘Söyledim sana yar’ diye bir şarkı yapmıştım. Artık ‘yar’ kelimesini kullanmıyorum tabii çok demode…

‘İçimdeki Duman’ adlı şarkın fena patladı. Youtube’da milyonlar tıkladı. Bu kadar sevileceğini tahmin ettin mi?
Şarkıyı yazarken gayet mütevazı tavırlarla yazdım. “Bu şarkı patlar, her yerde çalacak” demedim hiçbir zaman. Zaten albüme de sonradan ekledik.

Albüme koymaya nasıl karar verdin?

Şarkıyı yazdıktan sonra mütevazı bir video çekip Youtube’da paylaştım. Çok beğenildi ve çok istek geldi albüme koymam için. İyi ki koymuşuz. Şu an çok iyi gidiyor. Tabii benim için yeterli değil.

Hep daha iyisini yapman gerekecek değil mi?

Aynen öyle. Eskiden piyasanın iyi olduğu zamanlarda bir şarkı koyarlardı, iki sene yürürdü. Artık öyle değil ki.

HÂLÂ ARABAM YOK

Yolda artık tanınıyorsundur…


Evet ama bana normal geliyor. Bu hayatla sosyal hayatımı ayırt edebiliyorum. Arkadaşlarım yine eski arkadaşlarım. Yeni camiaya girdi ünlü oldu, coştu diye bir şey yok, olamazda. Zaten o yaşantılarda eski de kaldı. Çünkü artık sosyal medya var ve herkes star.

Şöhret korkutuyor mu seni?

Bazen korkutuyor, çok ağır. Kolay olduğunu düşünmesin kimse. Bu işi yapmak için iki türlü insansınızdır. Ya gerçekten sanatçısınızdır ya da tamamıyla ego için bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuzdur. Ben bu işin sanatçı, müzisyen tarafında durmaya gayret ediyorum.

Maddi olarak hayatında neler değişti?

Hiçbir şey değişmedi. Arabam hâlâ yok mesela.

İstesen olur mu, sen mi böyle yaşamak istiyorsun?

Lüks düşkünü bir adam değilim olamam da zaten. Mütevazı yaşamayı seviyorsun yani. Evet. Beni ultra lüks spor arabalarla, mekânların localarında falan göremezsiniz. Büyük konuşmamak lazım ama göremezsiniz.

Başarılı olurum veya olmam kaygısı yaşıyor musun?

Bazen yaşıyorum. Kendimden bahsetmeyeceğim ama farkındalığı yüksek ve üretken olan sanatçıların en büyük problemi, şüphe içinde olmaları. Farkındalığı olmayan, ot gibi yaşayan sanatçılar da kendilerinden son derece emin ve mutludur. Ünlü filozof Bertrand Russell’in bir sözü var “Akıllılar hep kuşku içindeyken aptallar küstahça kendinden emindir.”

Piyasa ürkütüyor mu seni?

İnsanlar pastadan büyük pay koparma peşinde. Size yaklaşırken ne niyetle yaklaştığını bilemiyorsunuz. Böyle bir piyasa tabii ki insanı ürkütüyor. Ama bu böyle diye de kaçıp gidecek de değilsiniz. Bir şekilde mücadele ediliyor işte…

GÜZEL OLMASI KRİTER DEĞİL

Özel hayatında durumlar ne?


Şu an kimse yok, zaten olsa dert olmasa ayrı dert. Bazen kendimi yalnız hissediyorum, kafa dengi bir kız arkadaşım olsaydı ortamın tadını çıkartsaydık diyorum. 27 yaşındayım. Genelde benden küçük kızlar karşıma çıkıyor. Küçük oldukları için anlaşamıyoruz, artık çok güzel olması yeterli değil maalesef.

Tabii aynı kafayı yaşabilmek çok başka bir şey…

Tabii aynen öyle, ben biraz da anlaşılması, idare edilmesi zor biriyim. Şu an kız arkadaşıma vakit ayırmak istesem, nasıl ayıracağım? Konserlerim var, sürekli bir yerlere gidiyoruz. Kıskançlık duygusu girecek devreye. Sorun etmem diyen de mutlaka edecektir.

Nasıl biri olmalı?
Kesinlikle bu duyguları aşmış biri olmalı. Önemli olan anlaşmak…
Konular Röportaj