Koca Yusuf'un bilinmeyenleri
Amerikalı bir güreş yorumcusunun tarihe düştüğü not çok önemlidir, 'Eğer Koca Yusuf, Okyanus'un derinliklerinde yatıyorsa, kesinlikle yüzükoyun yatıyordur.'
Koca Yusuf, duruşu, mertliği, güreşteki acı kuvveti ve ustalığı ve tabii ki, genç denecek yaşta Okyanus'ta boğulması ile her zaman ilgi odağı olmuştur. Kırkpınar haftasındayız Bilindiği gibi Edirne'de, yurt içi ve yurt dışında birçok efsane pehlivanın mezarı başında dualar edilir. Ancak Koca Yusuf'un yeryüzünde bir mezarı yok. Varsa da bilinmiyor Efsane pehlivanı çok kişi kaleme aldı. Herkes farklı yönlerden baktı. Eldeki belgeler ışığında ve yazılıp çizilenlerle bir de biz anlatalım dedik: Koca Yusuf henüz 16 yaşında genç bir pehlivan iken ortalıkta tam bir Kel Aliço fırtınası vardı. 56 yaşına kadar saray başpehlivanı olan Aliço 26 yıl Kırkpınar Başpehlivanı olarak kırılması güç bir rekora imza attı. Çırağı ise Adalı Halil'di... Devrin birçok ünlü pehlivanı vardı: Hergeleci İbrahim, Çolak Mümin, Filipeli Kara Ahmet, Kurtdereli Mehmet Pehlivan, Filiz Nurullah, Kara Ahmet, Katrancı Mehmet, Makarnacı gibi Bunlara bir de Koca Yusuf eklendi. Ancak Yusuf, acı kuvveti ve güreş zekâsı ile yaşıtlarını bir bir aradan çıkarıp genç yaşında Kel Aliço'nun karşısına dikilmişti. Uzun süren bir güreş sonrası açık düşürdü Kel Aliço'yu. Yılların Aliço'su, Yusuf'un kispetine vurarak yenildiğini kabul etmişti. Koca Yusuf, Usta henüz yeterince açık düşmedin tarzında itiraz edince de, Aliço da ancak bu kadar açık düşer cevabını vermişti.
Koca Yusuf o zamanki Osmanlı İmparatorluğu sınırlarında yalnızca Çolak Mümin'e yenik sayıldı. Yusuf, Çolak Mümin'i fazla ciddiye almamış, gafil avlanmıştı. Ancak göbeği gökyüzünü görmemiş, hafif yan düşmüştü. Hakem Kel Aliço idi ve 'Yusuf'u da yenen bulunur' hesabı, hemen Çolak Mümin'in elini havaya kaldırdı. Yusuf da buna itiraz etmedi.
Koca Yusuf'u unutmayan köylüleri, Bulgarların işine gelmese de efsane pehlivana bir anıt mezar yaptırdı. Köylüler, bu anıtı çevreleyen demirlerin içine de Koca Yusuf'un idman yaptığı 450 kiloluk taşı yerleştirdiler.
AVRUPA YOLCULUĞU BAŞLIYOR
Koca Yusuf'un
1894-97'lı yılların ortalarında Avrupa seyahati vardır. Paris
sosyetesi güreşe büyük önem vermektedir. Yusuf, Avrupa'da 3
yıl güreşti ve bu güreşlerde devrin en güçlü pehlivanları Olsen,
Panns, Fournier, Raul, Gambier, Antonio Pierri ve Tom Cannon'u
yenerek ününe ün kattı. Paris'te yaptığı tüm güreşleri kazanınca,
organizatörler, Bir Türk'ü ancak başka bir Türk yenebilir
düşüncesiyle Hergeleci İbrahim'i çıkardı Yusuf'un karşısına. Bu
güreş, Hergeleci'nin ağzından ve burnundan kan gelmesiyle son
buldu. Zira, Hergeleci, Yusuf'un paçasını kapınca, Yusuf da
kendisine boyunduruğu vurmuştu.
İzleyiciler, Pehlivanı boğuyor diye mindere fırladı ve güreş
yarıda kalmıştı.
ALİ'NİN MAÇ YAPTIĞI SALONDA
Gerek Osmanlı
sınırlarında gerekse Avrupa'da katıldığı tüm güreşlerde yenmedik
rakip bırakmayan Müthiş Türk Koca Yusuf'un Amerika yolculuğu da
bundan sonra başladı. Bu yolculuk başladığında tarihler 21 Mayıs
1898'i gösteriyordu. Güreş yapılacak yer, bütün zamanların en büyük
boksörü olarak kabul edilen Muhammed Ali'nin maçlarını yaptığı ünlü
Madison Suquare Garden Salonu'ydu. Koca Yusuf serbest değil,
grekoromen tarzında güreşecekti. Kendisine grekoromen güreşi
öğretmesi için hoca tuttular ve bu çalışma da yaklaşık 2 ay sürdü.
Suquare Garden'de dünyanın en güçlü pehlivanlarının kapışma tarihi
gelmişti.
Koca Yusuf bu güreşlerde karşısına çıkan rakipleri bir bir yendi.
Her birinin sırtını kısa sürede mindere yapıştıran Koca Yusuf
şampiyon olmuş, büyük paralar da kazanmıştı. Ve artık aylarca ayrı
kaldığı memleketine, eşine, çocuklarına kavuşmak istiyordu. Bu
amaçla bilet aldı La Bourgogne isimli transatlantiğe
SON GÜREŞİ OKYANUSLARLA
Koca
Yusuf, Fransız bandıralı La Bourgogne isimli transatlantikle
Amerika'dan ayrıldığında tarihler 21 Mayıs 1898'i gösteriyordu.
Yoğun bir sis vardı ve gemi kaptanı ezbere bir güzergâh takip
ediyordu. Azor Adaları yakınlarında Koca Yusuf'un içinde bulunduğu
gemi büyük bir hız ve gürültü ile Fransız bandıralı Cromartyshire
adlı şileple çarpıştı. Atlas Okyanusu'nun üzerinde korkunç bir can
pazarı yaşanmaya başladı.
Gemi batmadan filikalar indirildi suya
Koca Yusuf güçlüydü,
yüzmeyi de iyi biliyordu. Bunun için birçok kişiyi taşıdı
filikalara
Kendisi yorgun düştü fakat bir başka kadtını kurtarmak
için filikadan ayrıldığında bir baktı ki, okyanusta yalnız. Çok
uğraştı, yetişemedi filikaya. Bu kazada tam 670 yolcu
boğuldu, 41 yolcu kurtuldu. Boğulanlardan biri de Koca
Yusuf'tu
Ancak, gemi personelinden ölen hiç kimse olmadı. Kaza sonrası
Amerikan basınında yazılanlar bizim açımızdan tabii ki, çok
önemliydi. Çünkü Koca Yusuf'un güreşlerine büyük yer veren Amerikan
basını, gemi kazasında yine ona özel bir yer ayırmıştı. Bir
Amerikalı güreş yorumcusu şöyle tamamlıyordu makalesini:
Eğer Koca Yusuf, Okyanus'un derinliklerinde yatıyorsa, kesinlikle
yüzükoyun yatıyordur. Çünkü sağlığında onun sırtını kimse yere
getirememişti. Okyanuslar da getirememiştir...
Evet
İşte, Türk gibi kuvvetli sözünün Avrupalıların beynine
adeta kazınmasında başrol oynayan Koca Yusuf'un hikâyesi böyle.
Gemiden kurtulan 41 kişinin içinde bulunan bir Fransız yaşlı kadın,
Beni ve birçok kişiyi güçlü, kuvvetli ve bıyıklı bir adam filikaya
taşıdı. Ancak kendisini filika batacak diye almadılar ve orada
bıraktılar diye demeç verdi. Olaydan birkaç gün sonra Azor Adaları
kıyısına birçok insan cesedi vurdu. Ada Papazının anlatımına göre,
içlerinde oldukça yapılı ve bıyıklı bir cesedin bulunduğu ve
kimsesizler mezarlığına gömüldüğü yazıldı.
Kırkpınar'da güreşen bütün efsane pehlivanların bir mezarı, bir
mezar taşı var ancak bir tek mezarı olmayan da Koca Yusuf. 652.
Kırkpınar Yağlı Güreşleri vesilesi ile ahirete intikal etmiş bütün
pehlivanlarımızı rahmetle analım.
KOCA YUSUF'UN FARKLILIĞI
> Güreş
tefrikalarının usta ismi rahmetli Tarihçi Murat Sertoğlu'ndan
dinlemiştim. Koca Yusuf, ağaçlara elense çekermiş. Yeni doğan bir
buzağıyı kucağına alır, tarlayı baştan sona dolanırmış. Ertesi gün
buzağı 1.5-2 kilo alır, ancak Koca Yusuf taşımaya devam eder. Daha
doğrusu buzağı Koca Yusuf'un kucağında büyürmüş.
> Koca Yusuf'un Bulgaristan'nın Şumnu ilçesinin Karalar
Köyü'ndeki doğduğu evinin kapısında 450 kiloluk bir süngüt taşı
bulunuyor. Yusuf bu taşı takla attırarak da idman yaparmış.
> Koca Yusuf, Karalar Köyü'ndeki evini kendisi yapmış. Bu
evin inşasında ağırlığı 200 kilo civarındaki meşe ağacını tek
başına 2 metreye kaldırdığı söyleniyor.
> Koca Yusuf'un en samimi arkadaşı Filiz Nurullah. 2 metre
10 santim boyunda ve 170 kiloluk bu dev adam, ölçülerinden dolayı
çoğu zaman güreşlere alınmıyordu. Koca Yusuf ile kan kardeşi olarak
birbirlerine karşı güreşmeme kararı almışlardı.
> Koca Yusuf 1.90 boyunda ve 130 kilo ağırlığındaydı.
Koca Yusuf'un Şumnu Karalar Köyü'ndeki evinden işte geriye yalnızca bu taş duvarlar kaldı.
GÜNÜMÜZÜN KOCA YUSUF'U AHMET
TAŞÇI
Kırkpınar'da 2 kez altın kemer ve 9 da
başpehlivanlık kazanan Ahmet Taşçı (53), Cumhuriyet döneminin en
büyük başpehlivanıdır. Kel Aliço'nun 56 yaşına kadar güreşme
rekorunu kırmak isteyen Taşçı, 57 yaşına kadar güreşecek. Güreşe
çok geç yaşlarda (25) başlayan ve rakiplerinden oldukça kısa olan
Ahmet Taşçı, buna rağmen acı kuvveti ve kendine has güreş tarzı ile
Kırkpınar'ın efsaneleri arasına girmeyi başardı. Kendisine 'Koca
Yusuf' diye hitap edilmesinden hoşlanan Taşçı, Koca Yusuf'un
hikâyelerini, güreşlerini ve kahramanlıklarını okuyarak büyüdüm.
Onunla karşılaşmayı çok isterdim. Bana camiada herkes onun adıyla
sesleniyor. Doğrusu, Koca Yusuf olarak takdim edilmekten
hoşlanıyorum. Ben güreşe gerçekten çok geç başladım. Hiç olmazsa 20
yaşında başlasaydım, şimdi çok daha farklı şeyler yapmış olurdum
dedi.
HÜSAMETTİN ACAR / TÜRKİYE İNTERNET SİTESİ