Kadri Erçetingöz yazdı: "Fındık Hanım'ın düşündürdükleri"

"...Bulduğu her şeyi okuduğunu söyleyen Fındık Hanım, milyon dolarlık servetlerinin özlerini değiştiremediği-kendilerini geliştirmeye yetmediği bazı ünlü takımına adeta bir ders gibiydi."

Kadri Erçetingöz yazdı: "Fındık Hanım'ın düşündürdükleri"
Müge Anlı'nın 'Fındığı'

Sizlere canlı yayınlarda gelişen enteresan durumları sunmak adına elimizden geldiğince televizyon programlarını da takip etmeye çalışıyoruz.

Bildiğiniz üzere gelişen olumlu-olumsuz tüm olaylar hakkında kısa videolarıyla haberler yapıp sizleri ekranlardan da haberdar ediyoruz.

Yıllar sonra yeniden ele aldıkları 'Nazmiye Çam' cinayetiyle birlikte "Müge Anlı ile Tatlı Sert" programını dikkatle izliyorum.

Tüm gözlerin üzerinde olduğu Ahmet Çam konuşmamakta direndikçe tüm izleyicilerde olduğu gibi bende de büyük merak uyandırdı. Günler haftaları-haftalar ayları tamamladı ve ben Müge Anlı'nın canlı yayınını her gün ekrana gelen diğer tüm programlardan daha çok takip eder oldum.

Müge Anlı'nın programına gösterilen ilgi her gün istikrarla sürdürdüğü reyting başarısından da belli.

Türkiye çapında en sevilen programcılardan biri olan Müge Anlı bu hafta Moldova'dan kayıp kızını bulmaya gelen bir annenin öyküsünü izleyicisiyle buluşturdu.

Ailesiyle birlikte 2001 yılında Moldova'dan Ukrayna'ya giden Lilia Morari'nin kızı Nadejda Morari 'Eczaneye gidiyorum' diyerek ortadan kaybolmuş.

Anne Morari Rus kadınlarının yaşadıkları zorlukları anlatan ve 2011 yılında Antalya Lara'da çekilen; internetten izlediği bir belgeselde kızına çok benzeyen bir şahsı görerek bir umutla Moldova'dan Müge Anlı'nın yayınına geldi.

Müge Anlı'nın programı şu günlerde Moldova'dan da merakla izleniyor...

"Belki gelir diye ona her doğum gününde pasta yapıp bekliyorum" diyen gözü yaşlı anne Morari'nin acısını ve heyecanını hep birlikte paylaşırken Antalya'dan gelen her ihbarı değerlendirerek semt semt iz süren programın muhabiri Tuğçe Hanım'ı arayıp, "Ne yaptın bir gelişme var mı?" deme ihtiyacını hisseder durumdayız.

Programı izleyen kimi Antalyalılar da arabalarına atlayıp şu günlerde sokak sokak belgeselde görülen, bahsi geçen genç kadını aramakta...

Böylesi bir sevgi bağı oluşturan kaç program veya programcı oldu; doğrusu ben hatırlamıyorum.

Anlı'nın bu haftaki canlı yayınında heyecanla takip edilen bu olaylar cereyan ederken bugünkü yayına hiç görmediği annesini arayan Fındık Gökburun isminde genç bir hanım konuk oldu.

"Müge Anlı ile Tatlı Sert"in yüzlerce yayınına konuk olan onlarca kayıp yakınından herhangi birisiydi Fındık Hanım...

Müge Anlı'nın ilk sorusu ister istemez bu çok az duyulmuş enteresan ismi oldu.

"İlkokula başlayana kadar Funda diye biliyordum. Öğretmen ilk yoklamada Fındık ismini söylenince şaşırmıştım" diye yanıt verdi genç kadın...

'Şimdiye kadar bu ayrılığı hep babamın tarafından dinledim ama annemi de dinlemek istiyorum. Bir sebebi olmalı, mutlaka geçerli bir açıklaması vardır" diyerek başladı söze...

"Mutlaka o da beni görmek istiyordur" dediği annesinin ve teyzelerinin adını öğrenmişti. Telefon rehberleri, bilinmeyen numaralar servisi onu isim benzerliği olan başka kişilere yönlendirmişti.

"Beni seviyor mu merak ediyorum" dedi Fındık Hanım. Yıllarca onu kendisinden mahrum bırakan annesine hiç bir kızgınlığı yoktu. "Geçmişi telafi edemeyiz. Geçmişe müdahale etme şansımız yok" diyerek ekledi.

Genç yaşına rağmen olgunluğu, kurduğu cümleler Müge Anlı'nın dikkatini çekti. Genç kadına tahsilini sordu...

Ortaokula kadar okuyabilmiş, çok küçük bir yaşta evlenmişti. Yanında oturan eşi o an söze girdi "Ben tahsiline devam etmesini istiyorum..."

Fındık Hanım'ın bu sözlerin üzerine yanıtı "Bende isterim ama beş kızım var. Kendi derdime düşüp onları ihmal etmek istemem" oldu.

Bulduğu her şeyi okuduğunu söyleyen Fındık Hanım, milyon dolarlık servetlerinin özlerini değiştiremediği-kendilerini geliştirmeye yetmediği bazı ünlü takımına adeta bir ders gibiydi.

O özel bir ruh olarak doğmuştu, farklıydı ve bu farkı onu bu yüzlerce kez ekrana gelen canlı yayında 'herhangi bir kayıp yakını' olmaktan sıyırıyordu.

Annesinin tek bir fotoğrafına bile sahip olmadığını söylerken; yayın boyunca elini bir kez olsun bırakmadığı eşiyle birlikte zaman zaman geceleri gökyüzünü izlediğini ve annesinin simsiyah saçlarının arasında parlak yıldızlar kadar güzel bir yüze sahip olduğunu hayal ettiğinden bahsetti.

Fındık Hanım konuştukça hem Anlı'yı hem de izleyenleri şaşırttı ve büyük takdir topladı.

Kendini böylesi güzel yetiştirebilmiş bu genç hanım aşkla bağlı olduğunu söylediği ve her halinden beyefendilik akan bir eşe sahip.

"Allah eşim gibi bir hazine verdi. Sonra da beş tane hazinenin anahtarını verdi" diyen Fındık Hanım bugünkü yayında annesinin fotoğrafını ilk kez gördü.

Büyük ihtimalle yarın özlemle beklediği annesine kavuşacak...

"Eşimin ailesi; tırtılın kelebek olması için onu kozayla sardığı gibi beni sarıp-sarmaladı" diyen bu mutlu olabilmeyi başarabilmiş genç kadının aile fotoğrafı annesi ve varlığından yeni haberdar olduğu erkek kardeşiyle birlikte tamamlanacak ve inşallah ömrü boyunca mutlu olmaya devam edecek.

Hayalleri gerçeğe döndüren "Müge Anlı ile Tatlı Sert" son günlerde 'Sevgi izi' isimli çok önemli bir kampanyayı da başlattı ve bu sayede geçtiğimiz günlerde ilk kayıp bulundu. (Bilgi için tıklayınız...)

Sadece eleştirmeye ve yermeye endeksli kalemler, yorumcular-sosyal medya tutkunları artık biraz da gelişen bu gibi güzelliklere kulak kabartıp destek vermeye ve takdir etmeyi öğrenmeye başlasalar hiç fena olmaz.

Kadri ERÇETİNGÖZ / [email protected]