Kütahya Belediyesi’nin 'Evlilik' kitabına tepki!

Kütahya Belediyesi’nin 'Evlilik' kitabına CHP İl Başkanı tepki gösterdi.

Kütahya Belediyesi’nin 'Evlilik' kitabına tepki!
Hürriyet'te yer alan habere göre Kütahya Belediyesi’nin yeni evlenen çiftlere dağıttığı 'Evlilik ve Aile Hayatı' adlı kitabına CHP Kütahya İl Başkanı Zeliha Aksaz Şahbaz tepki göstererek, "Bu kitapta son derece mantık dışı fantezi boyutlarına varan kadını aşağılayan söylemler var" dedi.

Kitapta ''Sevişirken konuşursan çocuğun kekeme olur'', ''Çok eşlilik yararlıdır, hatta huysuz karısı olan erkek kadını boşayıp başka bir erkeğe bela etmek yerine, ikinci eşi alıp ilk eşin rekabet duygularını harekete geçirip onu dize getirse daha iyi olmaz mı'', ''Evin erkeği öfkelendiğinde evin hanımı hemen susmalı, özür ve af dilemeli, kocasını kızdırmamalı'' ifadelerinin yer aldığı iddia edildi.

CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet’in TBMM Genel Kurulu’nda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde de gündeme getirdiği Hasan Çalışkan’ın yazdığı 394 sayfalık 'Evlilik ve Aile Hayatı' adlı kitap Kütahya’da yeni evlenen çiftlere ücretsiz olarak veriliyor. Kitabın girişinde Kütahya Belediye Başkanı AK Parti’li Kamil Saraçoğlu’nun ''Ebedi sevgi yolunda atılan bu ilk adımda evlatlarımıza iki cihan saadeti dilerim'' ifadeleri de yer alıyor.

"KADINI CİNSEL KÖLE OLARAK SUNAN BİR KİTAP"

CHP Kütahya İl Başkanı Zeliha Aksaz Şahbaz, Kütahya Belediyesi’nin yeni evlenen çiftlere dağıttığı ’Evlilik ve Aile Hayatı’ adlı kitabının kadınları ikinci sınıf vatandaş olarak gösterdiğini söyledi.

Şahbaz şöyle dedi:

"Bu kitabı direkt evlendirme memurumuz, nikahı kıyan görevlimiz kendi elleriyle vermektedir. Bu kitabın içeriğine baktığımızda burada kadını ikinci sınıf bir vatandaş olarak, bir cinsel köle olarak ve bir erkeğin tamamen egemenliği altında bulunan bir kişi olarak tanımlayan bir kitap ve içinde son derece mantık dışı fantezi boyutlarına varan kadını aşağılayan söylemler var. Bunlardan bir tanesi, 'Kadının kocaya karşı görevleri nelerdir? Kocası ne zaman isterse onun cinsel olarak isteklerini karşılamak zorundadır. Bunu yapmaz ise bundan imtina ederse melekler sabahlara kadar lanet eder' gibi söylemler var. Kocanın kıskanma hakkı diye bir şey var. Erkek kadını kıskanır bu nedenle kadın yabancı erkeklerle kocasının izni olmadan konuşamaz evden çıkamaz, çalışamaz gibi söylemler var. Onun dışında boşanma ile ilgili bazı çağdışı söylemler var. Bunlar 'erkek karısını üç defa boş ol diyerek boşar ise tekrar evlenmek için bir başkasıyla gerçek bir evlilik ve cinsel birliktelik yapmak zorundadır' diye bir söylemler var. Bunlar tamamen kadını aşağılayan, kadını tabiri caiz ise tam anlamıyla cinsel bir köle olarak sunan bir kitap. Bu kitabın kamu eliyle, belediye vasıtasıyla evlenen çiftlere dağıtılması son derece sakıncalı buluyoruz. Kocanın haklarından bir tanesi de ’karısını dövme’ hakkı. Buna da yer verilmiş. Kadın eğer eşinin isteklerini yerine getirmiyor ise bunlar dövülebilir şeklinde tanımlamalar anlatımlar da var."

KİTAPTA YER ALAN VE TEPKİ GÖREN İFADELER


Kitapta yer aldığı iddia edilen ve tepki çeken ifadelerden bazıları şöyle:

- Çalışma hayatında kadın iş yerinde kocasından daha yakışıklı erkeği görürse gönlü ona kayabilir, kırsın dizini otursun.

- Kadının çalışması faydasızdır.

- Kadının çalışması ailede krize neden olur.

- Çalışan her iki kadından biri tacize uğrar, çalışma hayatı kadının kocasına karşı olan cinsel görevini olumsuz etkiler.

- Kadın ev işinde ve kocasının hizmetini görmede maharetli olmalıdır.

- Sevişirken konuşursan çocuğun kekeme olur.

- Kadın ev işinde ve kocasının hizmetini görmede maharetli olmalıdır.

- Çok eşlilik yararlıdır, hatta huysuz karısı olan erkek kadını boşayıp başka bir erkeğe bela etmek yerine, ikinci eşi alıp ilk eşin rekabet duygularını harekete geçirip onu dize getirse daha iyi olmaz mı.

- Evin erkeği öfkelendiğinde evin hanımı hemen susmalı, özür ve af dilemeli, kocasını kızdırmamalı.


2002 YILINDAKİ EVLİLİK REHBERİ KİTABI DA TEPKİ GÖRMÜŞTÜ

Kütahya Belediyesi’nin tartışma yaratan ilk evlilik kitabının sadece bu olmadığını belirten CHP İl Başkanı Şahbaz, 2002 yılında da ’Evlilik Rehberi’ adlı kitabın yeni evlenen çiftlere dağıttığını ve bu kitabın da kamuoyunda tepkiyle karşılandığını söyledi.

Kütahya Merkez Vaizi Mustafa Gazal’ın hazırladığı ve 2002 yılında Saadet Partili Kütahya Belediye Başkanı Süleyman Canan döneminde yeni evli çiftlere verilen kitapta "Kadın, kocasının evinde oturup, yemek ve temizlik gibi ev işlerinde kocasına ve çocuklarına hizmet etmekle mükelleftir. Kadının anne ve babasından başka hısımlarını senede bir defa ziyaret etme hakkı vardır. Koca yabancıları ziyaretten ve düğünlere gitmekten hanımını men edebilir" ifadeleri yer almıştı.

O kitaba hükümet de tepki verdi

“Vallahi, çağa, bilime uymayan bir kitabı ne biz okuyabiliriz ne bakabiliriz” diyen Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, şu ifadelerde bulundu:

VATANDAŞ DA KATILMIYOR

“Herkes dağıtabilir. Dağıtır ama vatandaşın da elinde bir terazisi var. Vatandaşın gözü terazidir. Kim neyi doğru yapıyor, yanlış yapıyor. Onların dediğine siz katılıyor musunuz? Katılmıyorsunuz. Vatandaş da katılmıyor. Vatandaş da katılmazsa bu kitabın bir değeri yok ama buna rağmen vatandaş katılıyorsa, o zaman da bizde acaba bir düşünelim mi diye farklı bir düşünceye sahip olmamız lazım. Ama bizim çağa uygun olmayan, bilime uygun olmayan hiçbir görüşe itibar etmiyoruz.”

''LAİKLİK BİZİM DÖNEMİMİZDE GÜÇLENDİ''

Laiklik, Türkiye’de AK Parti döneminde güçlendi. Eğer turizm 40 milyona çıkmışsa, turizm tesisleri artmışsa... Turizm, kültürler arasında geçişi, insanlar arasında, uluslararasında farklı kültürler tanımayı da sağlar. AK Parti’den önce Türkiye’ye gelen turist sayısı 9 milyonken bir ara 40 milyona yaklaştık, düşmüş dahi olsa şimdi 20 milyonun üzerindeyiz. Yine, üniversitedeki kadın öğretim üyelerinin oranı yüzde 29,5; AB’de yüzde 15 civarında. Kadının istihdamı arttı. Dolayısıyla, kadının istihdamı artarsa, turizm artarsa, kadın öğretim üyelerinin istihdamı artarsa Türkiye’de laikliğin güçlendiği doğrultusunda vatandaşımızın bilgisi, kanaati vardır. Kimsenin inancına karışılmaz, kimsenin kıyafetine karışılmaz. Dolayısıyla da bu ülkede millet neye inanıyorsa inansın, devletin hiçbir grubun inancını tanımlama, belirleme hakkı, yetkisi yoktur. Bu hak, devlete ait değildir, vatandaş kendisi belirler”