Kırgın Çiçekler'in Meral'i: "Rolümün etkisinde kalmıyorum"

Yetimhane kızlarının yaşadığı zorlu hayatı anlatan ‘Kırgın Çiçekler’de Meral’i canlandıran Aleyna Solaker, karakterinin etkisi altında kalmadığını söyledi. Oyuncu, “Dizide hem ağlıyoruz hem de gülüyoruz” dedi.

Kırgın Çiçekler'in Meral'i: "Rolümün etkisinde kalmıyorum"
Milliyet'ten Senem Aydın'ın röportajı...

- ‘Kırgın Çiçekler’ yeni sezonda da en çok izlenen diziler arasında yer alıyor. Başarısını neye bağlıyorsunuz?


Bu bir ekip başarısı. Uyum ve ciddiyet içerisinde çalışıyoruz. Herkes işini yapınca ve doğru senaryo gelince, ortaya başarılı bir proje çıkıyor. Sette eğleniyoruz. Yönetmenimiz Serkan Birinci, bize çok emek harcıyor. Başarımızın arkasında, yönetmenimizin desteğini de unutmamak lazım. ‘Kırgın Çiçekler’, uzun süre devam eder diye düşünüyorum.

- Dizide gözyaşı dinmiyor. Bu durum sizi yoruyor mu?

Bunun başlıca nedeni, yetimhane kızlarının yaşadığı zorlu hayatlar ve şanssızlıkların anlatılması ama dizimizde komedi de var. Hem ağlıyoruz hem de gülüyoruz. Yani dengeli gidiyoruz.

- Canlandırdığınız Meral yetimhanede, zorluklarla büyüyen bir kız. Rol için psikolojik destek alıyor musunuz?

Yok, öyle bir destek almıyorum ve gerek de görmüyorum. Ortada bana biçilen bir karakter var, en iyi şekilde oynadığıma inanıyorum. Rolümün etkisinde kalmıyorum. Setten sonra normal yaşantıma rahatlıkla dönüyorum. Ayrıca Meral’i çok seviyorum.

- Dizide şarkı da söylüyorsunuz. Kutsi ve Linet’le düet yaptınız. Geri dönüşü nasıl oldu?

Gerek Kutsi gerekse Linet’le gerçekleştirdiğim düetler, tahminimden daha çok ses getirdi ve beğenildi. Meral eğlenceli bir tip, ağlıyor, şarkı söylüyor ve güldürüyor.

- Şarkıcılık mı daha ağır basıyor yoksa oyunculuk mu?

Tabii ki oyunculuk. Hedeflerim arasında şarkıcılık yok. Rolüm neyi gerektiriyorsa, onu sahneliyorum. Bunu yaparken de başarılı olmak mutlu ediyor.

- Hedefleriniz neler?

Oyunculukta çıkabileceğim en yüksek seviyeye çıkmak isterim. Bana verilen fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. ‘Kırgın Çiçekler’, bana çok şey kattı. Oyunculuk anlamında geliştirdi. Bana bu fırsatı veren NTC Medya’ya ve yönetmenim Serkan Birinci’ye teşekkür etmek isterim. Onların tercihi olmasaydı, bugün burada olamazdım.

‘Babam bana hep güvendi’

- Küçük yaşlarda oyunculuğa başlamışsınız. Avantajları ya da dezavantajları neler oldu?

Oyunculuğa ‘Kuş Dili’ dizisiyle, altı yaşımda başladım. Rahmetli Osman Yağmurdereli teşvik etti. Müjde Ar’ın küçük kızını canlandırdım. Sonra da arkası geldi. Eğitimin önemli olduğuna inananlardanım, onun için Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi’nde sinema ve tiyatro okudum. Bu, oyunculuk alanında daha fazla tecrübe sahibi olmamamı sağladı.

- Babanız magazin dünyasının usta gazetecilerinden. Sektöre dair neler öğütledi? Tavsiyeleri oldu mu?

Babam (Hakan Solaker), sektörü çok iyi bildiği için nasıl davranmam gerektiğini öğretti. Ama işime hiç karışmadı. Beni, menajerim Tümay Özokur’a teslim etti ve hep güvendi. Babamdan hâlâ öğütler alıyorum. Onunla baba-kızdan çok, arkadaş gibiyiz. Her şeyi konuşur ve tartışırım. Babam da bana her konuda çok güvenir.

‘Lolita olarak anılmak hoşuma gidiyor’

- ‘Türkiye’nin yeni lolitası’ olarak anılmak ne hissettiriyor?

Tabii ki çok hoşuma gidiyor. Ayrıca bir sorumluluk da yüklüyor. İşinizde hep başarılı olmalısınız ve sizi sevenleri hayal kırıklığına uğratmamalısınız.

- Mankenlik ne oldu?

Bir dönem yaptığım mankenliği çok seviyordum. Ama uzun süredir podyuma çıkamıyorum. Çünkü işim çok yoğun. İleride ne olur bilemem. Yardım defilelerinde olmak ve Türkiye’nin ünlü modacılarıyla çalışmak isterim. Tabii birinci tercihim, oyunculuk ve öyle de devam edecek.

- Eğitiminize devam ediyor musunuz?

Okulumu maalesef dondurdum. Çünkü haftanın beş gününü sette ve çok yoğun geçiriyorum. Evle set arasında gidip, geliyorum. Çekimim  olmadığı zamanlarda dinlenip, arkadaşlarımla vakit geçirmeyi tercih ediyorum.
Konular Röportaj