Kuşadası ilginç bir ölüm-kalım olayına sahne oldu

Beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın ailesi, hastalarının öldüğünü öğrenince büyük acı içerisinde önce camide sela okuttu, ardından kefen alıp, mezarını kazdırdı ama...

Kuşadası ilginç bir ölüm-kalım olayına sahne oldu

Daha sonra cenazeyi almaya gelen aile hastalarının yoğun bakımda makinaya bağlı şekilde yaşadığını öğrenince şoke oldu.

Acılı ailenin anlatımına göre olay şöyle gerçekleşti: 33 yaşındaki Sevinç Karataban, geçen Çarşamba akşamı evde elektrikçi eşi Ercan Karadaban (48) ile çocukları Oğuzhan (12) ve Batuhan (2) ile otururken birden fenalaştı. Eşi tarafından baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma şikâyetiyle hastaneye götürülen Sevinç Karadaban’a kan tahlili yapıldı. Ercan Karadaban’a eşinin bir şeyi olmadığı söylenerek eve götürebileceği söylendi. Ancak aniden fenalaşan Sevinç Karadaban yoğun bakıma alındı.

Ertesi sabah kendilerine hastalarının öldüğünün söylendiğini kaydeden Ercan Karadaban, “Bunun üzerine biz camiye giderek sela okuttuk. Kefen aldık. Ayrıca mezarını kazdırdık. Daha sonra eşimin cenazesini almak üzere hastaneye geldik. Ama bize cenazemizi vermediler. Nedenini sorduğumuzda, hastamızın beyin ölümünün gerçekleştiğini, ancak makinaya bağlı olarak solunum ve kalbinin çalıştığını ve yaşadığını söylediler. Hepimiz şoke olduk” dedi.

Bunun üzerinde Kuşadası devlet Hastanesi önünde bekleyişe geçen Sevinç Karadaban’ın eşi Ercan Karadaban, ablası Safiye Tuncay, babası Mustafa Sedan ile abisi Eyüp Sedan ve yakınları, beklerken kendilerine sürekli organ bağışı konusunda baskı yapıldığını iddia ettiler. Acılarını doğru dürüst yaşayamadıklarını belirten Sevinç Karadaban’ın babası Mustafa Sedan, kızının vasiyeti üzerine organ bağışını kesin olarak reddettiklerini belirterek, üç gündür sürekli organ bağışı istenmesine bir türlü anlam veremediklerini söyledi. Hastaneye girişlerinin yasaklandığını öne süren Sevinç Karadaban’ın ablası Safiye Tuncay ise “Hastanızın beyin ölümü gerçekleşti. Gere dönüşü yok. Ama şimdilik organları düzgün çalışıyor. Eğer organ bağışı yaparsanız, tüm organları almak için helikopter çağıralım. Yanımıza her gelen organ nakli sordu. Kabul etmedik” dedi.

Genç bir hekimin gelerek makinaya bağlı eşinin genç bir insan olduğunu ve direndiğini, bu nedenle kurtuluş umudu bulunduğunu söylediğini iddia eden Ercan Karadaban şöyle konuştu: “Hastanız öldü dendi, ama biz acımızı yaşayamadık. Kuşadası Devlet Hastanesi yönetimini şikayet edeceğiz. Dava açacağız. Eşimin makinaya da bağlı olsa yaşamasını istiyorum. Sonuna kadar bekleyeceğiz” dedi.

Yetkililer hastanın öldüğünü açıkladı

Öte yandan hastanın durumu ile ilgili bilgi veren Kuşadası Devlet Hastanesi Başhekimi Selma Özcan, 33 yaşında olan hastanın çok büyük olasılıkla beyin kanamasından öldüğünü belirterek, “Belki anevrizmadır. Ama bunu tetkik edemedik. Tanı koymak zor” dedi.

Hastanın hastaneye geldiğinde şuurunun kapalı olduğunu açıklayan Kuşadası Devlet Hastanesi Başhekimi Selma Özcan, yoğun bakım sorumlusu olan Muzaffer Çetinkaya isimli hekimin hastayla ilgili kendisine bilgi verdiğini ve solunumu duran hastayı cihaza bağladıklarını söylediğini ifade etti. Başhekim Selma Özcan sözlerine şöyle devam etti:

“Hasta ile ilgili net olarak ifade edebilirim ki; beyin ölümü büyük ihtimal gerçekleşti. Bunu nasıl anlıyoruz? Çünkü kalbi ilaçla çalıştırabiliyoruz. Kesin ölüm kararı için kardiyolog ve EEG gerekli. Ama bizim hastanemizde maalesef yok. Biz yüzde 99 beyin ölümü gerçekleşti diye düşündük. Bu kadar genç bir hastanın organları çok hayat kurtarır. Ancak organ bağışı konusunda hasta yakınları karşı çıktı. Biz yine de peşini bırakmadık. Aydın Devlet Hastanesi Organ Nakli bölümü ile görüştük. Hemen gelip gerekeni yapabileceklerini, ancak hasta yakınları istemezse olamayacağını söylediler. Şu anda maalesef böbrek ve karaciğer fonksiyonları yükselmeye başladı. Artık organ ölümü de gerçekleşmeye başladı. Zor bir karar. Ama hastanın doktoru uzman hekim Muzaffer Çetinkaya’dır. Kararı o verdi. Tüm sorumluk onundur” dedi.

Başhekim Özcan: “Aynı duyguları ben de yaşadım”

Bu arada acılı aile ile benzer duyguları geçmişte kendisinin de yaşadığını vurgulayan Kuşadası Devlet Hastanesi Başhekimi Selma Özcan, “Aynı şeyi eski vali Recep Yazıcıoğlu’nun ölümü sonrasında aile olarak biz de yaşadık. Prof. Dr. Mehmet Haberal, gece evimize geldi. Abimi Ankara’dan kendi hastanesine almak istedi. Ama beyin ölümü gerçekleşmişti. Organ bağışı istendi. Başta eşi ve çocukları olmak üzere biz de aile olarak karşı çıktık. Çünkü bize kötü geldi. Mantıklı düşünmeye çalıştık. Kendisi hayatta olsaydı organ bağışını kesin isterdi. Bu aileyi ve acılarını çok iyi anlıyorum. Ben hekim olarak bile aynı duyguyu yaşadım. Bir sevdiğinizin parçalayıp götürecekler diye düşünüyor insan. Ama keşke organ bağışı yapılabilseydi. Pek çok hayat kurtulabilirdi” dedi.