İpek Açar: "Kayahan'ı sevdiğimden susuyorum"

Merhum Kayahan'ın eşi İpek Açar: "Kayahan’ı seviyorum ve bu yüzden susuyorum"

İpek Açar: "Kayahan'ı sevdiğimden susuyorum"
Sözcü'den Yüksel Şengül'ün röportajı...

- Kayahan gideli bugün bir yıl oldu.


Evet, bugün 3 Nisan Pazar… Hasretin yıldönümü… Afet Oldu Hasretin dedim şarkımda. Hakikaten öyle, hasret en zoru. Uzun yıllar geçirdik beraber, gönlüm bir 22 yıl daha birlikte olabilmeyi, kızımızın güzel günlerini beraber görebilmeyi çok arzu ederdi. Fakat hep dilimde, hep gönlümde, şükür sebebim. Çok güzel bir sevgi paylaştık, böyle bir sevgi yaşamadan mezun olanlar var hayattan.

- 29 Mart Salı akşamı doğum gününü sahnede kutladınız…

“İyiki doğdun Kayahan” konserimizde Nilüfer’le birlikte sahnedeydik. Arzum, Kayahan Bey’i doğum günlerinde anmaktır. İyiki doğmuş iyi ki hem şarkıları hem de fikirleriyle tüm Türkiye’nin kalbine dokunmuş. Yolu sevgiden geçenlerle yaşamını ve yaşama kattıklarını kutladık. Kayahan’ın dostu canım Nilüfer’e, emeği geçen herkese buradan teşekkür ederim.

- O gece Kayahan çok yakınınızdaydı mutlaka…

(Gözleri doluyor). İnanılmaz duygu dolu bir geceydi. Sahnedeyken ve şarkı söylerken, hele gözlerimi de kapatırsam, Kayahan yanımdaymış gibi geliyor. Günümüzün büyük bir bölümünü müzikle geçirirdik. Hayatımız müzikle içiçe geçen zamanlarla doluydu.

"O benim belli ki alınyazım oldu"

- Yıl, 1993… 17 yaşındasınız ve Kayahan’la tanışıyorsunuz… O günü hatırlıyor musunuz?

Elbette hatırlıyorum. Ben bir ses yarışmasında birinci gelmiştim ve sözleşme imzalamak için Raks firmasına gittiğimde Atilla Şereftuğ ile tanıştık. Beni Kayahan ile mutlaka tanıştırmak istediğini söyledi. Demek ki Kayahan benim alın yazım oldu. İyi ki de tanıştık, yaşadık.

- 6 yıl sonra evlendiniz.

İkimizin de kalbi artık aile olmak istiyordu. Biz bir bebeğimiz olmasını çok istediğimiz için 2 Ekim 1999’da evlendik. 28 Ağustos 2000 yılında Aslı Gönül hediyelerin en güzeli olarak hayatımıza katıldı. Allah tüm evlatları korusun inşallah. Başka bir sevgi hakikaten, tarifi zor annelik duygularını bir baba olarak aslında en güzel Kayahan dile getirdi. Benim söylediğim Cennet Kokulum şarkısını yazdığında kalbimin içine işlemişti sözleri: “Hiç kimse anne kadar sevemez ki / Bir tanem cennet kokulum benim …”

Stüdyoda söylerken en çok duygulandığım şarkılardan birisidir.

- “Ölümümden sonra” diye başlayan öğütleri, istekleri, dilekleri oldu mu hiç Kayahan’ın?

Sadece hastalık sürecinde değil tüm eşler gibi biz de iyiyi ve kötüyü konuşurduk zaman zaman. Çünkü kime ne olacağını Allah’tan başka kimse bilemez. Fikirlerimizi, duygu ve düşüncelerimizi paylaşırdık birbirimizle. Hep paylaştık.

KAYAHAN’IN ANISINA ZARAR VERİLMEMELİ

- Beste Hanım’la mahkemelik oldunuz…


Bu konuda hiçbir zaman, hiçbir yerde konuşmadım, konuşmayı da düşünmüyorum.

- Neden?

Benimle ilgili konuşuluyor, davalar açılıyor. Bu konu, ancak hukukla çözülebilecek bir konudur. Bana göre doğru olanın mahkeme sonuçlanıncaya kadar saygıyla susup beklemek olduğunu düşünüyorum. Bunun dışında yapılan her şey Kayahan’a ve saygınlığına ziyan vermekten öteye gitmez. Bu nedenle konuşmamak en iyisidir.

- Suskunluğunuzun nedeni sevgi mi?

Evet, Kayahan’ı seviyorum ve susuyorum ama kişilerin yaptıklarından ben sorumlu olamam. Bir de şu var, karşı tarafın bazı söylemleri Nilüfer Hanım’ı üzüyor. Sanki benden bir menfaati varmış da o yüzden yanımdaymış gibi bir gündem yaratılıyor. Ne benim ondan ne onun benden bir menfaati yoktur. Kayahan hayattayken 2015 yılının Şubat ayında şarkılar ile ilgili iki dost kendi aralarında bir sözleşme imzaladılar ve her şey o sözleşmeye göre yürüyor.
Konular Röportaj