Keskin Kalem yazdı: "Hürriyet Gazetesi PR'cı eşlere mi teslim?"

"...Aslında bu yeni değil oldukça eski bir durum. Ertuğrul Özkök'ün genel yayın yönetmeni olduğu dönemlerden beri süregelen bir vaka..."

Keskin Kalem yazdı: "Hürriyet Gazetesi PR'cı eşlere mi teslim?"
MedyaRadar'dan Keskin Kalem'in yazısı...

Son dönemde Hürriyet gazetesinde üst düzey ve birim müdürü ya da çalışanların eşlerinin işleri çok konuşuluyor.

Aslında bu yeni değil oldukça eski bir durum. Ertuğrul Özkök'ün genel yayın yönetmeni olduğu dönemlerden beri süregelen bir vaka...

Nasıl mı? Özkök'ün o dönem kızı ile evli olan Ercan Saatçi yani Ertuğrul Özkök'ün damadı, bir PR şirketine ortak oldu.

Saatçi'nin müşterilerinin röportajları ve haberleri Hürriyet'te çarşaf çarşaf yer aldı.

Hatta medya satın alma ajanslarına Hürriyet'e fiyat verdirmiyorlar ve kendisi müşteri diye alıyordu.

Hürriyet magazin müdürü Selim Akçin'in eski eşi de Deep İletişim'in sahibi malumunuz. Aynı durum Selim beyler için de geçerliydi. Bedava gezilerle PR ajansının müşterilerine yer verildi.

Hatta bunu İzzet Çapa defalarca yazdı köşesinde..

Keskin Kalem yazdı: "Hürriyet Gazetesi PR'cı eşlere mi teslim?"

Hürriyet'teki en son bomba ise ekonomi müdürü ile ilgili. Hürriyet ekonomi müdürü Sefer Levent'in eşi Belgin Bayır Levent de bir PR şirketine ortak oldu.

Hürriyet'te ve Doğan grubunda gazeteciliğe akçeli işleri bulaştırma konusundaki  gelenek müthiş...

Kuşaktan kuşağa geçecek sanki... 

Şimdi efendim bu bayan Levent bu durumu sosyal medya hesabından da duyurdu.

Bu da tarihi tekerrür ettirdi. Yani, Sefer Levent'in eşinin müşterileri, Hürriyet gazetesinde bol bol yer almaya başladı.

Haberleri amiral gemisi diye adlandırılan Hürriyet'in en önemli sayfalarında çarşaf çarşaf yapılıyor.

Patronunuzun bu durumdan haberi var mı acaba bilmiyorum. Yoksa yöneticilerinizin başka işlerini hallediyorsunuz da sizin bu yaptıklarınıza göz mü yumuyorlar. Bilemem... 

Keskin Kalem yazdı: "Hürriyet Gazetesi PR'cı eşlere mi teslim?" - Resim : 2

Hürriyet okur temsilcisi namuslu gazeteci Faruk Bildirici de artık duruma isyan etti. Her gün yazıyor.

Bildirici bir gün köşesinden aynen şu ifadeleri yazdı: "Doğan Grubu Yazılı Medya İlkeleri’nde ‘davetle gidildiğinin yazıda yer alması zorunluluğu’ bulunmasının nedeni, gazeteciye objektif davranması gerektiğinin hatırlatılması aslında. Bu ilkenin ikinci nedeni de okurun, o yazıyı ‘geziye davet edilmiş bir gazetecinin kaleme aldığını’ bilerek okuması. Başka bir deyişle, okur, “Bu bir davet gazeteciliği ürünüdür” denilerek, haber veya yazıdaki tanıtım unsurlarına karşı uyarılmış oluyor.

Hürriyet’te bu ilkenin uygulanmasının, ‘davet gazeteciliği’nin sakıncalarını ortadan kaldırdığı söylenebilir mi? Hayır. Ama ‘davet gazeteciliği’ sorununun Hürriyet ile sınırlı olmadığı da açık. Zaten bu yazıyı, ‘davet gazeteciliği’nin Türkiye medyasında giderek daha da ağırlık kazandığı gözlemlerime dayanarak yazdım. Bütün medya kuruluşları artık başkasını suçlama kolaycılığına sapmadan önlem almak zorunda. Görmezden gelinecek noktayı çoktan aştı.

DAVET gezilerinin sonuçlarıyla ilgili fikir vermesi bakımından uluslararası bir kruvaziyer şirketiyle ilgili Hürriyet’te çıkan ‘davet’ haberlerini inceledim. Tabii bir de gezi öncesi yazılanlar var ama onları saymadım. Bu şirketin turlarının tanıtımı için son 1.5 yıl içinde Hürriyet’ten farklı servislerden üç yazar ve bir muhabir, Atina, Miami ve Uzakdoğu gezilerine davet edilmiş; her biri yarım sayfa olmak üzere tam beş haber yayınlanmış bu şirketle ilgili. Hepsi de o şirketin gemi turlarının tanıtımı niteliğinde. Nitekim davetler yoluyla beş kez geniş ‘haber’ yayınlatan bu şirket, Hürriyet’e hiç reklam vermemiş. Bu da haber görünümlü o metinlerin reklamdan daha etkili olduğunun ve ayrıca reklam vermeye gerek bırakmadığının kanıtı olsa gerek..."

MEDYARADAR'DAN KESKİN KALEM'İN BUGÜNKÜ YAZILARININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ!..