Kahraman Tazeoğlu: "Şaire şiir yazmak zor"

Kitap çıkalı henüz bir hafta olmasına rağmen yine çok satanlar da zirvede....

Kahraman Tazeoğlu: "Şaire şiir yazmak zor"
Akşam'dan Aysun Yıldız Güngör'ün röportajı...

Son romanınız “Aşkla Kal” 6 Ocakta çıktı hayırlı olsun. Bu romanınızın diğer romanlarınızdan ayıran özelliği var mı?


Teşekkür ederim. Var tabii. Türk Edebiyatı’nda profesyonel bir dalgıçla ilgili herhangi bir roman yazılmadı bildiğim kadarıyla. Bu konuda üretilmiş çok fazla film de yok.

Kitabı henüz okumayanlar için biraz tüyo verebilir misiniz?

Romanda gerçek kişiler de var. Bunlardan biri Dünya Serbest Dalış Rekortmeni Şahika Ercümen. Zaten ana karakter Derya, Ercümen’nin kırmış olduğu 91 metrelik rekoru geçmeye çalışıyor. Fakat her şey istediği gibi gitmiyor. Aşk acısıyla perçinlenen duyguları onu hiç tahmin etmediği bir başka aşka itiyor ve olaylar gelişiyor.

Bir cümleyle kitabı nasıl anlatırsınız?

O halde kitabımdaki bir cümleyle bitireyim. “Bazıları sonsuz sever.” Aşkla Kal’ın…

FAKİR BİR AİLEYDİK

Peki, gelelim size. Nasıl başladı yolcuğunuz?


Yolcuğum, 1969 yılının ağustos ayında başladı ve 47 yıldır devam ediyor.

Nasıl bir aile, nasıl bir çocukluğunuz vardı?

7 Çocuklu, fakir bir aileydik. Kardeşler arasında en farklı olan bendim. Diğerlerine nazaran biraz daha içine kapanık,sokaklarda oynamak yerine evde kitap okumayı tercih eden ama en çok da boyundan büyük hayaller kuran bir çocuk.

Yazmaya ne zaman başladınız?

17 yaşında yaşamış olduğum karşılıksız bir aşk sonrası duygularımı ifade edebilmek için yazmaya başladım. Dolayısıyla ilk yazılarım 1986 yılında yazıldı. Bunlar, kendime sakladığım şiirlerimdi.

Radyo ne zaman girdi hayatınıza?

1993 yılında özel radyoların kurulmasıyla birlikte ilk programımı yerel bir radyo olan Kadıköy FM’de yapmaya başladım.Yaptığım program bir şiir programıydı. Usta şairlerin şiirlerinin yanı sıra, kendi şiirlerimide okuyordum. Yazmak hevesi o yıllarda da devam ediyordu.

OKUTMAYI BİLECEKSİNİZ

Bu kadar seri kitap çıkartabilmenizin sırrı nedir?


Aslında ben de her yazar gibi genelde yılda bir kitap çıkarıyorum. Sadece üç–dört yılda bir, ara kitap dediğimiz kitaplar yazıyorum. Dolayısıyla o yıla iki kitap sığmış oluyor.

Her yıl çok satanlar listesinde olmanız nasıl bir his?

Gurur veren güzel bir his; aynı zamanda sorumluluğumu da arttıran bir his.

Çok satan yazar olmanın bir formülü var mı?

Evet. Yazmaktan ziyade okutmasını bileceksiniz.

Nasıl bir kitle sizin okuyucunuz?

Kitap okuyan herkes için yazıyorum. Fakat; ağırlıklı olarak gençler beni okuyor. Çok fazla medyada görünmediğim için tanımayan hiç tanımıyor, tanıyan çok iyi tanıyor. Bir kitabımı okuyan, hiçbir zaman tek kitapla kalmıyor, bütün kitaplarımı okuyor.

Peki, her yerde paylaşılan, eski sevgiliye laflar sokulan sözleri hangi kafayla yazıyorsunuz?

Temelinde kendi yaşadıklarım yatıyor. Yazdığım her kitap kendimden bir parça aslında. Bu romanların, öykülerin içinde aşk da var, ayrılık da. Okurlarımın o anki ruh durumuna hangisi hitap ediyorsa onu alıp paylaşıyorlar. Onların sözsüzlüklerine söz oluyorum.

KENDİME HAS DÜNYAM VAR

Esrarengiz, hüzünlü ve yazdıklarınıza bakılırsa romantik birisiniz. 
Gerçek hayatta öyle mi?

Kelimenin tam anlamıyla bu saydıklarınızım. Ama bu asla ukalalık olarak algılanmamalı. İçinde olmayı tercih ettiğim, kendime has bir dünyam var ve kimsenin girmesine izin vermiyorum.

Sizin hayat felsefenizi açıklayan sözünüz nedir?

Hayat olduğu gibidir, olması gerektiği gibi değil.

İlişkilerinizi nasıl yaşarsınız. Sevgilinize her gün bir şiir yazar mısınız?

Sevgililerime şiir yazarım ama bundan onların haberi olmaz. Belki çok sonra bir kitabımı okuyorlarken içlerinden “Hmm bu bana yazılmış” diyor olabilirler. Çünkü yıllar önce şiir yazıp verdiğim her sevgili beni terk etti.

Nasıl bir âşıksınızdır?

Erkek olmama rağmen bir kadın hassasiyeti, inceliği, naifliğiyle severim. Hatta zaman zaman bu kadar ince sevdiğim için eleştirilirim. Bir keresinde bir sevgilim beni “Benim sevmem gerektiği gibi beni seviyorsun, ama ben seni öyle sevemiyorum.” diyerek terk etti.

Aşkı nasıl tanımlıyorsunuz?

Aşk sanmaktır. Onu gerçeğeçevirmek kişilerin elindedir.

Kimilerine göre aşk, akıl hastalığıdır. Katılıyor musunuz?

Hiç katılmıyorum. Çünkü aşkın kendi içinde bir bilinci vardır ve âşık olanlar bu bilinçle hareket ederler. Tek fark bu bilincin ne olduğunu bilmezler.Kadınlar kendilerine şiir yazılmasından etkilenir.

Erkeklere yazılsa hoşlarına gider mi?

Elbette gider. Ama bir şaire şiir yazmak cahil cesaretidir. Bu yüzden şair bir sevgiliye şiir yazacak olanların iki kere düşünmesi gerekir.

Hadi bize de bir şiir yazın.

Keşke “Hadi bir şiir yaz” dendiğinde şiir yazmayı becerebilseydim. Şiir insanın kendini didikleme öyküsüdür ve bunu ben hep yalnız zamanlarımda yaparım. Şiir yazmadan önce yalnızlığa ihtiyacım olur. Bu yüzden size bir şiir yazamayacağım. Ama bir şiirinizin olmasını çok isterdim. Şiiri olmayan her insan biraz eksiktir...