Keşanlı Ali'nin kabadayıları konuştu
“Keşanlı Ali Destanı” dizisinin iki düşman kabadayısı; Teke Kazım ve Manyak Cafer’i bir araya getirdik. Kabadayıları canlandıran Ayberk Pekcan ve Turgut Tunçalp ile rollerini ve dizi çekimlerinin nasıl gittiğini anlattı.
Tiyatrolarda yıllardır sahnelenen “Keşanlı Ali Destanı”
dizi oldu. Peki siz oyunu daha önce izlemiş
miydiniz?
Ayberk Pekcan: Güzel sanatlar fakültesinden tiyatro mezunuyum.
“Keşanlı Ali Destanı” da bildiğim bir oyundu. Ancak profesyonel bir
ekipten izlemedim açıkçası.
Turgut Tunçalp: Oyunu izlemeyen hemen hemen hiç yoktur
herhalde.
Dizinin kabadayıları Teke Kazım ve Manyak Cafer’i
canlandırıyorsunuz. Rollerinizden kısaca bahseder
misiniz?
Ayberk Pekcan: Ben Teke Kazım’ım. Teke Kazım, aklıselim ve sevecen
bir kabadayı. Teke lakabını ise inatçılığından alıyor. Daha önceki
dizilerimde de kabadayıyı canlandırdığım için bu karakteri oynarken
zorlanmadım.
Turgut Tunçalp: Ben Manyak Cafer’i oynuyorum. Adı üstünde manyak.
Sakin sakin dururken birden adamın koluna bıçak saplayabiliyor.
Aşağı mahalleyi ben, yukarı mahalleyi Teke Kazım alıyor.
Aranızda nasıl bir sürtüşme
var?
Turgut Tunçalp: Aslında çok fazla bir sürtüşme yok. Belirli bir
zamana kadar birlikte bir düzende ilerlemişler. Benim adamım Sipsi,
Zilha’ya aşık olduğu için haraçlarımı toplarken Çamur İhsan’dan az
para alıyor. Tam parayı bana getiriyor. Paranın devamını nerede
olduğunu sorunca “Teke aldı” diyor. Sonra benim mahallemden haraç
aldığı için camları indiriyorum.
Ayberk Pekcan: Teke sonrasında Manyak Cafer’i meydanda yüzleşmeye
çağırıyor. Orada kavgaya tutuşuyorlar.
MASAL GİBİ DİZİ YAPIYORUZ
Teke Kazım’ın Karadenizli karısı Fadime, Manyak Cafer’in ise yanık
olduğu Ayfer var. Kabadayıların aşk hayatları nasıl
gidiyor?
Ayberk Pekcan: Teke Kazım, karısından korkuyor. Dışarıda kaplan,
evde kedi diyebileceğimiz bir adam. Fadime tipik Karadeniz kadını
ve onlara has dominant tarafı var.
Turgut Tunçalp: Dizi boyunca Manyak Cafer’in tek güldüğü anlar,
Ayfer’in yanında olduğu anlar.
Dizi ilk bölümüyle zirveye oturdu. Siz ilk bölümü nasıl
buldunuz?
Ayberk Pekcan: Son derece samimi bir iş oldu. Türkiye’de daha önce
bu konsepte bir iş yapılmadı. Senaryomuz Özen Yula yazıyor,
yönetmenimiz ise Çağan Irmak. Tiyatro metinlerinin televizyona
aktarılması güç bir şeydir. Ama Çağan Irmak, çok iyi bir yönetmen
olduğu için başarılı bir şekilde aktardı. Daha önceki işlerimde
kendimi izlerken hata arardım ama oyuncu performansları da gayet
iyi. Çağan masal anlatıyor, masal gibi bir dizi yapıyoruz biz.
Turgut Tunçalp: Ben nasıl olacağını kestiremiyordum. Ama
izlediğimde olmuş dedim. Senaristlerimizin başarısını yadsımamak
gerekiyor.
BANKADA DA ELLERİMİ SAKLADIM
Birlikte çalışırken nasılsınızdır?
Turgut Tunçalp: Ben manyağım, o daha akıllı. Çekim esnasında Ayberk
Abi çok ağır. Ben arada gevşiyorum “sakin ol” diyor. Karşılıklı
sahnelerde çok keyif alıyorum.
Ayberk Pekcan: Turgut ile çalıştığım için çok memnunum. İnsan
olarak yeni tanıştığımız halde çok sevdim. Tüm ekiple ilişkimiz
böyle.
Sette en çok güldüğünüz anlar hangileri?
Ayberk Pekcan: İleriki bölümlerde güleceğiniz çok sahne var. Ama
biz set dışında ellerimize sürülen boyalar yüzünden çok güldüğümüz
anlar oldu. Detaylara önem veren bir setimiz olduğu için
Sineklidağ’ın kirini, bakımsızlığını ellerimizle de göstermemiz
gerekiyor. Setten çıkınca kolay çıkmadığı için geçenlerde bir
fatura ödemek için gittiğim bankada, banka memurunu elime baktığını
düşünüp bir anda çektim. Bir anda açıklama yaparken buldum
kendimi.
BURADA OYNAMAYANI DÖVERLER
Dizi için iki buçuk ayda Sineklidağ mahallesi yaratıldı. Sete ilk
gittiğinizde neler hissettiniz?
Ayberk Pekcan: Hakan Yarkın’ın dekoru oyunculuğumuzun üzerinde çok
etkili oldu.
Turgut Tunçalp: İlk sahneye girdiğimde, “Burada oynamayanı
döverler” dedim. Çünkü bu mekanda oynamamanızın imkanı yok.
Sineklidağ nasıl bir yer gözünüzde?
Turgut Tunçalp: Zengin olup parasını kaybeden bir aile de var,
Gaziantep’ten de Makedonya’dan da gelen, Rize’den Trabzon’dan gelen
de var. Senelerdir orada oldukları için o kadar iç içe girmişler ki
konuşmalar ve yaşam tarzları değişmiş. Sineklidağ’ın kendine has
bir dili ve tarzı ortaya çıkmış.
Ayberk Pekcan: Sineklidağ büyük şehre çok yakın bir gecekondu
semtti. Burada birçok yöreden gelmiş göçmen uzun yıllardır bir
arada yaşıyor. Sineklidağ, tam bir Türkiye mozaiği.
Sinem Vural