Hakikat Değişmez, Değişene Hakikat Denmez!
İzdivaç programlarındaki sahte gelin-damatlar!
Eleştirmen Murat Tolga Şen, izdivaç programlarındaki gelin ve damat adaylarının onca zaman programa çıktığı halde nasıl kısmet bulamadığını sorguluyor.
MedyaRadar'dan Murat Tolga Şen'in yazısı...
Mahmut Tuncer, kendi programında imkanı olmayan çiftlere düğün yaparak onları evlendiriyor. İyi, ne güzel derken geçenlerde bu programa katılıp evlenen Suriye uyruklu bir kadın dolandırıcı çıktı! Kadın Türkiye’de bir sürü evlilik yapmış, evlendiği adamları da kimini 10 bin dolar, kimini 20 bin lira, adamın ne kadar parası varsa dolandırmış.
Hayat bazen sanatı taklit eder, sizin anlayacağınız Mahmut Tuncer’in programından Cem Yılmaz’ın Hokkabaz filmi çıktı!
Ama işte hayat filmler kadar naif değil, Mahmut Tuncer’in programında suçüstü yapılan sahte gelin tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elbette böyle bir şey yaşanmasını istemez ama Mahmut Tuncer de bu sayede iyi reklam yaptı!
Peki, gelelim asıl soruna ve soruya… Bu gelin sahte de diğer izdivaç programlarındakiler gerçek mi?
Evlenmek İsteyenin İzdivaç Programında Ne İşi Var?
Bu programlar ilk başladığında, ikinci baharını yaşamak isteyen yaşlı insanlarımızın kendilerine bir gönül arkadaşı aradığı yerlerdi. Bu insanların sosyal çevreleri ve eş bulma ihtimalleri kısıtlı olduğundan gayet sevimli bir sonuç çıkmıştı ortaya ama zamanla onlar gitti, onların yerine tuhaf tuhaf tipler geldi. Youtube'dan bulun izleyin 3-5 yıl önce yapılanları nasıl bir dejenere durum ortaya çıktığını göreceksiniz.
Kendine “mecaaalimmm varrrr” diyerek ortaya atıp dansözlük yapanından, Tarkan’ın benzeri bir damat adayını buralarda arayanlara kadar enteresan tiplerle dolu acayip şovlara dönüştü bu izdivaç çılgınlığı. Yabancılar bu işlere “freak Show” diyorlar. Televizyon seyircisi böyle tuhaf insanları izleyerek kendisini normal hissediyormuş. Aman, ne güzel!
Tabii böyle ragga, magga diye göbek atarken vakit geçiyor, güya evlenmek için oraya gelenler sosyal medya yıldızı oluyor, bir sürü firmayla reklam anlaşması yapıyor vs. ama kimsenin evlendiği yok. Koyun oraya “sadece 1 ay süreyle çıkabilir” şartı bakın kimse kalıyor mu, yine kalır meydan yaşlı tontonlara… Bu arada birkaç programda numunelik yaşlı çiftler var ama onlar da komedi malzemesi yapılmış. İnsanları rezil durumlara düşürüp bundan para kazanıyorlar, izdivaç programı dediğin işte bu!
Milliyet yazarı Ali Eyüboğlu da daha yeni bazı haklı sorular sormuş; “Madem kesilen onca para cezası caydırmıyor bunları, o zaman araştırın bakalım, bu programların müstakbel gelin ve damat adayları nerede kalıyor? Kaldıkları villanın kontratı kimin üzerine, kirayı kim ödüyor? Giderlerini nasıl karşılıyorlar? Yapımcılar onlara bu iş için para veriyor mu?” diyerek.
Ama şunu da biliyorum ki, TV seyircisi kandırıldığını ya biliyor ya da umurunda değil. RTÜK bu programları yasaklasa da izdivaç programı yayınlamak diye bir şey hiç olmasa bize kızarlar, “uğraşa uğraşa kapattırdınız” diye...
“Halkımız ne izlemek isterse onu yayınlıyoruz”. Kanal yöneticilerinin savunması da bu! Demek ki biz daha çukurun dibini göremedik. Bu izdivaç programlarından da kurtulmamız mümkün değil, yapanlar vicdana gelip bırakmazsa şayet!
MURAT TOLGA ŞEN / MEDYARADAR
Mahmut Tuncer, kendi programında imkanı olmayan çiftlere düğün yaparak onları evlendiriyor. İyi, ne güzel derken geçenlerde bu programa katılıp evlenen Suriye uyruklu bir kadın dolandırıcı çıktı! Kadın Türkiye’de bir sürü evlilik yapmış, evlendiği adamları da kimini 10 bin dolar, kimini 20 bin lira, adamın ne kadar parası varsa dolandırmış.
Hayat bazen sanatı taklit eder, sizin anlayacağınız Mahmut Tuncer’in programından Cem Yılmaz’ın Hokkabaz filmi çıktı!
Ama işte hayat filmler kadar naif değil, Mahmut Tuncer’in programında suçüstü yapılan sahte gelin tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elbette böyle bir şey yaşanmasını istemez ama Mahmut Tuncer de bu sayede iyi reklam yaptı!
Peki, gelelim asıl soruna ve soruya… Bu gelin sahte de diğer izdivaç programlarındakiler gerçek mi?
Evlenmek İsteyenin İzdivaç Programında Ne İşi Var?
Bu programlar ilk başladığında, ikinci baharını yaşamak isteyen yaşlı insanlarımızın kendilerine bir gönül arkadaşı aradığı yerlerdi. Bu insanların sosyal çevreleri ve eş bulma ihtimalleri kısıtlı olduğundan gayet sevimli bir sonuç çıkmıştı ortaya ama zamanla onlar gitti, onların yerine tuhaf tuhaf tipler geldi. Youtube'dan bulun izleyin 3-5 yıl önce yapılanları nasıl bir dejenere durum ortaya çıktığını göreceksiniz.
Kendine “mecaaalimmm varrrr” diyerek ortaya atıp dansözlük yapanından, Tarkan’ın benzeri bir damat adayını buralarda arayanlara kadar enteresan tiplerle dolu acayip şovlara dönüştü bu izdivaç çılgınlığı. Yabancılar bu işlere “freak Show” diyorlar. Televizyon seyircisi böyle tuhaf insanları izleyerek kendisini normal hissediyormuş. Aman, ne güzel!
Tabii böyle ragga, magga diye göbek atarken vakit geçiyor, güya evlenmek için oraya gelenler sosyal medya yıldızı oluyor, bir sürü firmayla reklam anlaşması yapıyor vs. ama kimsenin evlendiği yok. Koyun oraya “sadece 1 ay süreyle çıkabilir” şartı bakın kimse kalıyor mu, yine kalır meydan yaşlı tontonlara… Bu arada birkaç programda numunelik yaşlı çiftler var ama onlar da komedi malzemesi yapılmış. İnsanları rezil durumlara düşürüp bundan para kazanıyorlar, izdivaç programı dediğin işte bu!
Milliyet yazarı Ali Eyüboğlu da daha yeni bazı haklı sorular sormuş; “Madem kesilen onca para cezası caydırmıyor bunları, o zaman araştırın bakalım, bu programların müstakbel gelin ve damat adayları nerede kalıyor? Kaldıkları villanın kontratı kimin üzerine, kirayı kim ödüyor? Giderlerini nasıl karşılıyorlar? Yapımcılar onlara bu iş için para veriyor mu?” diyerek.
Ama şunu da biliyorum ki, TV seyircisi kandırıldığını ya biliyor ya da umurunda değil. RTÜK bu programları yasaklasa da izdivaç programı yayınlamak diye bir şey hiç olmasa bize kızarlar, “uğraşa uğraşa kapattırdınız” diye...
“Halkımız ne izlemek isterse onu yayınlıyoruz”. Kanal yöneticilerinin savunması da bu! Demek ki biz daha çukurun dibini göremedik. Bu izdivaç programlarından da kurtulmamız mümkün değil, yapanlar vicdana gelip bırakmazsa şayet!
MURAT TOLGA ŞEN / MEDYARADAR