İzmirli avukat yaşadığı dehşeti unutamıyor

İzmirli avukat Feride Karamıkoğlu, geçen 5 Ocak'ta İzmir Adliyesi'ndeki patlamada ölümden kıl payı döndü.

İzmirli avukat yaşadığı dehşeti unutamıyor
Yeni Asır'dan Metin Burmalı'nın haberine göre hain terör saldırısının gerçekleştiği gün adliyeye doğru ilerlerken yaşanan patlamada hafif şekilde yaralanan Karamıkoğlu, yaşadığı panik dakikalarında aklına sadece annesinin geldiğini ve şarjı bitmek üzere olan cep telefonuna sarılarak, 'Anne bana hakkını helal et' dediğini anlattı. O acı olaydan sonra aslında insan hayatının pamuk ipliğine bağlı olduğu gerçeği ile bir kez daha yüzleştiğini dile getiren Karamıkoğlu, "O günü tam olarak kelimelere dökemem ama o günden sonra psikolojim ve hayata bakış açım değişti. Maddi değerler ve söylemlerin altının çok daha boş olduğunu, küçük tatminler olduğunu anladım" dedi.

FETHİ ABİ'Yİ GÖRDÜM

Geçen 5 Ocak tarihinde İzmir Adliyesi'ndeki patlamada teröristlerle son mermisine kadar çatışmaya girip şehit düşen trafik polisi Fethi Sekin ile mübaşir Musa Can'ın hayatını kaybettiği hain terör saldırısında hafif şekilde yaralanan avukatlar arasında yer alan Feride Karamıkoğlu, o günden sonra 1,5-2 ay adliyeye adım bile atamadığını söyledi. Patlamanın yapıldığı kulübeye çok yakın bir mesafede olduğunu, korkunç sesi duyup başını çevirdiğinde yukarı doğru yükselen bir alev topu ve duman bulutu gördüğünü dile getiren Karamıkoğlu, "Patlama o kadar büyüktü ki, adliye yıkıldı. Adliyeden kimse çıkamaz ve bizi kurtaramaz hissine kapıldım. Adliye bitti benim için o an. Patlama olduktan 25-30 saniye sonra teröristler çıkıp silahla ateş etmeye başladı. Sonra Fethi abi çıktı. O hengamede düştüm ancak sonra kalkıp bankaya sığındım. İçeride yüzlerce insan var. Silahla tarayacaklar ve öldürecekler hissine kapıldım. Yani ölümü beklemek en zoruymuş. Bir trafik kazası geçirdiğinizde zaten canınız yanmıştır, bu olayda ise canınız acımıyor. Sağsınız koşabilirsiniz, kaçabilirsiniz ama kaçabilecek alanınız yok. Gelecekler ve öldürüleceğim. Yani ölümü beklemek en zoruymuş" diye konuştu.

EVDEN BİLE ÇIKAMADI

Babasının yıllar önce vefat etmesinden dolayı ilk aklına annesinin geldiğini, cep telefonundaki yüzde 2'lik şarjla ona sadece 'Anne bana hakkını helal et' diyebildiğini söyleyen Karamıkoğlu, "Hemen arayıp ondan helallik istedim. Hakkını helal et bana dedim. Olaydan sonra ise uzun süre psikolojik destek aldım. Çünkü tek başıma evden çıkamıyordum. Ya annem ya da arkadaşlarım oluyordu yanımda. Bu anlamda çok şanslıyım. Kız arkadaşlarım bir an için beni yalnız bırakmadı. İnsanlarla göz teması bile kuramıyordum. Psikoloğum sayesinde hepsinin üstesinden geldim. O günü tam olarak kelimelere dökemem ama o günden sonra psikolojim ve hayata bakış açım değişti. Hayatın pamuk ipliğine bağlı olduğunu ve bunun bir gerçek olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Mesleğiniz ve yaşantınız dışında sizi mutlu edecek ne var sorusunu sürekli kendinize soruyorsunuz. Neyden mutlu olabilirim? Yani artık ben şu kadar para kazandım şu evi alayım, şu arabayı alayım, şu da benim olsun, bu da benim olsun şeklinde söylemlerin aslında çok daha altının boş olduğunu, küçük tatminler olduğunu farkettim. Bu hayatta bir yemek yerken de çok pahalı bir kıyafet almak kadar keyifli olabileceğini anladım. Bu sebeple bu yaz sürekli Muğla Akyaka veya Selimiye'de tatil yaptım. Doğanın içinde olmak, yüzmek veya bir ağaca sarılmak... Bunlarda bir insanı çok mutlu edebiliyormuş. Kendime de olay gününden beri, yani 5 Ocak'tan beri istinasız hep şunu hatırlatıyorum. Şükret. Her gün kendine şükredecek bir sebep bul ve her gün bu hayatın pamuk ipliğine bağlı olduğunu hatırla" dedi.

'İYİ HAL İNDİRİMİ HERKESE UYGULANMASIN'

Feride Karamıkoğlu, "Ceza davalarına baktığımızda iyi hal indirimi gibi bir durum söz konusu. Her kravat takan, her düzgün giyinen, her masum bakışlı kişi çoğunlukla bu indirimden faydalanıyor. Hatta bunlar sanığa koğuş arkadaşları tarafından da tembihleniyor. Traş ol, masum bak, kafanı boynunu öne ey, hakime tatlı tatlı bak, pişman olduğunu belirt. Mesela görüyorsunuz kadın cinayetleri arttı. Buna benzer bir suç işleyen kişinin sırf bu taktiklerle iyi hal indirimleri aldığını görüyorsunuz. Bence bu anlamdaki ağır ceza davalarında bir psikoloğun da olması gerektiğini, iyi hal indiriminin ancak onun gözetiminde ve onun kararı doğrultusunda verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de sadece ağır ceza davaları için bu çok ütopik ama gerçekleşmeyecek bir şey değil" dedi.

KARARI DEĞİŞTİRİYORLAR

Hakimin olaya bakış açısını değiştirenin avukat olduğunu söyleyen Feride Karamıkoğlu, "Ceza davalarında hakim, davada savcının iddianamesini göre olayı değerlendiriyor. İddianamede suçun Türk Ceza Kanunu'ndaki yerine göre hazırlanıyor. Savcı iddianamede hangi maddeyi işaret etmiş ise hakim, ancak o iddianamedeki maddeye göre sizi yargılayabiliyor. Siz avukat olarak olayı iyi anlatıp, açıkladıysanız, başarılı bir avukatsanız o davada hakimin takdirini, olaya bakış açısını değiştirebilir ve en asgariden ceza aldırabilir hatta beraati sağlayabilirsiniz. Bu da meslekteki en büyük aldığım keyiflerden biri" diye konuştu.

"BABAM AVUKAT OLACAĞIMI SÖYLERDİ"

Eskişehir Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 2004 yılında mezun olan İzmirli Avukat Feride Karamıkoğlu, ailesinde hukukçudan çok öğretmen olduğunu hatta kendisinin de Öğretmen Lisesi'ni bitirdiğini söyledi. Küçük yaşlardan beri çok konuşkan ve hazır cevap olması nedeni ile babasının kendisine "Avukat kızım. Kesin bu kız avukat olacak" yakıştırması yaptığını belirten Karamıkoğlu, "Babam vefat etmeden önce hep ablama 'Sen öğretmen', bana da 'Sen avukat olacaksın' derdi. Çok şükür ablam öğretmen, ben avukat oldum. Babamın bizimle gurur duyduğunu düşünüyorum. Hakim ya da savcılık hiç düşünmedim. Kafamda sadece bu meslek vardı. Ablam benden iki yaş büyüktü ama düşünün ablam okulda bir tartışma yaşasa, hemen ben giderdim onu savunmaya. Küçük yaşlardan beri içimde bir haksızlığa gelememe dürtüsü vardı. Hatta halen yan masamda bir haksızlık olduğunu görsem kendimi tutamayıp, müdahale ettiğim bile oluyor. Herhalde tekrar dünyaya gelsem kesinlikle avukat olurum" diye konuştu.